No account yet? Register
3 tarafı denizlerle çevrili olan ülkemizde deniz anası ile karşılaşmayanlarımız halen var mı bilmiyorum ama, yakın gelecekte artan dünya ısısı ve çevresel etkilerin sonucu olarak görmeyenimiz kalmayacak gibi. Zira, pek çok denizbilimciye göre, eskiye oranla giderek artmakta olan deniz suyu sıcaklığı sayesinde tüm denizlerimizde bir deniz anası istilası şaşırtıcı olmayacak. Bugünkü yazımızda, deniz anası maruziyetinin sağlığımız üzerine etkileri ve tedavi ilkelerine yer verilecektir.
Yukarıdaki harita, deniz anası popülasyonundaki gelişimi bildirmekte olup, 2013 yılında yayınlanan bir çalışmadan alınmıştır. Buna göre, kırmızı alanlar kesinlikle arttığını, turuncu alanlar arttığını, yeşil alanlar stabil/değişken seyirde olduğunu, mavi alanlar azaldığını, gri alanlar net bilginin olmadığını ifade etmektedir. Daire büyüklükleri ise kayıtların güvenilirliğini göstermektedir. Haritada Karadeniz üzerindeki kırmızı ve büyük dairelere dikkat ediniz…
Milyonlarca yıl öncesinden bu yana varlığını sürdüren deniz analannın vücutlarının %95′ ini su, %4′ ü tuz, ve %1′ i de proteinlerden oluşur. Kalpleri, beyinleri, kemikleri, pullan ve gerçek gözleri yoktur. Epiteldokuları birbirine bağlanmış ve az miktardaki hücrelerarası maddeden oluşan deniz analarının, sinir sistemleri sinir ağı biçiminde şekillenmiştir. Denizanalarının korunma ve yiyeceklerini yakalamaya yarayan yakıcı kapsüllerin içindeki zehirli hücrelere nematosist’ ler denir. Yakıcı hücreler tentakül dediğimiz dokunaçlarda değil canlının dışında yer alan üst derinin iç kısımlarında yer alır. Gerektiğinde nematosistlerin fışkırması için dış deri ye doğru hareket gerçekleşir. Nematosistlerin fışkırması ve maruziyetle klinik bulgular ortaya çıkar.
On binden fazla türü olan ve 5 alt grupta incelenen deniz anası familyasında 100 kadar tür tehlikelidir. En tehlikelisi endo-pasifik kutu deniz analarıdır (chironex fleckeri). Bu tür, geçtiğimiz yüzyıl içinde çoğunluğu genç erişkin olmak üzere 70 den fazla ölümden sorumlu tutulmuşdur.
Türk karasularında bulunan bazı denizanası türleri ve türkçe isimleri;
Aurelia aurita (Ay denizanası) Rhizostoma pulmo (Deniz ciğeri denizanası) Pelagia noctiluca (Mor sokar denizanası) Cotylorhiza tuberculata (Maviş denizanası) Chrysaora hysoscella (Pusula Denizanası) Cassiopea andromeda (Ters-Düz deniz anası) Rhopilema nomadica (Göçmen Denizanası) Phyllorhiza punctata (Beyaz noktalı denizanası)Bunlar içinde en tehlikelisi göçmen deniz anasıdır
Rhopilema nomadica (Göçmen Denizanası); BİMER tarafından 9.07.2014 tarihinde bana gönderilen yazıya göre, bir süre önce Marmaris ve Güllük körfezlerinde bu tür deniz analarına rastlanmış. Uzmanlar, rastlanan bu deniz anasının yaklaşık yarım metre çapında ve 4 kilogram ağırlığında olduğunu, ve vücudunda 5 milyar zehirli iğne bulunduğunu belirtiyor.
Deniz anası maruziyetinde klinik bulgular
Ağrı, eritem, ürtiker, vezikül, hipo/hiper pigmentasyon ve maruziyet alanında yüzeyel nekroz deniz anası maruziyetlerinde karşımıza sıkça çıkabilen klinik bulgulardır. Bazen, ortaya çıkan ağrı bir kaç hafta devam edebilirken; skar ve cilt rengi değişiklikleriyle beraber gecikmiş hipersensitivite reaksiyonu içinde de kendini gösterebilir. Yine bazı maruziyetlerde, Irukandji sendromu da görülebilir.
Irukandji sendromu; Özellikle Carukia barnesi adı verilen deniz analarına maruziyet durumunda ortaya çıkabilen sendroma; cubozoan ya da kutu deniz anaları familyasının herhangi bir üyesi neden olabilir. Ağrı ve kızarıklığı, karın, sırt ya da göğüs ağrılarıyla beraber olan taşikardi, hipertansiyon, terleme, ajitasyon takip eder. Nadir de olsa, bazen pulmoner ödemin eşlik ettiği/etmediği miyokard depresyonu gibi kardiyak komplikasyonlara rastlanabilir.
Ülkemizde daha çok cilt bulgu ve şikayetleri bildirilen maruziyetleri duyuyor olmamız; karasularımızda zehirli denizanası türlerinin olmadığını düşündürmemeli.
Acil Yaklaşım ve Tedavi
Deniz anası maruziyetindeki 3 temel amaç vardır;
- Venoma (toksine) bağlı lokal etkileri dindirmek (ağrı ve doku yaralanması)
- Nematositlerin salınımı önlemek
- Şok vb. sistemik reaksiyonları kontrol etmek.
Bu amaçlar tedavinin temelini oluştursa da; maruziyet sonrası ilk yaklaşımın, temel yaşam desteği olduğu unutulmamalı.
Tedavi sırasında bir diğer önemli nokta da; yapışmış ise, deniz anasına ait yapıların vücuttan ayrılmasını sağlamaktır. Nematosit salınımına neden olmayacak şekilde dikkatlice yapılması gereken bu işlem için önerilen metod; maruz kalınan cilt bölgesi deniz suyu ile yıkanırken, pens / cımbız yardımı ile bu yapıların uzaklaştırılmasıdır.
Ağrıyı kontrol etme, lokal reaksiyonları ve toksin serbestleşmesini önlemek adına yapılan diğer işlemler deniz anasının türüne göre değişmekle birlikte üzerinde konsensus sağlanmış yöntemler;
- Oral/topikal analjezikler
- Isıtılmış deniz suyu
- Karbonat uygulaması (deniz suyu ile karıştırılıp cilde sürülebilir)
- Buz aküleri
- Sirke (Cubozoan ve avustralya dışı Physalia’ lar için)
Denizanasına temas ettiyseniz, sudan çıktıktan sonra o bölgeyi amonyaklı su ile silin. Ancak yaraya dokunmayın, ovuşturmayın ve kesinlikle de kaşımayın.
Tropik bölgelerde hayatı tehdit eden cubozoan türlerin çok daha fazla olduğu düşünüldüğünde, ilk yaklaşım; sirke uygulamasını takiben dokungaç çıkarımı ve ardından buz aküsü uygulamasıdır. Tropik olmayan bölgelerde ise hayatı tehdit edici türler daha az yoğunluktadır ve; ilk yaklaşım olarak öne çıkan uygulamalar: Deniz suyu yıkamasını takiben; Physalia maruziyeti ise, 20 dk 42 dereceye ısıtılmış sıcak su uygulaması ya da, Bilinmeyen türler için, buz aküsü uygulamasıdır.
Henüz üzerinde konsensus sağlanmamış ve tartışılan bazı yöntemler ise;
- Yüksek doz IV Askorbat (uygulamadan 10 dk sonra ağrıyı azaltığı bildirilmekte)
- Topikal inhibitor kremler (Safe Sea®)
- MgCl2 solusyonu
- Topikal lidokain
- BaCl2 solusyonu
- Baskı bandaj (kullanılmaması daha ön planda)
- IV magnezyum sülfat
- Sodyum bikarbonat
- Alüminyum sülfat
- Alkol
- Aseton
Safe Sea®, İsrail menşeili ürün dünya genelinde bir çok ülkede yüzücüler tarafından kullanılmakta. Octyl methoxycinnamate ve çinko oksit kremin ana maddeleri olup, nematositlerin geçisini etkin biçimde engelleyebiliyor. Aynı zamanda güneş kremi olan bu ürünün önleyiciliği üzerine, çok fazla tartışma olmamakla birlikte, toksinin cilde nüfuz ettiği durumlardaki etkisi sorgulanmakta… Literatürde bu konuda pek de başarılı olmadığı yönünde çalışmalar mevcut olsa da, şikayetleri kısmen azalttığı bildirilmekte.
“Yukarıda, literatür bilgileri ışıgında deniz anaları ve maruziyet durumunda acil yönetimi konusunda genel bilgilere yer verdim. Bununla birlikte, BİMER aracılığı ile Orman ve Su işleri Bakanlığı, Doğa koruma ve Milli parklar genel müdürlüğünün başvuruma verdiği yanıttaki özel uyarıyı da aşşağıda bulabilirsiniz… “
Pelagia Noctiluca (Forskal) Türünden Uzak Durun..!
Pelagia Noctiluca (Forskal) Mantar şekildeki vücudundan sarkan 8 adet küçük ve ağız çevresinde bulunan 4 adet büyük tentaküller (duyarga) ile hoş bir görüntü oluşturan 10 -15 cm. boyundaki Pelagia noctiluca türü aslında zehirli ve tehlikeli bir denizanasıdır. Fosforesans özelliğinden dolayı suyun altında hafif bir ışık yayar. 50 metre derinliğe kadar görülebilir. Rengi kırmızımsı sarıdan mora doğru değişebilir. Bu hayvana Ege ve Akdeniz kıyılarında özellikle yaz aylarında sıkça rastlanabilir. Duyargalar (tentakül) etrafında bulunan yakıcı kapsüller ile insana dokunduğunda vücutta acılara neden olabilir. Bu tentaküller 50 cm uzunluğa kadar olabildiğinden hayvandan uzak durmak gerekmektedir. Hayvana dokunduğunuzda vücutta şişme, yanma, kızarıklıklar ve ateş görülebilir. Bu gibi durumlarda acıyan veya şişen organı zaman kaybetmeden sirke veya limonla yıkayınız, yarayı kaşımayınız veya silmek için bastırmayınız. Acı ve şişlik devam ederse en yakın sağlık merkezine gidiniz.
Kaynaklar
- Tintinalli JE, Stapczynski JS, Ma OJ, Yealy D, Meckler GD, Cline DM. Tintinalli’s Emergency Medicine: A Comprehensive Study Guide. 8th Edition. New York: McGraw-Hill, 2016.
- Currie BJ, Jacups SP. Prospective study of Chironex fleckeri and other box jellyfish stings in the “Top End” of Australia’s Northern Territory. Medical Journal of Australia 2005; 183 (11/12): 631.
- Brotz L, Cheung WWL, Kleisner K, Pakhomov E, Pauly D. Increasing jellyfish populations: trends in Large Marine Ecosystems. Hydrobiologia 2012; 690:3-20. (RESİM – HARİTA KAYNAĞI)
- 1. Ulusal Denizanası Çalıştayı. Bodrum, Türkiye. (20 Mayıs 2011) Url adres: http://www.denizanasi.org/pdf/1sonbildirge.pdf (Son erişim tarihi: 10/07/2016)
- Cegolon L, Heymann WC, Lange JH, Mastrangelo G. Jellyfish stings and their management: A rewiew. Marine Drugs 2013; 11: 523-50.
- Başbakanlık iletişim merkezi aracılığı ile Orman ve Su işleri Bakanlığı, Doğa koruma ve Milli parklar genel müdürlüğünün 459334 numaralı başvuruma verdiği yanıt. (Başvuru tarihi: 17.06.2014 )
- “Pelagia Noctiluca” deniz anasına ait görsel kaynak sitesi: http://www.pictolife.net/photos.php?table=cnidaires&famille=M%E9duses&lang=de (Son erişim tarihi: 10.07.2016)
ÖNEMLİ NOT: Aşağıdaki metinde, konuyla ilgili yazının yayınlanma tarihinde güncel literatürde olan ve yazarın dikkatini çeken önemli noktalara yer verilmiştir. Yazı, herhangi bir makale veya kılavuzun birebir çevirisi olmayıp yazarın yorumlarını içermektedir ve sağlık profesyonellerine yöneliktir. Tıp sürekli gelişen ve değişen bir alandır; tıbbi uygulamalarınızda güncel literatürü esas almanız tavsiye edilir.
Yazar