fbpx

Pnömotorakslı Kişiler Uçak Yolculuğu Yapabilir Mi?

Favorilere Ekle (0)
Please login to bookmarkClose
Please login

No account yet? Register

İrlandalı doğa filozofu Robert Boyle’un 1662’de ortaya koyduğu Boyle Yasası ’na göre; sabit sıcaklıklarda, basıncın düşmesi, gaz hacminde artışa neden olmaktadır.

Ekran Resmi 2015-06-10 10.57.23

Eğer bahsi geçen bu gazın vucütta bir odacığın içinde olduğunu düşünecek olursak, ozaman uçak yolculuğu gibi hipobarik ortamlar, bu odacığın büyümesine sebep olacaktır. Sanırım herkesin aklına aynı soru geldi;

Pnömotorakslı kişiler uçak yolculuğu yapabilir mi?

Geleneksel olarak, pnömotorakslı (Px) hastaların uçak yolculuğu yapmaması önerilmektedir. Bu öneriler genellikle spontan Px’lı askerlerin eski deneyimleri sonrasında bir görüş olarak edinilmiştir (1-5). Sonrasında 2003’te Amerika Hava Tıbbı Derneği (Aerospace Medical Association- AsMA) bir klavuz yayınlamıştır ve bu klavuza göre pnömotorakslı hastanın uçak yolculuğu yapması kontraendike olarak belirtilmiştir (6). Benzer şekilde İngiliz Toraks Derneği’de (British Thoracic Society – BTS) 2011’de pnömotorakslı hastaların uçağa binmemelerini önermiştir (7). AsMA ‘nın yayınladığı klavuzda travmatik Px (tPx) ta tedavi sonrasında Px görünümü grafiden tamamen kaybolduktan sonra 2-3 hafta boyunca uçak yolculuğu yapmamasını önermektedir. Her iki derneğin görüşlerileri de genel olarak uzman görüşüne dayanmaktadır ve bu kılavuzları destekleyen kuvvetli kanıt yoktur (8).

Grafi bulgularının kaybolmasının üzerinden daha 2 hafta geçmeden uçak yolculuğu yapan tPx’li hastaların incelendiği objektif bir çalışma yok (8). tPx’li hastaları, hipobarik ortamda inceleyen göze çarpan sadece bir çalışma bulunmaktadır (Majercik ve ark.) ki o da bu kılavuzların önerdiğinden oldukça farklı bir sonuca ulaşmıştır.

Açıkçası, bu yazıyı yazma fikrim; Majercik ve ark. çalışmasını okuduktan sonra oluştu.

Bilindiği üzere deniz seviyesindeki standart atmosfer basıncı 760 mmHg’dır. Uçak yolculuklarında kabin içi basınç her ne kadar dengelenmeye çalışılsa da 760 mmHg korunamamaktadır. AsMA bu değerlerin çok düşebildiğini belirtmiş, oluşabilecek sağlık problemlerini engellemek için, uçuşlarda kabin basıncının 554 mmHg’dan daha düşük olmamasına karar vermiştir (6).

Majercik ve ark.’larının yaptığı prospektif gözlemsel çalışma, tüp torakostomi uygulanmış ve 48 saat içinde tüpü çıkarılmış 20 tPx’lı hasta ile yapılmış. Bir basınç simülasyon odası kullanılarak, hipobarik bir ortam oluşturulup, 2 saatlik bir uçak yolculuğu taklit edilmiş. Bu sırada hastaların klinik durumları, vital değerleri ve eşzamanlı radyografileri dökümente edilmiş. Hastalar 2 gruba ayrılmış. Birinci grup tPx’lı hastalarda oda basıncı; AsMA tarafından alt sınır değer olarak belirlenmiş 554 mmHg’ya, ikinci grupta ise basınç değeri daha da aşağıya çekilip 471 mmHg’ya düşürülmüş.

Hastaların hiçbirinin; kardiyopulmoner şikayeti olmamış, vital değerlerinde (TA, nabız, O2sat) anlamlı değişiklikler olmamış. Hiçbirinde tansiyon Px gelişmemiş, hiçbir hastada girişimsel işlem gerekmemiş. Eşzamanlı çekilen grafilerde hastaların Px’larının artmış olduğu gösterilmiş (5.6mm). Px miktarlarında artış görülmüş olsa da tüm hastalar bu durumu iyi tolere etmiş hatta hiçbir semptom geliştirmemişler. Simülasyon bitiminden 4 saat sonra tüm hastaların Px’leri eski haline dönmüş.

Ekran Resmi 2015-06-10 10.51.21

Sonuç olarak;

Eğer bu çalışma gerçeği yansıtıyorsa;

  • Bu uçak yolculuğundaki hastaların Px miktarlarında artış oldu mu? Evet.
  • Peki bu artışı hastalar rahat tolere edebildi mi? Evet.
  • Yolculuk boyunca vitallerde değişim oldu mu? Hayır.
  • Herhangi bir girişim gerekti mi? Hayır.
  • Yolculuk sonrası Px’ları eski haline döndü mü? Evet.

Öyleyse AsMA ve BTS ‘nin kılavuzlarındaki önerilerinin aksine tPx’lı hastaların uçuş yapmak için 2-3 hafta beklemeleri gerekmiyor gibi görünüyor.

Majercik ve ark.’larının çalışması; kılavuzları değiştirebilecek nitelikte ve hasta sayısı yeterli olan bir çalışma değil. Sanırım konu ile alakalı daha fazla hastayla, belki de yapılanlara ek olarak eş zamanlı arteryel kan gazı da bakılarak, yapılacak objektif çalışmalar kılavuzlara ışık tutabilir. Ancak bu çalışmanın; objektif verilere dayalı olmayan dogmatik yaklaşımların ve genel kaidelerin yanlış olabileceğini göstermesi, bu anlamda açık görüşlü, objektif , prospektif çalışmaların önemini bizlere bir daha hatırlatması açısından güzel bir örnek olduğunu düşünüyorum.

KAYNAKÇA
  1. Skjenna OW, Evans JF, Moore MS, Thibeault C, Tucker AG. Helping patients travel by air. CMAJ. 1991;144:287-293.
  2. Coker R. Managing passengers with respiratory disease planning air travel:British Thoracic Society recommendations. Thorax. 2002;57:289-304.
  3. Fuchs HS. Incidence of spontaneous pneumothorax in apparently healthy air crews. Aerospace Med. 1967;38:1286-1288.
  4. Stonehill RB, Fess SW. Commercial air transportation of a patient recovering from pneumothorax. Chest. 1973;63:300.
  5. Voge VM, Anthracite R. Spontaneous pneumothorax in the USAF aircrew population: a retrospective study. Aviat Space Environ Med. 1986;57:939-949.
  6. Aerospace Medical Association, Air Transport Medicine Committee. Medical guidelines for airline travel, 2nd edition. Aviat Space Environ Med. 2003;74(5, II):A1-A18.
  7. British Thoracic Society Air TravelWorking Group. Managing passengers with stable respiratory disease planning air travel: British Thoracic Society recommendations. Thorax. 2011;66:i1-i3
  8. Majercik S., Cleared for takeoff: The effects of hypobaric conditions on traumatic pneumothoraces. J Trauma Acute Care Surg.2014 Nov;77(5):729-733.

Bu Yazının Podcasti

Acilcinin Sesi

Bir Yanıt

blank
Ara