No account yet? Register
Anket çalışmaları kendi alanımızda olduğu gibi pek çok alanda da karşımıza çıkan çalışma tiplerinden birisi. Akademik ilerleme sürecinde dosya doldurma baskısı düşünüldüğünde hızlıca yapılabilmesi, geniş örneklemlere kısa sürede zahmetsiz şekilde ulaşılabilmesi gibi nedenlerle araştırmacılar anket çalışmalarını sıklıkla tercih etmektedirler. (E-posta kutunuza düşen anket çalışmalarının sayısından tahmin edebilirsiniz bunu). Ancak bu sayısal çoğunluğa rağmen bu anketlerin önemli bir kısmı aslında özensiz hazırlanmış, geçerlilik ve güvenirlilik analizleri yapılmış net bir ölçek içermemektedir.
Aslında anket çalışmaları gözlemsel araştırma alt tiplerinden birisidir ve kesitsel-tanımlayıcı bir çalışma tipi olarak kategorize edilebilir. Anket çalışmalarının diğer çalışma tiplerine göre en önemli güçlü yönü normalde direk ölçülebilir olmayan insan düşüncüleri, tutumları, bir durum karşındaki inanış ve davranış şekilleri gibi soyut başlıkları ölçülebilir hale çeviren ve böylelikle bilimsel çıkarımlar yapmamızı sağlayan ölçümler sağlamalarıdır. Ancak bu anket çalışmalarının hepsi için geçerli değildir. Genel olarak anket çalışmaları kalitatif ve kantitatif olarak ikiye ayrılmaktadır. Kalitatif anket çalışmalarında standart bir ölçüm bulunmamaktadır. Dolayısıyla istatistik yapılacak matematiksel veriler elde edilememekte sonuç itibariyle evrene genellenememektedir. Bu tip çalışmalar daha çok ticari kuruluşların – şirketlerin kendi müşterileri hakkında hızlıca bilgi alıp pazarlama yöntemlerini belirleme veya belirli bir kurum – şirketin çalışanlarına yönelik belirli bir sorun hakkında görüşlerini toplayıp yönetsel iyileştirmeler yapmaları için kullanılmaktadır. Sorular açık uçlu olabileceği gibi çoktan seçmeli ölçeklerde kullanıyor olabilir. Ancak çoğu durumda bu ölçeklerin geçerli bir bilimsel karşılığı bulunmamaktadır. Maalesef özensiz hazırlanan anketlerin pek çoğu kalitatif olmanın ötesine geçememektedir.
İkinci tip anket ise kantitatif anket çalışmalarıdır. Kantitatif çalışmalarda kullanılan ölçekler sayesinde yukarıda bahsi geçen normalde ölçülebilir olmayan soyut durumlar ölçülebilir hale dönüştürülmektedir. Ölçüm bizim için çok önemlidir. Çünkü genel geçer ilk kuralımız bilim ölçüm demektir. Ölçemediğimiz ve sayısal olarak ifade edemediğimiz hiçbir parametre hakkında bilimsel çıkarım yapamamaktayız. Ama bu kadarı da yetmemektedir. Ölçüm dediğiniz anda ölçeğinizin geçerli olup olmadığı ve güvenilir olup olmadığı sorusu karşımıza gelmektedir. Bozuk tansiyon manşonu ile 10 kez tansiyon ölçümü yaptığınızı düşünün. Bu hastanın gerçek tansiyonu 120/80mmHg olsun. Siz bu tansiyon ölçümleri sonucunda birbirinden farklı 10 adet sonucu elde ediyorsanız geçersiz ve güvenilir olmayan bir ölçeğiniz var demektir. Bu yaptığınız ölçümlerin hepsinde 180/110 gibi yanlış ama hep aynı sonucu alacak şekilde ölçüm yapıyorsanız bu durumda da güvenilir olan ama geçersiz bir testiniz var demektir. (Şekil-1).
İşte aynı durum anket çalışmasında kullandığınız ölçek içinde geçerlidir. Siz bir konu hakkında araştırma yapmak istiyorsanız ve size göre mantıklı gelen 20 soruluk bir anket oluşturuyorsunuz. Ancak bu 20 sorunun tam olarak neyi ne kadar ölçtüğü konusunda hiçbir kanıt bulunmamaktadır. Bu şekilde yapılacak bir çalışmanın yine kalitatif olmanın ötesine geçme şansı bulunmamaktadır.
Bu anlamda eğer bir araştırmacı anket çalışması planlarken ölçek geliştirmek gibi bir amacı (ki bu iş uzmanlarına bırakılması gereken oldukça uzun bir süreç) yoksa kendi sorusuna yönelik daha önce geliştirilmiş güvenirlik ve geçerlilik analizleri yapılmış ölçekleri araştırıp bulup kendi çalışmasında kullanması en mantıklı yoldur. Bunun için kullanılabilecek kaynaklardan birisi Türkiye ölçme araçları dizinidir (https://toad.halileksi.net/olcek). Bu dizinde şuan itibari 7069 adet ölçek bulunmaktadır.
Bu basit kurallara dikkat edilmeden yapılan araştırmalar sonucunda genellikle sonuçları açısından evrene genelleme yapılamayan, başka sonuçlar ile karşılaştırılamayan, bilimsel değeri oldukça düşük ve pek çok derginin kabul etmeyeceği bulgular elde edileceği unutulmamalıdır.
İyi okumalar…