fbpx

Bruce Lee’yi Kim Öldürdü?

Favorilere Ekle (0)
Please login to bookmarkClose
Please login

No account yet? Register

“Su gibi şekilsiz, biçimsiz olmalısın. Bir bardağa su döktüğünde, su o bardağa dönüşür. Şişeye su döktüğünde, şişe olur. Çaydanlığa su döktüğünde, çaydanlık olur. Su damlayabilir de, parçalayabilir de… Su gibi ol dostum.”

Bruce Lee

Bruce Lee adını gördükleri anda, yaşı yeten okurlarımızın aklına türlü türlü şehir efsaneleri de dolmuştur eminim. Gerçekten de, hayatı hakkındaki bir çok bilgi kesin olsa da, ölümüyle ilgili kafa karışıklıkları olduğu için; konu bir efsane halinde ülkeden ülkeye ve kulaktan kulağa dolaşırken, hormonlu bir milenyum sebzesi gibi giderek boyut büyütmüştür. Mesela 90’ların ortasında bir mahallenin nem kokan karate salonuna ışınlanma şansı (veya şanssızlığı) bulsanız, bir beyaz kuşağın diğerine şu hikayeyi anlattığını duymanız işten bile değildi:

Bruj Li üçüncü dan ve çok kaslı olduğu için vücuduna kurşun bile işlemiyormuş. Sadece ensesini kasamadığı için orası zayıf noktasıymış. Çin-Amerikan mafyası bunu bildiği için uykusunda ensesinden vurarak öldürmüş.” 

İşin efsane boyutu kaybolup gitse de, birçoğumuzun Bruce Lee’nin vurularak öldürüldüğünü hatırlaması belki de bu yüzden… Oğlu Brandon Lee’nin 1993’te film çekimleri sırasında “kaza kurşunu” ile vurularak ölmesi de kafa karışıklığını artırmıştır kuşkusuz.

Bu yazımızda; mayıs ayında yayınlanmasına rağmen, geçtiğimiz günlerde popüler hale gelen ve ülkemiz medyasında da geniş yer bulan bir makale üzerinden Bruce Lee’nin (muhtemel) gerçek ölüm nedenini inceleyeceğiz.

Şimdi karate kuşaklarımızı tozlu dolaplarından çıkarıyor ve Bruce Lee’nin ölümüne dair güncel iddialara geçiyoruz.

Bruce Lee Kimdir?

Bruce Lee, Hong Kong asıllı bir dövüş sanatçısıdır. Baba tarafından Kantonlu, anne tarafından Avrasyalıdır. Eğlence sektöründe yer alan ailesinin Amerika’da bulunduğu sırada, 1940’ta dünyaya gelir. Ailesi, o henüz dört aylıkken Hong Kong’a geri döner. Kendilerini kısa sürede Dünya Savaşının ortasında bulurlar. Japonya, Hong Kong’u alır ve dört yıl idarede kalır. 

Okul döneminde haylaz bir çocuktur. Okuldan okula transfer edilir, bolca sokak kavgalarına karışır. Babası bakar olacak gibi değil, “enerjisini atsın” diye spora yazdırır. Yetmez, daha çocuk yaşta babasının teşvikiyle Hong Kong sinemasına çocuk oyuncu olarak dahil olur.

Sonraları dövüş filmleriyle popülerlik kazansa da, aslında daha 18 yaşına gelmeden, hiç biri dövüş filmi olmayan 20 filmde rol almayı başarır. Bir yandan da çeşitli dövüş sanatları üzerine eğitim almaya devam etmektedir. Hırslı bir çocuktur, yeni teknikler öğrenebilmek için usta isimlerin kapısında sabahlar, ancak hiç birine “ömrünü adayacak” isteği kendinde bulamaz.

Karıştığı kavgalar artar. Ailesinin de isteğiyle, 19 yaşında pılını pırtısını toplar, ablasının da yaşadığı ve doğum nedeniyle vatandaşı olduğu ABD’nin yolunu tutar. Burada 21 yaşında üniversiteye başlar. Ortamı koklar, dövüş sanatları öğreterek hayatını kazanmanın mümkün olduğuna kanaat getirir. Vakit kaybetmeden ilk dövüş okulunu açar. 1964 Long Beach Uluslararası Karate Şampiyonası’nda yaptığı gösterisi ve konuşması ile ilgileri üzerine toplar. Chuck Norris, Sharon Tate gibi ünlü isimlere eğitmenlik yaptıkça ünü de katlanır. 

1970’lerde çektiği Hong Kong-Hollywood ortak yapımı filmlerle, batının Çin uzakdoğu sporlarına yoğun ilgi duymasına yol açar.

Lee, filmlerinde Çin milliyetçiliğini yansıtması sebebiyle Çinliler arasında karizmasını artırırken; Asyalılarla ilgili klişeleri yıktığı için de Asyalı Amerikalılar arasında tanınan bir figür haline gelir. Öğrendiği çeşitli dövüş sporlarını birleştirerek Jeet Kune Do adını verdiği kişisel dövüş sanatını geliştirir ve “Henüz bir uzakdoğu sporunda usta olmadan büyük işlere kalkışması” ve “Uzakdoğu sporlarını ülke dışına çıkartması” nedeniyle çeşitli dövüş sanatları ustaları tarafından yoğun olarak eleştirilir. 

1,72’lik boyu ve 64 kiloluk kastan müteşekkil vücudu ile beyaz perdede isteneni verir. Beslenme konusunu ciddiye alır ve sağlıklı gıdalara, yüksek proteinli içeceklere, vitamin ve mineral takviyelerine fazlasıyla ilgi duyar. Yüksek performanslı bir vücuda sahip olmanın, iyi bir arabanın motorunu korumak gibi olduğunu söyler; abur cuburdan, boş kaloriden kaçar. 

Nasıl Öldü?

Takvimler 10 Mayıs 1973’ü göstermektedir. Bruce Lee, Hong Kong’daki Golden Harvest Film Studio’daki Enter The Dragon filminin dublaj çalışmaları sırasında bilincini kaybeder. Hong Kong Baptist Hastanesi’ne kaldırılır. Burada serebral ödem teşhisi alır, Mannitol uygulamasıyla şikayetleri geriler. 

20 Temmuz 1973 Cuma günü; Lee yapımcı Raymond Chow ile saat 14:00’de kendi evinde bir araya gelir. Evde Game of Death filmi üzerine 16:00’ya kadar çalışırlar. İkili daha sonra Tayvanlı bir aktris olan Lee’nin meslektaşı Betty Ting Pei’nin evine gider. Üçü Ting’in evinde senaryo üzerinde çalışır ve daha sonra Chow bir akşam yemeğine katılmak için oradan ayrılır.

Chow gittikten sonra Lee baş ağrısından şikayet eder. Bunun üzerine Ting ona aspirin ve meprobamat içeren ağrı kesici bir ilaç olan Equagesic verir. Lee, 19:30 civarında kestirmek için uzanmaya gider.

Ting, bir süre sonra Lee’yi uyandıramaz ve Chow’u arayarak yardıma çağırır.  Chow daireye geri döner ve doktor çağırırlar. Çağırdıkları doktor, ambulans gelene kadar 10 dk resüsitasyon uygulamasına çabalar, ancak yanıt alınamaz. Queen Elizabeth Hastanesi’ne ambulans ile sevk edilen usta aktörün, burada hayatını kaybettiği duyurulur.

Otopside darp-cebir izine rastlanmaz. Sadece beyni ciddi oranda ödemli görünmektedir (Ağırlığının 1400 gr olması beklenirken, 1575 gr olduğu not edilir). Otopside, ölmeden aldığı Equagesic ilacı da saptanır.

Scotland Yard tarafından özel olarak görevlendirilen Adli Bilimci Donald Teare; ölümün, adı geçen ilacın içindeki etken maddelerden birine bağlı alerjik reaksiyon sonucu gelişen beyin ödeminden kaynaklandığı sonucuna varır. Ölüm kayıtlara “kaza sonucu ölüm” olarak geçer. Lee’nin midesinde esrar bulunduğu ve ölüme bunun neden olduğu iddiaları ortaya atılsa da; hastanenin klinik patoloğu ve Donald Teare bunun muhtemel olmadığını açıklarlar.

2018’de yayınlanan bir biyografi, durumun yoğun efor ve sıcak çarpması sonucu olduğunu iddia etmesiyle dikkat çeker. Bruce Lee’nin, film çekimlerinde terli görünmesinin rahatsız edici olduğunu düşünerek, 1972’de koltuk altı ter bezlerini aldırmış olması da bu iddianın ispatı gibi sunulur. Güya sıcak havada yoğun çalışan Lee, ter bezleri de alındığı için terleyememiş, vücudu fazla ısınmaktan iflas etmiştir. Halbuki ne o gün hava çok sıcaktır, ne otopside organ yetmezliği bulgusu vardır, ne de koltuk altı ter bezleri alındı diye insanlar sıcak çarpması yaşar. Hani duy da inanma…

Son İddia

Yazıya konu olan makalenin iddiası, belki de şu ana kadarki en elle tutulur iddia olması nedeniyle üzerine konuşmaya değer görünüyor. 

Yazı, önce daha önceki iddiaları kısaca çürütmeye çalışıyor:

Kayıtlara geçen ölüm nedeni gerçek olabilir mi? Usta aktörün daha önce de bu ilacı kullandığı biliniyor. Elbette bir ilaç, herhangi bir kullanımda alerji gelişmesine yol açabilir. Ancak aktörün, bu ilacı zaten şikayetleri başladıktan sonra almış olması, ilacın asıl etken olma ihtimalini düşürüyor.

Yukarıda bahsedilen 10 Mayıs 1973’teki durumun epilepsiye bağlı olduğu ve ölümün de epilepsiyle ilişkili olduğu da iddialar arasında. Ancak o gün epilepsi düşünülmeyen Bruce Lee, sonrasında detaylı bir nörolojik muayeneden geçiyor ve beyin fonksiyonlarının doğal olduğu rapor ediliyor. Yine de fenitoin başlanıyor ve Lee’nin ölüm gününe kadar ilacını aksatmadan kullandığı biliniyor. En önemli doğrudan epilepsi ile ilişkili ölüm nedeni, kronik epilepsi hastalarında daha yaygın olan Epilepsi Hastalarında Ani Beklenmedik Ölüm (SUDEP)’dür. Bu durumda Adli Tıp raporlarında; dil ısırıkları (%20-40), serebral ödem ve pulmoner ödem görülmesi bekleniyor. Lee’nin kronik epilepsisinin olmaması, antiepileptik ilaç tedavisine devam etmesi ve otopside dil ısırması görülmemesi bu tanının gerçek olması ihtimalini azaltıyor.

Beyin Ödeminin Nedenleri

Elimizdeki tek ipucu, Bruce Lee’nin otopsisinde beyin ödemi görülmesi. Beyin ödeminin dört ana patofizyolojik mekanizması şunlardır:

  • Vazojenik: Kan-beyin bariyerinin bozulduğu durumlarda yaygın olarak görülür, örn. peritümör ödemi
  • Hücresel veya sitotoksik: Travma veya inme gibi beyin hasarının sonucunda
  • Beyin omurilik sıvısının intraventriküler boşluktan interstisyel alanlara çıkışından kaynaklanan interstisyel ödem, örn. hidrosefali veya menenjit
  • Ozmotik ödem: ozmolaritedeki bir dengesizlik nedeniyle beyin hücrelerinin plazmadan su çekmesi durumunda, örn. hiponatremide

Hiponatremi, Serebral Ödem için “olağan şüpheliler”den biri gibi görünüyor. Peki Bruce Lee’nin ölümü buna bağlı olabilir mi?

Su Dengesi ve Hiponatremi

Hiponatremi üzerine Acilci.net’de daha önce yazmış, çizmiş ve konuşmuştuk.

Vücuttaki su dengesi plazma ozmolaritesi tarafından düzenlenir: Artan plazma ozmolaritesi (hipertonisite), hem antidiüretik hormon (ADH) salınımını hem de susuzluğu düzenleyen hipotalamustaki ozmoreseptörler tarafından algılanır. Serum sodyum konsantrasyonu (natremi) su dengesini yansıtır. 

Natremi, serum ozmolaritesinin ana öğesidir ve arttığında kompansatuvar sistemler devreye girer: Su alımı artar, böbreklerden su atılması azalır.  Solunum, dışkı ve ter gibi diğer su eliminasyon biçimleri böbrek gibi düzenlenmiş değildir. Böbreklerin bu yüksek adaptif kapasitesi nedeniyle hiponatremi sık görülen bir durum değildir. 

Ancak her şeyin bir sınırı vardır: Kısa sürede çok yüksek miktarda su alınması, adaptasyon mekanizmalarını aşabilir. İddia sonucunda, bir kaç saat içinde yüksek miktarda su içme “yarışması” yapan genç ve sağlıklı bireylerde bile, bir kaç saat içinde beyin ödemi ve ölüm görülebilmektedir. 

Böbreklerin su fazlasını atma yeteneğini sınırlayan ek patolojilerin varlığında, daha az miktarda su alımı bile hiponatremiye yol açabilir. Ancak Lee gibi sağlıklı görünen genç bir sporcuda bu şekilde hiponatremi gelişmiş olabilir mi?

Lee’nin Tıbbi Geçmişi

Lee, ölümünden iki ay önceki olayda, baş ağrısı ve baş dönmesi tariflemiş; lavaboya gittiğindeyse dezoryante olarak yüzüstü yere düşmüştü. Bu esnada terlediği ifade ediliyor. Lavabodan çıkarılıp dublaj odasına getirilirken bacaklarını tutamadığı ve sallandığı görülmüş, orada tekrar bilincini kaybetmişti. Hastanede Beyin Ödemi tanısı almış ve Mannitol tedavisi ile iyileşmişti. Burada BUN değeri 92 mg/dL görülmüştü. 15 gün sonra ABD’de nöroloji uzmanı tarafından detaylı olarak değerlendirilen Lee’nin, o gün alınan tetkiklerinde BUN değeri normal sınırlardaydı. Araştırmacılar bunun Akut Böbrek Hasarı bulgusu olması nedeniyle hiponatremiye zemin hazırlamış olabileceğini düşünüyorlar. Nöroloji hekimi, Lee’nin epilepsi hastalığı olmadığını ve daha önce yaşadığı olayın da nöbet olduğunu düşünmediğini ifade etmişti. 

LeeJennifer Strange
Baş ağrısı Baş ağrısı
“Baygınlık hissi”’ “Sersemlik hissi” 
Ayakta durmakta, yürümekte zorlanma. “Bacaklarını tutamadı, sallanarak geri döndü” Ayakta durmakta, yürümekte zorlanma. “Beni ayağa kaldırırsanız, daha fazla su içebilirim”
Kusma Diğer katılımcılarda kusma görüldü
Saatler içinde ölüm Saatler içinde ölüm
Tablo. Bruce Lee’nin semptomlarının hiperakut hiponatremiye bağlı serebral ödem nedeniyle ölen bir hastanın semptomları ile karşılaştırılması. Jennifer Strange, “Hold your wee for a wii” (Wii Kazanmak için İdrarını Tut) yarışmasında 3 saat içinde 6-7 L su içmiş ve ağır hiponatremi nedeniyle ölmüştü. 

Aşırı Sıvı Alımı

Lee’nin ölmeden önce sıvı bazlı bir diyetle beslendiği (“havuç ve elma suyu”) biliniyor. Arkadaşı Polly, Lee’nin son gün boyunca su aldığından defalarca söz ediyor. “Sanırım biraz su içtik.”, “Bu muhtemelen onu biraz yordu ve susattı”, ”Birkaç yudumdan sonra biraz başı dönüyor gibiydi.”, “Baygınlık hissettikten hemen sonra, baş ağrısından şikayet etti”. Aşırı sıvı alımı Lee için bir alışkanlık haline gelmiş gibi görünüyor. Su içmek gibi sıradan bir aktivitenin çevresindekilerin dikkatini çekmesi, Lee’nin öldüğü gün orada bulunan diğer kişilerden ciddi anlamda daha yüksek miktarda sıvı aldığı anlamına geliyor olabilir.

Esrar

Bruce Lee’nin çeşitli uyuşturucular kullandığı biliniyordu. Polly, Lee’nin öldüğü gün de bir kaç defa esrar kullandığını ifade ediyor. Esrar susama isteğini tetikler ve fazla sıvı alımına yardımcı olmuş olabilir.

Diyetle düşük miktarda solüt alımı

Lee’nin son aylarında düşük solüt yükü olan bir beslenme tarzını benimsediği görülmüştü. Katı gıdaları tamamen bırakmış ve havuç ve elma suyu ile beslenmeye geçmişti. Doktorlarının dengeli ve gerçek bir beslenme tarzı önerdikleri biliniyor. Mayıs ve Temmuz 1973 arasında hızla kilo kaybetmesinin nedeni de muhtemelen bu sağlıksız beslenme tarzıydı.

Lee, Mayıs 1973’te Dr. Harold L. Karpman’a iştahsızlıktan şikayet etmiş ve 2 yıllık bir süre içinde 9 kilo verdiğini belirtmişti. Yoğun diüretik kullanımı ile vücudunun su yüzdesini anlamlı düzeyde azaltıyordu ve yağ oranı da ciddi oranda düşüktü. Sonuç olarak, bu koşullar altında, Bruce’un vücudunun kas kütlesinin %14’ünden fazlasını kaybettiğini söylemek yanlış olmaz. “Bir deri bir kemik kalmış gibi görünüyordu.” 

Polly’ye göre Mayıs’taki hastalığından önce 2 ayda toplam vücut ağırlığının %15’ini vermişti ve yağ oranı çok düşüktü: “Ama bana göre çok bitkin görünüyordu. Onu tanıdığım onca yıl boyunca, hiç bu kadar zayıflamış bir durumda görmemiştim.’ Bana, ‘Evet, gece gündüz çalışmaktan çok kilo verdim’ diye açıklamıştı Bruce… ‘Yemek yemeyi bile unutuyorum’”.

Diğer İlaçlar

Bruce Lee, aralarında diüretiklerin, fenitoinin ve çeşitli narkotik ve non-steroid ağrı kesicilerin bulunduğu çok sayıda ilaç kullanmıştı. Bunların hiponatremiye yatkınlık oluşturması beklenebilir. Bruce Lee, filmlerinde yağsız ve biçimli (ripped) görünebilmek için diüretiklerden yararlanıyordu. diüretikler hem akut böbrek hasarına, hem de hiponatremiye yol açabilir. Lee’nin sıvı retansiyonunu önlemek için diüretiklerle birlikte aralıklara anabolik steroidler de aldığı biliniyor. Fenitoin, kortizol metabolizmasını hızlandırırken, kronik opiat kullanımı sekonder adrenal yetmezlik yapabilir. Bunların adrenal yetmezliğe yol açmış olması mümkün.

Özet

Yazarlar Özet bölümünde şunları söylüyor: “Lee’nin hem su alımını hem de su atılımını düzenleyen su homeostaz mekanizmalarına müdahale eden birçok faktör nedeniyle hiponatremiye yatkınlığı mevcuttu. Şiddetli hiponatremide ölüm nedeni serebral ödemdir, ki Bruce Lee’nin otopsisinde saptanan kayda değer tek bulgu da buydu.” 

Sonuç

Yazının Sonuç bölümü, şu iddialı ve magazinsel cümle ile bitiyor: “İronik bir şekilde Lee, ’Su gibi ol dostum’ sözünü meşhur etmişti, ancak fazla su sonunda onu öldürmüş gibi görünüyor.”

Bruce Lee’nin eşi Linda Lee Cadwell, verdiği bir röportajda ; “İnsanlar onun nasıl öldüğünü merak ediyorlar. Ben ise nasıl yaşadığını hatırlamak istiyorum” demişti. 

Bruce Lee makalesi, yazının yayınlandığı Clinical Kidney Journal’ın aynı sayısında yayınlanan ikinci editöryal yazı ile karşılaştırıldığında, “aradığı ilgiyi” fazlasıyla bulmuş görünüyor.

blank
Derginin aynı sayısında yayınlanan iki editöryal yazının karşılaştırması

Yayın şu ana kadar 180’den fazla medya sitesinde haber olmuş ve 2200 kere indirilmiş. Altmetric skoru ise tam tamına 1642 ve bütün araştırma yayınları içinde şimdiden %5’lik dilime girmiş durumda…

“Su gibi ol” öğüdüyle hatırlanan bir efsanenin fazla su alımı sonucu öldüğü iddiası, “aranan” popülariteyi bulmuş görünüyor.

Küçüklüğümüze dönerek başladığımız yazıyı, yine küçüklüğümüzü hatırlatacak bir cümleyle bitirelim öyleyse:

“Yazarlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevitine…”

“Bilgi size güç verir; ancak saygıyı karakterinizle kazanırsınız.”

Bruce Lee

Kaynaklar

  • Bruce Lee, Wikipedia
  • Villalvazo P, Fernandez-Prado R, Sánchez Niño MD et al. Who killed Bruce Lee? The hyponatraemia hypothesis, Clinical Kidney Journal, Volume 15, Issue 12, December 2022, Pages 2169–2176, https://doi.org/10.1093/ckj/sfac071
  • Strange v. Entercom, 2012; www.rbs2.com/KDND.pdf 
  • Perez-Gomez MV, Sanchez-Ospina D, Tejedor A et al. The mysterious death of the beer drinking champ: potential role for hyperacute water loading and hyponatremia (HAWLAH). Clin Kidney J 2022; (accepte
blank
Ara