No account yet? Register
ÖNEMLİ NOT: Aşağıdaki metinde; acil tıpla ilgili yazarın dikkatini çeken bir derlemeye yer verilmiştir. Yazı, herhangi bir makale veya kılavuzun birebir çevirisi olmayıp yazarın kişisel yorumlarını içermektedir ve sağlık profesyonellerine yöneliktir. Tıp sürekli gelişen ve değişen bir alandır; tıbbi uygulamalarınızda güncel literatürü esas almanız tavsiye edilir.
Yolu acil servisten geçen herkesin bildiği gibi; boğaz ağrısı acil servise en sık başvuru sebeplerinden biridir. Boğaz ağrısıyla başvuran hastaların tedavisiyle ilgili en “sıkıntılı” konulardan biri tabii ki gereksiz antibiyotik kullanımı olsa da, bu yazıda inanılmaz bir sürpriz yaparak farklı bir konuya değineceğiz: boğaz ağrısında steroid kullanımı!
Yine bilindiği gibi, boğaz ağrısı sıklıkla rhinovirüs, coronavirüs, adenovirüs gibi viral etkenler nedeniyle gelişse de bakteriyel kaynaklı olanları da mevcuttur (özellikle grup A beta hemolitik streptokok). Boğaz ağrısında antibiyoterapi sadece sınırlı sayıda vakada etkili olsa da, tabiri caizse ülkemizde cayır cayır antibiyotik yazılmaktadır (“gelişmiş” sağlık sistemi olan İngiltere’de bile antibiyotik yazılma oranlarının %40-50’ye ulaşıyor olması da dikkate değer). Bu durumun en önemli motivasyon kaynaklarından biri, hekimlerin boğaz ağrısını vb semptomları bir an önce geçirme kaygısıdır.
Boğaz ağrısının asıl sebebinin orofaringeal mukozadaki enflamasyon olduğu ve enflamasyonu azaltmanın ağrıyı da azaltacağını düşünen, ve kortikosteroidlerin bilinen antienflamatuar etkinliğinden faydalanmak isteyen bazı güzel insanlar; steroid kullanımı ile ağrı etkin bir şekilde azaldığı takdirde gereksiz antibiyotik kullanımının azalabileceğini düşünüp konuyla ilgili 8 çalışmayı tek bünyede toplayan bir derleme hazırlamışlar; ellerine sağlık.
Çalışmanın tam metnine FOAM kardeşimiz Life in the Fast Lane’in seçme makalelerinde denk geldim (http://lifeinthefastlane.com/research-reviews-fastlane-051). Ara ara haftanın makaleleri adı altında 10 makalenin özetini veriyorlar ki gerçekten kaliteli yazılar oluyor, takip etmenizi öneririm. Her neyse, makalenin tamamını okumak isteyenler içinse link şurada:
Derlemeyi özetleyecek olursak, çalışmaların hepsi de randomize çift kör çalışmalar. Toplam 8 çalışmadan 743 hasta alınmış. Çalışmalarda 2’si sadece çocukları (Bulloch 2003, Olympia 2005) hasta grubu almışken 2’si sadece erişkinler (Kiderman 2005, Tasar 2008 -> bu çalışma Türkiye’den) üzerinde yapılmış; geri kalan 4’ünde ise hem çocuklar hem erişkinler alınmış (Marvez-Valls 1998, Niland 2006, O’Brien 1993, Wei 2002). Alınan her çalışmada kortikosteroid verilen ve placebo verilen olmak üzere 2 ana grup var; ancak her hasta grubuna antibiyotik de verilmiş. Farklı çalışmalarda farklı steroidler kullanılmış (2ml Betametazon, 10mg Deksametazon, 60mg Prednizon gibi). Steroidler oral yolla ve IM olarak verilmiş, 6 çalışmada tek doz steroid kullanılmışken, kalan iki çalışmada ise belirli alt gruplara bir den fazla doz verilmiş.
İlk 24 saatte semptomların tamamen düzelmesini sonlanım olarak alan 4 çalışmada (Kiderman 2005, Niland 2006, Tasar 2008, Wei 2002), kortikosteroidle tedavi edilen hastalarda şikayetlerin ilk 24 saatte tamamen düzelme oranı 3 kat daha sık olarak görülmüş (RR 3.16), ilk 48 saati baz alan çalışmalarda ise kortikosteroid alan grupta ilk 48 saatte semptomların tamamen düzelme sıklığı 1.7 kat daha fazla olarak belirlenmiş (RR 1.65).
Altı çalışma ağrının rahatlamaya başlama süresi açısından değerlendirildiğinde kortikosteroid alan grupta, plasebo grubuna göre ağrıda gerileme ortalama 6.3 saat daha erken başlamış. Semptomların düzelmeye başlama süresi açısından değerlendirildiğinde kortikosteroid alan grupta, plasebo grubuna göre ortalama 14.4 saat erken iyileşme başlamış.
Rekürrens/relaps açısından 3 çalışmada (Bulloch 2003, Kiderman 2005, Niland 2006) kortikosteroid alan grupla plasebo grubu açısından anlamlı bir farklılık saptanmamış.
Bu çalışmalarla ilgili dikkat edilmesi gereken nokta, hepsinde hem plasebo hem steroid gurubunun antibiyotik alması; dolayısıyla antibiyoterapi almayan hastalar için steroid yararlılığının bu yazı ile değerlendirilemeyecek olduğudur.
Sonuç olarak, bu derlemeden elde edilen kanıtlar; boğaz ağrısı ile gelen hastalara oral veya IM yolla kortikosteroid verilmesinin, semptomların iyileşme süresini hızlandıracağı lehinedir, önerilmektedir. Sadece iki çalışmada oral/IM yol karşılaştırılması için alt gruplar seçilmiş, her iki yöntem arasında anlamlı bir farklılık bulunamamıştır. Oral kullanımın daha kolay olması ve IM yola göre anlamlı bir farklılık bulunamaması sebebiyle hastalara tek gün tek doz steroid verilmesinin faydalı olacağı düşünülmektedir.
Yan etki, antibiyoterapi olmadan steroid verilmesi ve uygun doz (tek doz vs ardışık dozlar) açısından daha fazla çalışmaya ve kanıt ihtiyaç vardır.
Yazarın yorumu:
Boğaz ağrısına steroid verilebilir, steroid iyidir, saygılar.