fbpx

Güneydoğu’nun Gözdesi Meyan Şerbeti ve Bilmediklerimiz

“Tüm maddeler zehirdir, ilacı zehirden ayıran dozudur.” Paracelsus (1493-1541)
Favorilere Ekle (0)
Please login to bookmarkClose
Please login

No account yet? Register

Herkese merhabalar. Bu yazımda bölgesel aciller başlığı altında, özellikle Güneydoğu bölgesinde hekimlik yapan meslektaşlarıma farkındalık oluşturmasını umarak benim denk geldiğimde küçük dilimi yuttuğum bir vaka üzerinden “faydalarını saymakla bitiremediğimiz (!)” ancak zararlarını da bilmediğimiz mucizevi (?) içecek meyan şerbetinden bahsedeceğim.

Günümüz teknolojisiyle bilgiye ulaşım kolaylaşırken, “doğru bilgi”ye ulaşım bir o kadar zor. Bunu fırsat bilen sektörlerin de etkisiyle meyan kökü ve türevi bitkisel ajanların sağlığa faydaları hususunun biraz abartıldığını düşünenlerdenim (daha doğrusu zararları vurgulanmıyor).

Ne demek istediğimi anlamak adına karşılaştığım vakanın ayrıntılarına bakalım:

Mecburi hizmet kapsamında ikinci nöbetim. Sabah viziti. Sarı alandayız. Karşımızda 23 yaş bir erkek hasta, yanında refakatçisi annesi, ‘bacakları tutmuyor yavrumun’ endişesiyle bakıyor yüzüme. İlk anamnezde, önceki gün başlayan bir bitkinlik, sabah kalktığında ise bacaklarda bilateral ağrı ve yürüyememe yakınması var hastanın. Muayenede alt ekstremitelerde asimetrik tutulumun hakim olduğu ve duyu kusurunun eşlik etmediği, özellikle de proksimalde kas güçsüzlüğü saptıyoruz (sağ +2/5, sol -3/5), DTR’ler hafif azalmış. FM’de ek patolojik bulgu yok. Vital bulgulara baktığımızda hastanın hipertansif olması dışında sorun yok; TA: 160/100 mmHg, nb: 87/dk, ateş: 36 °C, SpO2: %100. EKG çekilmiş; normal sinüs ritminde olduğu görülüyor. Devredecek meslektaşım, hastanemizde BT ve MR kan gazından bile hızlı çalışılabildiğinden (periferin gücü adına :)) nörogörüntülemelerini yapmış: beyin BT ve difüzyon MR normal. Miyopati sebepleri, otoimmün nöropatiler, rabdomiyoliz, botulizm, elektrolit bozuklukları, olası intoksikasyonlar, somatizasyon bozukluğu ilk etapta hızlıca aklıma üşüşen tanılarken, ısrarla yatak başı öyküyü derinleştirmeye çalışıyorum; ‘iyi düşünün farklı bir ilaç, yiyecek, bitkisel ajan, uyaran madde, alkol kullanımı vs. olmuş olabilir mi’ dememe kalmadan; ‘hocam böbrek taşı çıktı 10 gündür meyan şerbeti içiriyoruz, babasında böbrek taşı vardı meyan şerbetiyle düşürdü, midesini de üşütmüştü bu ara, ona da iyi geliyor hem’ diyor annesi. O sırada hemşire hanım kan gazı sonucunun çıktısını getiriyor; pH: 7,49, HCO3: 36 mmHg, K: 2,1 mmol/l, Na: 148 mmol/l; semptomlar hipokalemiden de, hipokalemi meyan şerbetinden mi? Günlük alım miktarının 8-10 bardak olduğunu öğrenmemle gelen ‘sanırım bu Gaziantep’ten ilk vaka takdimim olacak’ hissiyatı ise kısa sürüyor; az biraz literatür karıştırınca, bu işin çok da nadir olmadığını anlamış bulunuyorum. Benim gibi meyan köküne sadece gündüz kuşağı programlarının herbal ajanlar köşesinin propagandası gözüyle bakanlara farkındalık olması için, başlıyorum:

Kısaca nedir?

Meyan, nam-ı diğer liquorice (UK) veya licorice (US), aslında Glycyrrhiza glabra bitkisinin alışılagelmiş adı; kelime köküne baktığımızda Glycyrrhiza Eski Yunanca’da kök anlamına gelen ‘rhiza’ ve tatlı anlamına gelen ‘glykos’ yani “tatlı kök” demek aslında.​1​ Sulak ve killi topraklarda kendiliğinden yetişen, çiçek açan, meyve veren, bitkisinin yaklaşık 150 cm uzunluğa, köklerinin ise yaklaşık 1 metreye varabildiği, anavatanı Avrasya, kuzey Afrika ve batı Asya olarak bilinen bu çalımsı bitki, uzun zamandan beri çeşitli şekillerde varlığını sürdürmekte ve zengin bir tarihe sahip.​2,3​

Bugün bildiğimiz formlarda olmasa da M.Ö. Mısırlılar ve Asurlular tarafından kullanılıyor, hatta peygamberler ve Firavun tarafından “kadim bir çare” şeklinde yüceltilerek tüketimi teşvik ediliyor. Eski Mısır’da meyan kökü şekerden şeritler halinde değil, tatlı bir sıvı içeceğe dönüştürülerek tüketiliyor.​2​

Ülkemizde de bitkinin kökleriyle, topraktan söküldükten sonra yaklaşık 20 cm kesilerek alınan kısımlarının bir dizi işlemden geçip sonrasında suda demlenmesiyle meyan şerbeti dediğimiz, susuzluk hissini geciktirdiği için Güneydoğu’da sıcak havalarda ve ramazan aylarında özellikle tüketilen, doğal kola ya da Biyan balı olarak da bilinen mucizevi iksirimiz ortaya çıkıyor. Sükroza göre daha tatlı olması hasebiyle içeceğine ‘şerbet’ deniyor, aromasından ötürü gıda sektöründe şekerlemeler, içecekler, atıştırmalıklar, çay, tütün gibi pek çok üründe tatlandırıcı olarak kullanılıyor.​3,4​

Bitkisinin içeriğinde değişik farmakokinetikte pek çok madde var, bunlardan majör biyoaktif olanları glisirizin, karbenoksolon ve glabridin.​5​ Glisirizin; insan vücuduna oral yolla alımlarında bağırsak florasınca aktif metabolitleri olan glisirizik asit ve glisiretinik asite dönüşerek çeşitli etkiler yaratmakta (en sık bildirilen yan etkilerin patofizyolojisinde bu iki metabolit yer alacak) (Şekil 1).

blank

Şekil 1. Oral yolla alındıktan sonra meyan kökünün aktif metabolitlerine dönüşümü ve etkileri. Her iki metabolit de 11-beta-hidroksisteroid dehidrogenaz-2 (11β-HSD2) enzimini inhibe eder ancak glisiretinik asit; 200-1000 kat daha potent bir inhibitördür. 11β-HSD2 inhibisyonuyla kortizol, kortizona dönüşemez ve böbreklerde mineralokortikoid benzeri etkisi ile psödoaldosteronizm tablosuna yol açar.​6​

Kullanım alanları​4–6​

  • Karaciğer hastalıkları: AST ve ALT değerlerini düşürür. Her iki metabolitinin de glukokortikoid benzeri aktivitesi ile anti-oksidan ve anti-enflamatuar mekanizmalarla non-alkolik yağlı karaciğer hastalığında KC nekrozu ve fibrozisini engellediği, bu sayede dolaylı olarak HCC’yi engelleyebileceği düşünülmektedir.
  • HBV, HCV: Hepatik enflamasyonu azaltır, endojen yolakları dolaylı şekilde uyararak anti-viral ve immünomodülatör etkinlik gösterir.
  • Diğer viral ajanlar: SARS, SARS-CoV-2 (ne ara denediniz​7​), HIV, HAV, VZV, HSV, EBV, CMV, H1N1, H5N1 üzerinden anti-viral etkinliğinin gösterildiği çalışmalar yayınlanmıştır.
  • Gastrointestinal hastalıklar: H. Pylori’ye karşı anti-bakteriyel ve yapışma önleyici etki (DNA giraz ve dihidrofolat redüktaz enzim inhibisyonu üzerinden) sağlayarak H. Pylori eradikasyonu ile ilgili çalışmalar bildirilmiş. Ayrıca lokal olarak prostaglandin sentezinde artışa yol açarak midede mukus salgılanması ve hücre proliferasyonu üzerine olumlu etkilerle ülser iyileşmesine katkı sağladığı gösterilmiş.
  • Oral kavite ülserleri ve diş çürükleri: Anti-enflamatuar ve anti-bakteriyel etkinlik üzerinden diş çürüklerini önlediği, ağız içindeki aftlarda ve ülserlerde ülser çevresindeki enflamasyonu azaltarak iyileşmelerine katkıda bulunduğu bilinmekte.

Özetle çok sayıda klinik çalışma; hepatoprotektif, anti-enflamatuar, anti-viral, anti-ülser, anti-kanser ve immün düzenleyici etkiler dahil olmak üzere meyan kökünün farmakolojik özellikleriyle ilgili bilimsel kanıtları vurgulamış durumda.​6​

Buraya kadar tamamız. Meyankökü mucizesine ikna olduk diyelim. Peki nasıl kullanalım? Ne kadar tüketilmeli? Bu hususta yaklaşık 700 yıl önce dile getirilmiş bir söz var ki;

“Tüm maddeler zehirdir, ilacı zehirden ayıran dozudur.”

Paracelsus (1493-1541)

O zaman günlük tüketim önerilerine bakalım;

Açıkçası bu konuda net bir veri yok, çünkü gıda sektöründe glisirizin içeren ürünlerin her birinde, üretici firmaya ve ülkeye, tüketici alışkanlıklarına göre değişen düzeylerde miktarlar bildirilmiş.​8​ Dolayısıyla tükettiğimiz ürün tipine göre maruz kaldığımız miktar değişebiliyor. Ayrıca bireysel kimi faktörler de yan etki eşiğini düşürebilir denmekte.​8​ FDA’nın bile tüketim miktarı önerileri sınırlı: 40 yaşın üzerindeyseniz 2 haftadan uzun bir zaman diliminde her gün yaklaşık 40-50 gr meyan şerbeti tüketmeniz halinde; aritmiler nedeniyle sağlık sorunları yaşayabilirsiniz deniyor (kamu spotu​9​). Bu uyarısı dışında FDA, gıdalar içinde glisirizin yüzdesiyle ilgili belirlediği cut-off’lara uygun üretim koşuluyla meyankökü tüketimini sağlıklı bulduğunu da deklare etmiş durumda; ayrıca 100 mg/gün’lük alımların altında kalındığında güvenli olabileceği de belirtilmiş.​10​

Literatürdeki çalışmaların çoğu da, vaka takdimi düzeyinde kaldığından günlük alım miktarı önerisi yapmak zor ancak; bir kaynakta glisiretinik asidin olumsuz etkilerine duyarlılık değişken olmakla birlikte, genellikle alım 400 mg/gün düzeylerini aştığında klinik olarak anlamlı etkiler ortaya çıkabileceği söylenmekte.​11​

Advers etkiler

Yarattığı en önemli klinik tablo, vakamızda da olduğu gibi psödohiperaldosteronizm. Bu etkisini, her iki aktif metaboliti de 11β-HSD2 enzim inhibisyonu üzerinden kortizolün kortizona dönüşümünü engelleyerek gösterir: kortizol, aldosteron benzeri bir aktivite sergiler ve böbreklerde mineralokortikoid benzeri etkisiyle, su ve tuz tutulumu, hipokalemi, hipertansiyon, metabolik alkaloza sebep olur (bkz. Şekil 1). Periferik kanda hem aldosteron, hem renin seviyeleri düşüktür. Böylece primer ve sekonder hiperaldosteronizm tablolarından ayrılır.​11,12​

blank

Hipokalemi, hipertansiyon, metabolik alkaloz ana etkilerdir.

60 ayrı yan etki bildirimi yapılmış çalışmanın derlendiği bir meta-analizde en sık bildirilen direkt ilişkili yan etkiler hipokalemi ve hipertansiyon olarak rapor edilmiştir.​13​

Letal seyreden komplikasyonları dahil neredeyse tüm etkilerini, bu psödoaldosteronizm tablosu üzerinden gösterir. Kreatin kinaz yüksekliği eşlik edebilir, akut tübüler nekroz ile komplike olabilir. Bazı vakalarda, rabdomiyoliz, hipokalemik paralizi, hipokalemik ensefalopati, uzun QT ve tetiklediği aritmilere bağlı ölüm ile şiddetli ve mortal klinik tablolar da bildirilmiştir.​13​

blank

Tedavi​14​

Öncelikle meyan alımı kesilmeli. (genellikle de ciddi advers etkiler ve replasman gerektiren elektrolit bozukluğu yok ise bu basamak yeterlidir.)

Tedavi, elektrolit bozukluğunun tedavisi esasına dayanır.

Hipertansiyon genellikle kendiliğinden düzelir.

Glisirizin alımının etkisi geçene dek (yaklaşık 1 haftaya kadar), hipopotasemi; oral/iv potasyum replasmanı veya potasyum tutucu diüretikler ile tedavi edilmelidir.

Kimler tüketmemeli?​2,8,13,15​

Su ve tuz tutulumu etkisinin sinerji göstermesi nedeniyle oral kontraseptiflerle, potasyum düzeylerini etkileyeceği için insülin, β agonist ve diüretiklerle kullanımı önerilmemektedir.

Hem sistolik hem diyastolik kan basıncında yükselmelere sebep olduğu için hipertansiyon varlığında da kullanımı tavsiye edilmez.

Gebelerde düşük tehditi bildirildiğinden tüketilmemelidir.

Böbrekler üzerinden gerçekleşen mineralokortikoid etkilerin prognozu kötüleştirebileceği gerekçesiyle, aritmi öyküsü olanlar ve kalp yetersizliği hastalarında da kullanımı önerilmemektedir.

Gastrointestinal pasajda geçiş uzamışsa, yeniden emilimlere bağlı toksikasyon riski artabilir. Yine gastrointestinal sistemden ve böbrekten potasyum kaybına sebep olan hastalık durumlarında ve metabolik alkaloz varlığında hipokalemiye yatkınlık olacağından, yan etkilerin eşiği düşecektir.

Anoreksiya nevroza, ileri yaş ve kadın cinsiyet glisiretinik asit sensitivitesini artıran faktörler olarak bildirilmiştir.

Sonsöz

Özetle; çalıştığımız bölgenin dinamikleri, gelenekleri, hasta alışkanlıkları, beslenme şekilleri acil tıp pratiğimize gerçekten şekil verebiliyor… İç Anadolu’nun kenesi, Karadeniz’in delibalı, Güneydoğu’nun meyan şerbeti derken, liste uzayıp gidiyor.

Karşılaştığım vaka mucizeler yaratacak ümidiyle, yarınlar yokmuşçasına günde 2 litreye yakın meyan şerbeti tüketimi sonucu 10 gün içinde potasyum düzeyini 2,1’lere düşürebilmeyi başarabilmiş. Asıl mucize, bu vakanın hipokaleminin ölümcül etkileriyle karşımıza gelmemiş olması.

Bu bölgede çalışan hekimlerin, hazır ramazan ayı da yaklaşıyorken tüketiminin artacağı öngörüsüyle hasta sorgusunda özellikle açıklanamayan kas güçsüzlüğü ve hipokalemi durumunda akıllarının bir köşesinde meyan şerbetini de bulundurması temennimle…

Bu taraflara yolu düşenlere: Etten kebaptan sıra gelirse bir meyan şerbeti de içersiniz artık (sadece bir bardak ama) 😊


Kaynaklar

  1. 1.
    Wikipedia. Liquorice. Wikipedia. Published March 10, 2022. Accessed March 10, 2022. https://en.wikipedia.org/wiki/Liquorice
  2. 2.
    Omar HR, Komarova I, El-Ghonemi M, et al. Licorice abuse: time to send a warning message. Therapeutic Advances in Endocrinology. Published online July 12, 2012:125-138. doi:10.1177/2042018812454322
  3. 3.
    El-Saber Batiha G, Magdy Beshbishy A, El-Mleeh A, M. Abdel-Daim M, Prasad Devkota H. Traditional Uses, Bioactive Chemical Constituents, and Pharmacological and Toxicological Activities of Glycyrrhiza glabra L. (Fabaceae). Biomolecules. Published online February 25, 2020:352. doi:10.3390/biom10030352
  4. 4.
    Kao TC, Wu CH, Yen GC. Bioactivity and Potential Health Benefits of Licorice. J Agric Food Chem. Published online January 8, 2014:542-553. doi:10.1021/jf404939f
  5. 5.
    Wahab S, Annadurai S, Abullais SS, et al. Glycyrrhiza glabra (Licorice): A Comprehensive Review on Its Phytochemistry, Biological Activities, Clinical Evidence and Toxicology. Plants. Published online December 14, 2021:2751. doi:10.3390/plants10122751
  6. 6.
    Kwon YJ, Son DH, Chung TH, Lee YJ. A Review of the Pharmacological Efficacy and Safety of Licorice Root from Corroborative Clinical Trial Findings. Journal of Medicinal Food. Published online January 1, 2020:12-20. doi:10.1089/jmf.2019.4459
  7. 7.
    Murck H. Symptomatic Protective Action of Glycyrrhizin (Licorice) in COVID-19 Infection? Front Immunol. Published online May 28, 2020. doi:10.3389/fimmu.2020.01239
  8. 8.
    Penninkilampi R, Eslick EM, Eslick GD. The association between consistent licorice ingestion, hypertension and hypokalaemia: a systematic review and meta-analysis. J Hum Hypertens. Published online June 29, 2017:699-707. doi:10.1038/jhh.2017.45
  9. 9.
    FDA. Black Licorice: Trick or Treat? U.S. Food and Drug Administration. Published June 11, 2017. Accessed June 11, 2017. https://www.fda.gov/consumers/consumer-updates/black-licorice-trick-or-treat#subscribe
  10. 10.
    Food and Agriculture Organization of the United Nations., World Health Organization. Evaluation of certain food additives. World Health Organ Tech Rep Ser. 2005;928:1-156. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/16167501
  11. 11.
    Sontia B, Mooney J, Gaudet L, Touyz R. Pseudohyperaldosteronism, liquorice, and hypertension. J Clin Hypertens (Greenwich). 2008;10(2):153-157. doi:10.1111/j.1751-7176.2008.07470.x
  12. 12.
    Young WF Jr, Calhoun DA, Lenders JWM, Stowasser M, Textor SC. Screening for Endocrine Hypertension: An Endocrine Society Scientific Statement. Endocrine Reviews. Published online April 1, 2017:103-122. doi:10.1210/er.2017-00054
  13. 13.
    Di L, Ceschi A, Kupferschmidt H, et al. Adverse effects of plant food supplements and botanical preparations: a systematic review with critical evaluation of causality. Br J Clin Pharmacol. 2015;79(4):578-592. doi:10.1111/bcp.12519
  14. 14.
  15. 15.
    Støving RK, Lingqvist LE, Bonde RK, et al. Is glycyrrhizin sensitivity increased in anorexia nervosa and should licorice be avoided? Case report and review of the literature. Nutrition. Published online July 2011:855-858. doi:10.1016/j.nut.2010.06.006

blank
Ara