İnternette okuduğumuz, medyada zombi hapı adıyla anılan Flakka’dan yine internette gördüğümüz videolar vasıtası ile haberdardık. Ancak Amerika kıtasından buralara gelmesi süre alır diye düşünmüştüm. Ta ki geçen gece kırmızı alandaki madde bağımlısı hasta “Bonzai de neymiş, siz esas Flakka’yı görün! Esas kafa Flakka’da!” diye bağırana kadar. Bundan böyle izlediğim videoların bana artık o kadar da uzak olmadığını anladım.

Halihazırda sentetik kannabinoidler ile ilgili detaylı ve keyifli bir yazımız mevcut. Bunlara ek olarak, Flakka ile ilgili bulduğum bilgileri derledim.

Kısaca Flakka (alfa-PVP) hakkında

• Alpha-Pyrrolidinopentiophenone (α-PVP)¹, bizim bildiğimiz adıyla Flakka (gravel olarak da bilinir), Bonzai ve Jamaika’dan sonraki ucuz “street drug” adını verdiğimiz maddelerden.
• Yapısal olarak banyo tuzlarına benziyor. Banyo tuzları ile birlikte kathinonlar sınıfında yer alıyor.
• Kathinonun amin grubu yerine pirol halkası, alfa C atomu yerine propil grubu eklenmesiyle oluşturulmuş.
• MDPV, methylone, mephedrone gibi artık tanınan birinci jenerasyon banyo tuzları yasa dışı iken, bileşenlerinde yapılan ufak değişiklikler ile analogları üretiliyor ve bu yeni jenerasyon banyo tuzları yasal düzenlemelere takılmıyor (daha geç takılıyor).
• Uyarıcı etkisi metamfetaminden daha hızlı başlıyor ancak daha uzun sürüyor.
• Uyarıcı etkisi saatler hatta günler sürebiliyor.
• Flakka da diğer kathinonlar gibi yüksek oranda bağımlılık oluşturuyor. Bağımlılık yapıcı etkisi kokain ve metamfetaminden daha yüksek.
• Kathinonlar etkisini => santral sinir sisteminde dopamin salınımını arttırıp, epinefrin ve norepinefrin ve seratonin reuptake ini inhibe ederek gösteriyor.
• Genellikle katı ve kristal formda bulunsa da sıvı formu da mevcut. oral, damaiçi, inhalasyon, burna çekme şeklinde kullanımı mevcut

  

Hidrofobiktirler => kolayca hücre membranlarını ve kan beyin bariyerini geçebilir, nöronlar arasındaki sinaptik aralık içerisindeki monoamin taşıyıcılarıyla etkileşime geçebilirler.

• İlacın amacı beyni dopamin ile doldurmak. Dopamindeki bu artış öforiye yol açar ancak beraberinde ajite deliryuma neden olabilir ve hospitalizasyon gerektirebilir.
• Santral sinir sistemine aşırı sempatik akış sonucu => ajite (eksite) deliryum => bilinç düzeyinde değişiklikler, davranış bozuklukları, paranoya, hipereksitasyon, halüsinasyon, taşikardi, diaforez, hipertermi, hipertansiyon.
• Yani hastalar ilacı öfori amaçlı kullansa da, semptomlar hızlıca delüzyonlar, paranoid psikoz², ajitasyon vb bilinç bulanıklığına ilerleyebiliyor.
• Eksite deliryum nedeniyle hastalar kısıtlandıklarında sedyeden kalkmaya çalışıp, çığlık atıp, kendilerini etrafa çarpabiliyor hatta nöbet geçirebiliyorlar³. Bu mücadele sonucu gelişen hipertermi, yüksek kas aktivitesi ile birleştiğinde rabdomiyolize neden olabiliyor. Hastanın deliryumda iken bu fiziksel aktivitesi sonucu hasta dehidrate kalarak, hastanın böbrek fonksiyonları bozulabiliyor.
• Kullanımı sonrası bildirilen miyokard infarktı⁴ vakası mevcut.
• Rutin idrar testlerinde saptanamaz. Ancak gaz kromatografi ve mass spektrometri ile saptanabilir.
• Tedavi semptomlara yönelik ve destek tedavisi ancak yine de ilacın etkisi çok uzun sürebilir ve hatta hastanın bilinç düzeyi önceki haline hiçbir zaman dönmeyebilir.

Tedavi :

• Hasta kısıtlanmalı
• Iv hidrasyon
• Hipertermi takibi
• Benzodiazepinler veya haloperidol/droperidol
• Diğer destek : kan glukoz düzeyi, böbrek fonksiyonları, solunum fonksiyonları.

Yoksunluk durumunda => anksiyete, depresyon, uyku problemeleri, tremor.