İngilizce kaynakların peşinden koşulan yılların sonunda, Tintinalli, Tarascon gibi kitapların Türkçe’ye çevrilmesi ile ülkemizdeki Acil Tıp kaynak problemi bir ölçüde giderildi. Türkçe kaynak sayısı özverili çevirmen ve editörlerin çabasıyla her geçen gün artıyor.  Ancak, Acil Tıp, sizlerinde bildiği gibi tam bir derya deniz. Ben ise herkesin belli bir algoritma çerçevesinde okuması gerektiğine inananlardanım. Her Acil Tıp hekimi mutlaka bir kez Tintinalli, iki-üç kez Rosen, hergün de Tarascon okumuş olmalı bence. Ancak bunlar dışındaki onca kitap arasından sizi bunaltmayacak, aynı zamanda hap bilgileri sunacak bir başkasını bulmanız bazen zor olabilir. Siz de benim gibi her kitap standına uğradığınızda hepsini almak isteyip bir türlü karar veremeyenlerden iseniz sizlere birkaç ipucum olacak…

Guide To The Essentials in Emergency Medicine – Ed: Shirley Ooi ve Peter Manning

Shirley Ooi daha önce Türkiye’ye Avrasya kongresinde istatistik çalıştayı yapmak için gelmişti. Oradaki anlatımı da aynı editörlüğünü yaptığı kitabındaki gibi yalın ve akıcı idi. Size tanıtacağım elimdeki ise Mc Graw Hill tarafından basılan ve 2015 yılında yayınlanan ikinci baskısı.

Kitabın önsözünü Amal Mattu yazmış. Prof. Mattu aslında çok güzel özetlemiş:

Acil Tıp pratiği; kritik hastanın akut bakımı ve resüsitasyonu ile kronik hastalık alevlenmelerinin bakımı arasında uzanan bir  yelpazedir. Acil bakım sağlayıcıları altta yatan hastalığı, hastalığın evresini ayırt etmeden; her yaştan, her tip hastaya bakım sağlayabilecek kabiliyette olmak zorundadır.

Durum böyle olunca bu konuyla alakalı kitap yazmak da bir o kadar zorlaşıyor tabi. Acil Tıbbın kapsadığı her konuyu içeren bir kitap binlerce sayfadan oluşabilir, ki bu durum tozlu kütüphane raflarında eskiyeceği anlamına gelir. Başka bir alternatif ise günlük vakaları es geçip sadece temel konuları içeren bir kitap yazmak olabilir; ki bu durumda da kitap çok sığ ve yetersiz olacaktır. İşte, en önemli beceri bu orta yolu bulmakta. Shirley Ooi ve Peter Manning bunu çok güzel başarmış görünüyor. Tam 941 sayfadan oluşan bu kitabı kendi içinde iki ana bölüme ayırmışlar:

İlk kısımda genel semptomlar ve bulgulara yaklaşımdan bahsedilmiş. Okurken ayırıcı tanıda neyi kaçırmamanız, hastayı nasıl değerlendirmeniz ve hangi tetkikleri istemeniz gerektiği ayrıntılı olarak vurgulanmış. Bu kısım küçük hatırlatma kutuları ve algoritma şemaları ile süslenmiş. Bu bölümlerin daha çok tıp fakültesi öğrencileri, pratisyen hekimler ve ilk sene asistanları düşünülerek yazıldığını söyleyebiliriz.

İkinci kısımda ise acil serviste karşılaşabileceğimiz özellikli konular organ sistemlerine göre anlatılmış. Hastalıkların patofizyolojisine pek de değinilmediğinden konular hızlı ve akıcı bir şekilde okunabiliyor. Gerekli tetkik ve tedaviler güncel kılavuzlara uygun şekilde özetlenmiş. Konuyla ilgili daha fazla bilgi almak isteyenler için de referanslar açık ve ayrıntılı bir biçimde konuların sonunda verilmiş.

Kitabın bana ilginç gelen önemli bir yönü de pratisyen hekimler için tüm konularda özel ipucu kutucukları oluşturulmuş olması. Bizim ülkemiz için ne kadar faydalı olur bilemiyorum ancak hangi hastanın ne zaman acil servise gönderilmesi gerektiği, sevk aşamasında uygulanması gerekli ilaçlar ve dikkat edilmesi gereken durumlar bu kısımda özetlenmiş. Ancak, fizyopatoloji okumayı sevenler ve sınavlarda fizyopatoloji sormayı seven hocası olanlar için biraz zayıf kalabilir.

 Acil Tıbbın günlük pratiğinde sadece bizlerin değil; pratisyen hekim ve aile hekimlerinin de kolaylıkla faydalanabileceği, severek okuyacağınız bir ana kitap olduğu kanaatindeyim.
Tam 941 sayfadan oluşan bu kitabı Amazon.com üzerinden 75$’a alabilirsiniz. Hepinize iyi okumalar.