No account yet? Register
Kimyasal ajan olarak sinir gazları
Konvansiyonel silahlar ile yapılan savaşlarda hızla sonuç almak isteyen ordular tarih boyunca çeşitli Kimyasal, Biyolojik ve Nükleer ajanları kullanarak düşmanlarını dize getirmek istemişlerdir. Antik Yunanlılar’dan yakın geçmişte Suriye iç savaşına kadar birçok savaşta ne yazık ki silah olarak defalarca kimyasal ajanlar kullanıldı. Kimyasal silah olarak kullanılan ajanları dört ana grupta toplayabiliriz. 1
- Sinir gazları (G-grubu, V-grubu ve A-grubu)
- Yakıcı gazlar (Hardal gazı, Kükürtlü hardal, Levisit, Fosgen, Oksim)
- Boğucu gazlar (Fosgen, Difosgen, Klor, Kloropikrin)
- Kan zehirleyici ajanlar (Siyanür, Siyanojen klorür)
Bunlara ayrıca kapasite bozucu ajanlar, kargaşa bastırıcı ajanlar ve bitki öldürücüler de ek grup olarak eklenebilir.
G grup sinir gazları (Birinci nesil sinir gazları)
Modern çağlarda en sık kullanılan kimyasal ajanlar yakıcı ve boğucu gazlar oldu ve bunların I. Dünya savaşında yaygın olarak kullanılması sırasında öngörülemeyen yıkıcı ve yaygın etkilerinin görülmesi, bu ajanların sonraki savaşlarda kullanılmasının yasaklanması ile sonuçlandı. 1936 yılında Nazi Almanya’sında sentetik insektisidler üzerine bilimsel araştırmalar yapan Gerhard Schräder 2000’den fazla organofosfat kökenli sentetik bileşik sentezledi. Bu bileşiklerin insanlar ve hayvanlar üzerinde son derce toksik olması üzerine çalışamları insektisitten sinir gazlarına yöneldi. Organofosfat pestisitler, genel yapısı bir fosfor atomunun benzersiz kimyasal özelliği ve karakteristik bir fosforil bağı (P = O) veya tiyofosforil bağı (P = S) olan bir organofosforlu bileşik sınıfıdır; böceklerde ve aynı zamanda insanlarda ve diğer birçok hayvanda Asetilkolinesteraz ve Butirilkolinesteraz enzimini inhibe ederler. Bunun sonucunda asetil kolin yıkımı durur, birikir ve Kolinerjik Sendrom olarak bilinen klinik tablo ortaya çıkar. Ajanın toksik gücüne göre klinik semptomlar hafiften ağıra hatta dakikalar içinde ölüme kadar gidebilir. Organofosfatların içinde hayli toksik olan ethil dimethilfosforamidocyanidat (Tabun, GA) sentezlenen ilk sinir gazı oldu. Bunu propan-2-yl methylphosphonofluoridate (Sarin, GB) takip etti. Bu grupta üretilen diğer sinir gazları 3,3-dimethylbutan-2-yl methylphosphonofluoridate (Soman, GD) ve cyclohexyl methylphosphonofluoridate (Siklosarin, GF) oldu. Bunlar Birinci nesil sinir ajanlarıydı hem üreticisinin adına hem de Almanya’ya ithafen “G-grup” ajanlar olarak isimlendirildi. Almanlar bu gazları II. Dünya savaşında hiç kullanmadılar. 2 Ancak Japonya da 1994 Matsumoto ve 1995’de Tokyo’da metroda gerçekleştirilen toplam 16 kişinin öldüğü ve yaklaşık 6000’den fazla kişinin etkilendiği terör saldırısında Sarin gazı kullanıldı. 3
V grup sinir gazları (İkinci nesil sinir gazları)
İngiltere, Almanya’nın bu konuda ki deneyim ve teknolojisinden etkilendi ve 1949 yılında Porton Down laboratuvarlarında İngiliz Ranajit Ghosh yeni bir tür toksik organofosfat bileşiğini sinir gazı olarak tanıttı. Bu yeni bileşik S-{2- ethyl} O-ethyl methylphosphonothioate (VX) olarak adlandırıldı. Takip eden yıllarda SSCB bu maddeden VR (RVX), Çin de VC (CVX) isimli kendi türevlerini sentez ettiler. ABD de, İngiltere’den sinir gazı teknolojisini transfer ederek kendi kimyasal silah depolarını oluşturdu. Bu grup da İkinci nesil sinir ajanları ya da Venom (Zehir) anlamında “V-grup” ajanlar olarak isimlendirildi.4 Bunlardan VX, yakın tarihte 13 Şubat 2017’de, K. Kore lideri Kim Jong-un’un üvey kardeşi olan Kim Jong-nam’ın Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’da Uluslararası Havalimanında yüzüne sprey sıkılarak öldürülmesi olayında kullanıldı.
İkili grup sinir gazları (Üçüncü nesil sinir gazları)
Kimyasal ajanların çok toksik olması üretimden nakline, depolama korunma ve imhasına kadar pek çok aşamada hiç kullanılmasalar bile sadece varlıkları bile yüksek güvenlik riskleri içeriyordu. Buna bir çözüm arayan ABD’li biliminsanları 1950’li yıllarda ikili (binary) ajanları keşfettiler. İkili ajanlar, sadece bir araya getirildiklerinde toksik özellik gösteren ancak tek başlarına toksik olmayan iki ya da daha fazla ajandan oluşan bileşiklerdi. Bu sayede tek başına zararsız olan iki veya daha fazla kimyasal öncül ayrı ayrı üretilebiliyor ve güvenle nakil yapılıp depolanabiliyordu. Sadece savaşta ya da hemen saldırı öncesinde birleştirildiğinde toksik ajan elde ediliyordu.5 Bu teknoloji için seçilen önceki nesil ajanlar sarin (GB2), soman (GD2) ve VX (VX2) oldu. Bu gruptaki ikili ajanlara da Üçüncü nesil sinir gazları dendi.
A grup sinir gazları (Dördüncü nesil sinir gazları)
Soğuk savaşın etkisini tüm şiddetiyle göstediği 1960’lı yıllarda Batı bloğundaki bu araştırmalardan geri kalmamak için Doğu bloğunun başatı SSCB de kendi ikili ajan üretim teknoloji programını (FOLIANT) geliştirdi. 1970’li yıllarda son derece gizli yürütülen bu yeni nesil ile ilgili hiçbir bilgi sızmadığı için Batı bloğu bu çalışmalardan haberdar olmadı. SSCB 1991 yılında dağılırken bu gizli teknoloji ile ilgili ilk bilgiler ortaya çıkmaya başladı. Bu yeni nesil ajanlar ile ilgili ilk bilgiler önceden bu programda çalışan Vil Mirzayanov ve Lev Fedorov adlı iki bilim insanının 1992 yılındaki bir makalesinde yer aldı. Bu makalede bilim insanları SSCB’nin Batı ve NATO ülkelerinde tespit edilemeyecek yeni nesil bir kimyasal sinir gazını üretmiş olabileceği konusunda uyarıda bulunuyordu.6 SSCB’nin mirasını devralan Rusya Federasyonu, ABD ile birlikte 1993 yılında Kimyasal Silahların Sözleşmesine imza attı ve bundan sonra kimyasal silah araştırmaları ile ilgili hiçbir iddiayı kabul etmedi. Bu nedenle bu yeni kimyasallar ile ilgili Rusya’da yapılan araştırmaların 1970 ile 1990’lı yıllar arasında yapıldığı varsayılmaktadır. Uluslararası toplum kuruluşları, 1. Dünya Savaşı’ndan sonra kimyasal ve biyolojik silahların kullanımını yasakladı ve 1972 ve 1993’te bunların geliştirilmesini, stoklanmasını ve transferini yasaklayan Kimyasal Silah Sözleşmesi (CWC) ile yasağı güçlendirdi. 1997 kurulan Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW), halen Türkiye’nin de taraf olduğu CWC’ yi imzalayan ülkelere, sözleşmedeki kurallara uymayı ve ülkelerin elindeki kimyasal silahların imhasını teşvik etmektedir. Türkiye adına 2010-2018 yılları arasında bu örgütte başkanlık görevini yürütmüş olan Sn. Ahmet Üzümcü döneminde örgüt 2013 yılı Nobel Barış Ödülünü aldı. 7
“Novichok” grubu sinir gazları, ikili yapıda organafosfat yapı temelinde yeni nesil kimyasal sinir ajanlarıdır. Bu ikili ajanlar projedeki kod isimlerine ithafen “A-grup” ya da yeni nesil “Novichok” grubu ajanlar olarak adlandırıldılar.2 Bunlar tarihsel kronolojide Dördüncü nesil sinir ajanları olarak kabul edilmektedirler.
Yeni nesil Novichok’un sıradışı özellikleri hakkında detaylı bilgiyi buradan (Bkz. NOVICHOK: “Yeni Nesil” Kimyasal Silah) okuyabilirsiniz.
Kaynakça
- 1.Kloske M, Witkiewicz Z. Novichoks – The A group of organophosphorus chemical warfare agents. Chemosphere. Published online April 2019:672-682. doi:10.1016/j.chemosphere.2019.01.054
- 2.Franca T, Kitagawa D, Cavalcante S, da Silva J, Nepovimova E, Kuca K. Novichoks: The Dangerous Fourth Generation of Chemical Weapons. IJMS. Published online March 11, 2019:1222. doi:10.3390/ijms20051222
- 3.Yanagisawa N, Morita H, Nakajima T. Sarin experiences in Japan: Acute toxicity and long-term effects. Journal of the Neurological Sciences. Published online November 2006:76-85. doi:10.1016/j.jns.2006.06.007
- 4.Nepovimova E, Kuca K. Chemical warfare agent NOVICHOK – mini-review of available data. Food and Chemical Toxicology. Published online November 2018:343-350. doi:10.1016/j.fct.2018.09.015
- 5.Blair CP. The four likely binary agents. FAS. Accessed 2020. https://fas.org/wp-content/uploads/2013/08/The-four-likely-Binary-CW-agents.pdf
- 6.Fedorov L. Chemical Weapons in Russia: History, Ecology, Politics. FAS. https://fas.org/nuke/guide/russia/cbw/jptac008_l94001.htm
- 7.“For its extensive efforts to eliminate chemical weapons.” OPCW. https://www.opcw.org/about-us/nobel-peace-prize