No account yet? Register
1Bu yazı ile tarihte önemli bir yer edinmiş Çin uygarlığının geçmişte nasıl bir tıp anlayışı içinde olduğunu, kaydettiği aşamaları özetlemeye çalışacağım. Bundan önceki tıp tarihi yazılarımda olduğu gibi bu yazımında bir “özet” olarak kabul edilmesi ve bu büyük uygarlıkların tıp anlayışının çok daha kapsamlı olarak irdelenebileceğinin unutulmamasını öneririm.
Keyifli okumalar,
Eğer halen okumadı iseniz serinin önceki yazılarına da göz atmanızı tavsiye ediyorum;
Tıp Tarihi Yazı Dizisi – Bölüm 1 Tıbbi Bilgi Evrimi
Tıp Tarihi Yazı Dizisi – Bölüm 2 Eski Uygarlıklarda Tıp
KISIM 1: Mezopotamya Uygarlıkları Tıbbı
Eski Çin Tıbbı
Asıl anlamını bilmesek de, yandaki görsele; pek çoğumuz hayatımızın bir anında raslamışızdır diye düşünüyorum. “Yin” ve “Yang” ın birleşerek oluşturduğu “Yin-Yang Sembolü”, Çin Tıp anlayışının ruhunu anlatmaktadır diyebiliriz. Zira, eski çin anlayışına göre evren; “ikilik” rolü ile kendi kendine oluşmuştur. Ve bu ikiliği oluşturan “Yin” ve “Yang” ın doğal ilişkisini bozan her şey kötüdür ve zarar verir.
Eski Çin’den kalma anlayışa göre; Yin, pasiflik, karanlık, nem, negatiflik, dişilik. Yang ise, aktiflik, ışık, kuruluk, sıcak, pozitiflik, erkeklik sembolüdür…
Eski Çin’de budist manastırları, tıbbi tedavi alanları olarak göze çarpmaktadır.
Yin ve Yang ilişkisi yanında eski Çin tıbbının bir diğer temel taşı da humor teorisinin ögeleri olan elementlerdir. Ancak Çin tıbbında, diğer uygarlıklarda 4 olan element sayısı 5’tir. Bu maddeler, Toprak, Su, Ateş, Odun ve Metal dir. Fizyolojik işlevler, bu maddeler sayesinde yürütülür.
Çin Tıp anlayışına göre; Birbirine zıt fakat tamamlayıcı olan Yin ve Yang kaynaklı enerjiler vücut içinde meridyenler, kanallar üzerinden akmaktadır. Bu akan enerji denge içinde ve belirli bir yönde ilerlemek durumundadır.
Humoral Teori “Humor = sıvı dengesi bozulduğunda hastalıklar da görülmeye başlanır” yaklaşımını içeren ve M.Ö. 6-5. Yüzyıllara dayanan eski yunan orijinli “4 Humor Teorisi” olarak da bilinen teoridir. Buna göre evrendeki 4 element hava, su, ateş ve toprak; insanda kan, sarı safra, kara safra ve balgam olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu dört sıvıdaki değişiklikler hastalık gelişiminin habercisidir.
Eski Çin’de tanıya giden süreçte doğrudan incelemeden ziyade varsayımın hakim olduğu görülmektedir. Hikaye almak, Nabız muayenesi, ses ve vücud gözlemi daha ziyade önemlidir. Öyle ki, bu dönemin hekimlerinin 200 çeşit nabız tespit ettiği söylenir.
Tanı süreci böyle olsa da, tıbbi yaklaşımlarında çeşitlilikleri barındırırlar. Hatta, bazıları o kadar ünlüdür ki çok eskilerden bu yana yürütülen tedavilerinden olan Akupunktur, günümüzdeki trend tedaviler arasına girmiştir.
Dünya Sağlık Örgütü, 1979 yılında aldığı karar ile Akupunktur uygulamalarını modern batı tıbbı uygulamaları arasına dahil etmiştir.
Akupunktur
Vücudun belirli bölgelerine iğne batırma yolu aracılığı ile yapılan tedavi uygulamasıdır. Akus = iğne ve punktura = batırmak kelimelerinin birleşiminden adını alan akupunkturda kullanılan 365 beden noktası mevcuttur. Organların merkezi sinir sistemine olan sinir iletiminin deride ilişkili bölgelerle olan bağlantısını hedefleyen bu tedavide sinir iletimine yapılacak müdahale ile tedavinin (özellikle de kronik ağrı) sağlanacağı varsayılır. Önceleri, kullanılan iğneler sivri çakmak taşlarından oluşsa da, daha sonraları cilalı taşları ya da sert tahta iğneleri ve çok sonra da maden iğnelerinden yararlanılmıştır. Günümüzde, vücut akupunkturu yanında “auriculamedicine” adı verilen kulak akupunkturu uygulamaları da yaygın olarak gerçekleştirilmektedir.
Bu büyük uygarlığının tıp anlayışı için yukarıda özetlemeye çalıştıklarımdan çok daha fazlasının olduğunu biraz karıştırdıkça göreceğinizden eminim. Lakin, toparlamak gerektiğinde “eve götür” bilgisini şu şekilde kabul edebiliriz.
Çin tıp felsefesine göre insan bedeni çevre ile, ahlaki değerlerle birlikte uyum gösterir. Dolayısı ile hekim, teknik bilgilere hakim olsa da felsefi bilgileri de bilmelidir.
Yazı Dizisi İkinci Bölümünün 4. Kısmında Eski Çin Tıbbı konusuna değinmiş oldum2345…
Sonraki yazım: Eski Uygarlıklarda Tıp, Kısım 5: İslamiyet Öncesi Türk Tıp Anlayışı