No account yet? Register
Biraz farklı ülkeleri ziyaret ettiğinizde, farklı farklı konferans ve sanal eğitim platformalrını gezdiğinizde, Dünya üzerindeki acil tıp ile ilgili gerçekleşen aktivitelerin, var olan ortamların, tartışmaların, kaynakların, ve diğer aklınıza gelebilecek herşeyin %99 oranında asistanlık eğitimi ve sonrasındaki sürekli tıp eğitimi oyante olduğunu görürsünüz.
Bunların çok önemli olduğu tabiki yadsınamaz. Fakat eğitimciler olarak gözümünüz önünden akıp giden bir öğrenci grubu var, ki bunlar ileri de acil tıp uzmanı olsun olmasın, acil tıp eğitimi standardları açısından tamamen unutulmuş, atılmış, kakılmış bir süreçten geçerek tıp fakültelerinden mezun oluyorlar. Bu yorumu sadece Türkiye şartları için söylemiyorum, Dünyanın önemli bir kısmında bu böyle.
Unutulmuş, atılmış, kakılmış dememden kasıt. Ortak, stadard, formal bir eğitim ve sonucunda ölçme ve değerlendirmeye tabi tutulmadan 1-2 aylık acil tıp rotasyonlarını tamamlayıp gidiyorlar. Şimdi bir düşünün, siz 6. sınıf öğrencisiyken, sizin seviyenize uygun olacak şekilde, acil tıbbın belirlenmiş konuları sizlerle tartışıldı mı? Sizlerden belli başlı prosedürleri rotasyonunuzun sonuna kadar tamamlamanız şart koşuldu mu? Bunun için bir kayıt tutmanız istendin mi? rotasyon süreciniz içinde belli periyodlarda bazı konu ve prosedürlerden değerlendirmeye tabi tutuldunuz mu? Rotasyon sonunda kapsamlı bir blgi ve beceri sınavından geçmeniz beklendi mi? Hepimiz biliyoruz ki bu sorulara %99’umuzun yanıtı tabiki hayır. Bugün İstanbuldaki 6. sınıf öğrencilerinin acil servis stajları esnasında yüzleştiği format ile İzmirdeki birbiriyle benzemez iken, Trabzon’daki format, Ankara’daki ile aynı değil. Hoş diyeceksiniz ki sanki asistanlık programlarının formatı aynı da bir de başımıza öğrencileri düşünmek mi kaldı. Bir bakıma haklı olabilirsiniz. Ama bir çok eğitim araştırması gösteriyor ki, bilim dallarındaki standard yüksek düzeydeki eğitim aktiviteleri, o bilim dallarını daha yetenekli, daha donanımlı genç hekimlerin asistan olarak seçmesine neden oluyor.
Diyebilirsiniz ki bizim stajımızı çok seviyorlar, her yıl öğrenci anketlerinde en üstte acil tıp yer alıyor, mezuniyet törenlerinde en çok alkışı acil tıp alıyor, herkes bize gıpta ile bakıyor. Bu mudur hedef. Yada gelebildiğimiz başarı seviyesi sınırı burasımıdır. Ama merak etmeyin, cidden yanlız değiliz bu yolda. Dünya’da bu böyle. O kadar sistemli bir yapıya sahip olmalarına rağmen, 50 yıllık acil tıp geçmişi olan Amerika da dahi acil tıp stajlarının uygulamaları arasında o kadar farklılıklar var ki. Kimi 10 nöbet yazar 4 haftada, kimi 14. Kimi sınav yapar, kimi sadece gelsin görünsün yeter der. Kimi en son trend olan eğitim yöntemlerini kullanırken, kimi sabahtan öğlene kaşıkla besler gibi monoton dersler anlatıp verim bekler. Bu yanlışları hepimiz yaptık ve yapıyoruz. Değişim kolay olmuyor ve bu yanlışlar daha uzunca bir müdet devam etmeye devam edecek. Bizdeki durumun yorumunu sizlere bırakıyorum.
Sonuçta gemek istediğim nokta, belli başlı ülkeler bazı şeyleri değiştirme çabasında olsada bu lokal çabaları Dünya genelindeki ve bizimde üyesi olduğumuz heterojen öğrenci eğitim ortamını değiştirmeye yetmiyor, ve öğrencilerin acil stajları süreçlerindeki bu unutulmuşlukları çok şeyler kaybettiriyor. Bunun ciddiye alınması lazım. Bunu şu an uzman olan, anabilim dallarında hoca olan, asistan olan herkesin sorumlu hissederek düşünmesi lazım. Ben bu çocukların standard, formtlanmış bir eğitimden geçmeleri için ne yapabilirim. Tabiki ne yaparsanız yapın hiç biri %100 aynı olmayacak ama minimum gereklilikler ile bir standardizasyon heryerde sağlansa, bunun haricindekiler o hastanenin, fakültenin ekstrası olsa daha iyi değil mi?
Enson katıldığım IFEM eğitim komisyonu toplantısında tartıştığımız konulardan birisi şuydu. IFEM 2009 yılında bir öğrenci müfredatı yayınladı. SAEM 2010 yılında updateini yaptığı bir öğrenci müfredatı yayınladı. Bunlar sadece iki ana örnek ki en güçlü iki kurumdan dünyaya hizmet olsu diye sunulmuş diye düşünülebilir, kaç ülke bunları kendi öğrenci eğitimlerine uyguladı, uyguluyor? Bunun cevabı yok. Şu an hangi ülkenin, kurumun acil tıp stajı ile ilgili ne yaptığını bilmiyoruz. Amerikan yayınlanan bazı veriler de de zaten beş benzemez sonuçlar oraya koyuyor. Ülkemizdeki durumu tahmin bile edemiyorum. Sanırım bu konuda birşeyler yapma zamanı geldi de geçti bile.
Herneyse, bu durumun Dünya’da da içler acısı olduğunu farketmem 2014 yılı sonlarını buldu. O dönemde, tıp fakültesi öğrencileri için önerilen müfredat sınırlarına uygun kaynaklar 1 adet textbook ve 2 adet amerika kökenli websitesinden oluşuyordu. Bu kaynaklar hem eski hem de yeterli çeşitliliği içermiyordu. Bunun üzerine IFEM yetkileri ile bir görüş alışverişinden sonra, 2015 ortalarında uzun soluklu bir projeye başladık. Bu proje temelde uluslararası yazarları bir arya getirip öğrenciler için önerilmiş müfredat konularını bir arada bulunduran, ama aynı zamanda var olan digital teknoloji imkanlarını da kullanarak çeşitli interaktif ortamlar yaratan bir kitap projesiydi. 10’u temel müfredat konusu olmak üzere, 130 konu, 13 ülkeden 127 hekimin katılımıyla yazıldı ve projenin ana süreci 2018 Mayıs ayında sonlandı. Yaklaşık 3 yıllık süre zarfında, değişen eğilimler, sosyal medyanın eğitimdeki rolü, eğitilenlerin ihtiyaçlarındaki farklılıklar göz önüne alınarak proje – International Emergency Medicine Education Project – genel başlığı altında çeşitlendirildi ve geliştirildi. Şu an websitesinde (iem-student.org) haziran 2018 in ortalarında duyurulan projenin içeriği yükleme aşamasında ve websitesinde test yayınları ve paylaşımları yapılıyor. Tam aktivite ACEP18’den sonra yani hemen hemen Ekim 2018 ortalarında başlayacak.
Bu projenin iki temel amacı var.
- Öğrencileri/Internleri Acil Tıbba heveslendirmek
- Öğrencilere/Internlere/1. yıl asistanlarına ve eğitmenlere serbest olarak kullanabilecekleri eğitim materyalleri sağlamak.
Bu iki amacı yerine getirirken de aslında arka plandaki büyük hedef herkeste bir duyarlılık yaratabilmek. Bu duyarlılık, tıp fakültesi öğrencilerinin de aslında standardı belli bir eğitim sürecinden ve sonrasında ölçme-değerlendirmeden geçerek bu stajı hakkıyla tamamlamaları, anlamına geliyor. İnanın herkes aynı şeye maruz kalmıyor bu rotasyon sürecinde. Hastanenizin ne kadar yoğun olduğunu düşünürseniz düşünün, orada rotasyonda bulunan öğrenciler müfredatın gerektirdiği sayıda ve çeşitlilikte hasta ve prosedüre maruz kalmıyor. Bu eksikliklerin eğitim ortamında (yüz yüze yada sanal) giderilmesi lazım.
Proje kapsamında kullanılan görrselleri Flickr hesabımızda biriktiriyoruz. Aynı şekilde projenin YouTube kanalında da videolar mevcut. Hem klinik fotograflar hem videolar her geçen gün birer ikişer eklenerek artarak devam ediyor. Yüklediğimiz bu resim ve videolara etiketler eklediğimiz için, sorgulama ile istediğiniz şeye ulaşmanız mümkün oluyor. Sizlerde kendi kaynaklarınızı bu proje aracılığı ile dünya ile paylaşmak isterseniz memnun oluruz. Bu resim ve videolar sizin isminiz ve iEM logosu ile bu platformalrda sunuluyor ve dünyadaki herkesin kullanımına açık.
Ek olarak, düşündük ki bir çok kişi okumaya zaman bulamayabilir. Zaten dünyada geçerliliği tanımlanmış bir poscast, audiobook/sesli kitap kültürü var, dolayısı ile bizde bölümleri audio olarak kaydetmeye ve öğrencilere sunmaya karar verdik. SounCloud‘a yüklediğimiz konu ses dosyaları herkes tarafından indirilip istedikleri ortamda dinlenebilir.
Hepimiz bunun uzun soluklu bir süreç olduğunun, hedef kitlesinin çok kısıtlı olduğunun, değişimin zaman alacağının farkındayız. Fakat şu anki konumuyla dahi, henüz daha tam aktif çalışma sürecine başlamamış olmasına rağmen, dünyadaki 3. öğrenci müfredatı oryantasyonu ile hazırlamış eğitim sitesi olduğunu söylemek istiyorum. Ama inanın diğerleri bu kadar kapsamlı ve çeşitli değil. Herşeyden önemlisi uluslararası bir yardımlaşma ve katılımın sonucu olan bu süreç, bu konuya önem veren duyarlı kişilerin yarattığı bir ürün. Herhangi bir kar amacı gütmeyen, herkese açık, sadece var olan kaynaklarımızı dünya ile paylaşma güdüsüyle yürüyen bir proje. Uluslararası acil tıbbın öğrenci eğitimi için bir iyi niyet hareketi de diyebilirsiniz.
Eminim sizler arasında da bu konuya oldukça duyarlı asistan, uzman, hoca arkadaşlarımız vardır. Eğer ben nasıl destek olabilirim bu global girişime derseniz, lütfen buraya tıklayın ve destek olabileceğiniz bir çok farklı alan olduğunu görceksiniz. Sizden gelen ek önerilere de proje açık, yani orada listelenenlerle sınırlı tutulan bir proje değil bu.
Şu an proje orta asya ve orta afrika haricindeki tüm ülkelerden ziyaretçi alıyor. Oralara ulaşmak için yollar arıyoruz. Sizlerinde desteği ile projenin daha bir çok farklı yerde ihtiyaç duyanlara ulaşmasını arzu ediyoruz.
Prof. Dr. Arif Alper Çevik
Bir Yanıt
HARİKASINIZ