fbpx
Favorilere Ekle (0)
Please login to bookmarkClose
Please login

No account yet? Register

Kongre Sunumu

Zamanında Mekteb-i Mülkiye’nin hocalarından biri, koca bir amfide ders nasıl anlatılmalıdır sorusunun cevabını açıklamış; bir sınıfın zekiler, orta zekalılar ve az zekalılardan oluştuğunu varsayarak: “Eğer dersi zekilere yönelik olarak anlatırsanız, az zekalıların akıştan koptuğunu görürsünüz, sınıfta gürültü çıkar. Eğer dersi az zekalılara yönelik anlatırsanız, zekiler sıkılıp sizi dinlemezler, anlattığınız ders de bir işe yaramaz. Ben dersi hep orta zekalılara yönelik anlatırım, zekiler sıkılmazlar, az zekalılar anlamaya başlarlar, orta zekalılar da kendilerini dahi zannederler.” 

Yazının konusunu aslında başlıkta biraz belli etmeye çalıştım. Tıbbi içerikli bir kongre veya sempozyumda sunumunuz var; dinleyici kitleniz de üç aşağı beş yukarı belli, fakat herkesin ilgisini çekebilecek, insanları sıkmayacak bir sunum yapmak istiyorsunuz. Belki uzmanlık tezinizi sözlü sunum olarak sunacaksınız, belki bir topluluğa yönelik konuşma yapacaksınız, belki de posterinizin başında değerlendirici heyeti bekliyorsunuz. Bu yazının konusu tam da bu..

 

1. Teknik

Teknik detaylar her şey değildir, ama önemlidir. Kongre sunumunda teknik açıdan yapılacak her yanlış, belli bir yere kadar sizin o gün talihsiz olduğunuza yorulsa da, kümülatif değerlendirmede “özensizlik” eleştirisi almanıza neden olur. Bu yargılama hemen her zaman subjektiftir.

  • Yanınızda taşıyacağınız sunumunuz için mutlaka bir “yedekleme” planınız hazır olmalıdır. Sunumu mümkünse hem flash diskinizde, hem mailinizde, hem de bir bulut klasöründe saklayın.
  • Eğer bir sözlü sunum yapmayı planlıyorsanız, sunumun yapılacağı salonu kongreye geldiğiniz ilk gün gezin. Salonun büyüklüğünün, tam da sunum anında sizi korkutmasının önüne geçmiş olursunuz.
  • Kongrelerde ve sempozyumlarda genellikle Sunum Kontrol Odaları bulunur. Buralarda sunumunuzu, sistem bilgisayarlarına yükledikten sonra mutlaka kontrol edin, özellikle sunum içeriğinde bol animasyon kullanıyorsanız. Yapabiliyorsanız, sunumunuzu sunumu yapacağınız salonda da kontrol etmeye çalışın. Kısacası kontrol iyidir.
  • Posterleriniz rulo halinde taşınırsa, mekanik etkilerle deformasyona uğramaları mümkündür, poster taşıyıcıları veya en azından kalın mukavva bulmaya çalışmalısınız.
  • Sunumunuza hakim olun. Bu durumda bir sunumu yapmanın iki yolu vardır; ya araştırmayı siz yaptığınız için zaten hakimsinizdir ya da çok da içeriğine hakim olmadığınız bir çalışmayı sunmak için siz görevlendirilmişsinizdir. Her iki durumda da anlamadıklarınızı, karmaşık tabloları, temel sonuçları, iyi bilen kişilere sorun.
  • Sunumu gerçekleştireceğiniz dile ve terimlere hakim olun. Eğer kongre İngilizce’nin de konuşulma olasılığının olduğu uluslararası içerikli bir kongre ise, sunumunuzu hangi dilde yapmanız gerektiğini önceden biliyor olun. Son dakikaya kadar öğrenemediyseniz, oturum başkanına danışın.
  • Düzgün giyinin. “Düzgünlüğün” net bir ölçüsü var mıdır, yoksa göreceli bir kavram mıdır? Hayır, göreceli değildir. Üzerinizde ister bir takım elbise olsun, isterseniz “smart casual” giyinin, hatta isterseniz tamamen spor bir kıyafet olsun üstünüzde; her durumda karşınızdaki insanlara orada hasbelkader bulunmadığınızı, bu sunum için hazırlandığınızı gösterin. Çok şık olmak zorunda değilsiniz; giyim tarzınız, sakal traşınız, saçlarınızın dağınıklığı, uykusuz gözleriniz, az önce kumsaldan geldiğinizi gösteren işaretler, kaykılmış kravatınız; dinleyicileri demotive edecektir. Ne giydiğiniz değil, ne kadar özen gösterdiğiniz önemlidir her zaman.
  • Prova yapın. Oturarak değil; ayağa kalkın, zaman tutarak ve slayt geçişlerinizi belirleyerek prova yapın, defalarca.. Sunum sırasındaki mimiklerinize, küçük-kısa esprileri sunumda nereye sıkıştıracağınıza kadar her şeyin provasını yapın.

 

2. İçerik

  • Kısaltın. Uzmanlık teziniz kesinlikle mükemmeldi, fakat tezinizin sözlü sunumunda 100 slaytı 6 dakikada anlatamayacağınızın siz de farkında olmalısınız. Kısaltın; girişinizi, genel bilgilerinizi, genel geçer, herkesin bildiği şeyleri sunumunuzdan çıkartın. Kısaltamıyorsanız destek alın. İnsanlar sizi, farklı olarak ne yaptığınızı anlamak için dinleyecekler, araştırmanızda neyi merak etmiştiniz ve ne buldunuz? Bu soruyu o 6 dakika içinde net olarak cevapladığınızdan emin olun. Sekonder sonlanımlarınızı; tezinizde/araştırmanızda hadi bir de SOFA skoru yüksek olan geriatrik pankreatitlerde bunun bir de noninvaziv mekanik ventilasyon başarısızlığıyla ilişkisine bakalım tarzındaki iç çekmelerinizi sunumunuza almayın.
  • PowerPoint sevgisi: Sunumlarda birçok araç kullanılır. Bu kullandığınız araç ister Powerpoint slaytları olsun, ister eski slayt makineleri, ister eski tepegözler, amacınız aynıdır. Bunların hepsinin, sizin mesajınızı vermenizi kolaylaştıran birer araç olduklarını unutmayın. Eğer bu cihazları birer “amaç” haline getirirseniz, sizin orada bulunmanıza gerek kalmayacaktır. Sarf ettiğiniz her cümlede, “slayta bakma, bana bak” dedirtebilmelisiniz. Powerpoint slaytlarını okuyup ilerleme tuşuna basmayı herkes biliyor sonuçta.
  • Ara slayt kullanımı: İlgi çeken alakasız ara slaytlar kullanabilirsiniz, bunlar dikkati “dağıtmak” için değil, toplamak için kullanılır. Eğer sunumunuzu 7 yaşından büyükler için yapıyorsanız, karikatür slaytı kullanmayın. Anlattığınız insanlar çocuk değiller, onları sadece rutin slayt okuma havasından çıkarıp bir anlık soluk aldırmanız gerekiyor. Slaytları “okumuyorsanız”, ara slayta ihtiyaç da kalmayabilir. Benzer şekilde “bunları geçelim” slaytları yapmayın. Bunları geçecekseniz, o slaytlar orada durmasınlar.
  • Animasyonlar: Önemli bir algoritmi sunmuyorsanız, animasyonları azaltmaya çalışın. Zıplayan anlamsız figürler, dikkat dağıtmaktan başka bir işe yaramazlar.
  • Kanıta dayalı tıp verilerini kullanın. Genel geçer bilgiler dışında, sunum içinde sarf ettiğiniz her cümleyi bir yere dayandırın. Hiç şüphesiz, bir kongre sunumunda kendi deneyimlerinizi veya önerilerinizi de ortaya koyabilmelisiniz. Ama sunumdaki her dinleyici; hangisinin genel öneri, hangisinin kılavuz önerisi, hangisinin sizin deneyiminiz olduğunu anlayabilmelidir. Kanıta dayalı tıp verilerini kullanın, fakat bu kavramlara aşina olmayan kişiler için etki büyüklüklerini açıklayarak belirtin. Odds oranı, risk oranı, ortalama fark, güven aralığı kullanırken, …kat artırıyor, …birim düşürüyor gibi açıklayıcı ifadeler kullanın.
  • Ne çok akademik, ne çok popülist. Sunumunuz aşırı akademik olursa, önlerde oturan birkaç kişiyi tatmin edebilirsiniz, ama arkalarda oturan o beş kişilik asistan ekibinin “hadi çıkalım” diye birbirlerini dürttüklerini fark edersiniz… Böyle yapmayıp, sunumunuzu bir sahne şovu haline getirirseniz insanlar şovunuzdan etkilenebilir, ama salondan çıktıktan sonra ellerinde hiçbir şey kalmayacaktır. Sunumu dinleyen her kesime, bu sunumdan alabileceklerinin olduğunu gösteren bir sentez ortaya koymalısınız.
  • Eve Notlar: Yaptığınız sunum bir jürinin karşısında poster sunumu da olabilir, araştırmanızın sözlü sunumu da, çok genel geçer bir konuyu da anlatıyor olabilirsiniz. Sunumunuzun sonunda, kongreye yeni katılmış ve arka sıralarda oturan 3 aylık yeni asistan da, önlerden dinleyen duayen hoca da aynı şeyi düşünecektir: “Eee? (İng. So what?)”. Her durumda toplayıcı bir slayta ihtiyacınız olacak; bu toplayıcı slayt acil tıpla ilgili kafasında hiçbir fikir olmayan o asistanı da, “biz bunları çok dinledik” diyen hocayı da cezbedebilmelidir.. “Son söz” kalıbı yerine “Eve Notlar” kalıbı daha kabul edilebilirdir; verilmesi gereken mesaj, “benim burada anlattıklarımdan kliniğine taşıyacağın değişiklik budur” olmalıdır.

 

3. Sunum anı

  • Kendinizi ve hastanenizi tanıtın. Bir kongredesiniz; çoğu kişi ne hastanenizi, ne çalıştığınız ortamı, ne de sizi tanıyor. Özellikle uluslararası kongrelerde yabancı konuşmacıların, sunumlarının başına bir hastane fotoğrafı koyup 10 dakika konuştuklarını hatırlayın.. Evet bir travma çalışması yaptınız ve bunu sunuyorsunuz, fakat hastanenizde gerçekten travma hastaları bakılıyor mu, nereden nasıl geliyorlar, acil serviste kaç kişi var, yıllık hasta sayısı ne, hastalar sizde mi kalıyorlar, sevk mi ediyorsunuz.. Bu soruların cevaplanması, sizin birazdan anlatacağınız araştırma kurgusunu somut bir zemine oturtacaktır.
  • Yaptığınız işi küçümsemeyin. Sizin önem atfetmediğiniz sunuma, hiçbir dinleyici önem atfetmeyecektir. Sunumda kullandığınız her cümleyi vurgulayarak ve önemli olduğunu hissettirerek sarf edin.. Sunumunuzu sabahın 8 buçuğunda toplam 5 kişiye de yapıyor olsanız, büyük bir salonda 500 kişiye de yapıyor olsanız, aynı önemi ve özeni gösterin. Bu, kendinize saygınız açısından yapacağınız en önemli harekettir.
  • Pozitif başlayın. Olumlu, basit ve net cümleler kullanın. Araştırmanızı açıklarken sarf ettiğiniz komplike cümleleri, çalışmanıza aşina olmayanlar anlamayabilirler. Özellikle yeni bir yöntem, yeni bir uygulamadan bahsediyorsanız daha açıklayıcı olun ve vurgulayın.
  • Bir dinleyici seçin ve ona anlatın. Sunumu belirsiz bir kitleye doğru yapmayın, oturan dinleyici kitlesi içinden bir kişiyi seçin ve aslında tüm sunumu ona anlatıyormuş gibi anlatın. Bu kişi salonun ortalarında oturan; ne çok ilgili, ne çok ilgisiz, orta düzeyde dinleme kapasitesine sahip, sıkıcılaşırsanız uyuyacak, dikkatini çekerseniz ilgi gösterecek biri olsun.. Onun ilgisini çekin.
  • Doğal olun. Bazal haliniz doğalsa, doğal olun. Aklınıza sunum sırasında spontan gelen şeyleri söyleyebilmelisiniz veya kontra bir soruyu cevaplayabilmelisiniz. Dünyanın en zor şeyinin böyle durumlarda “doğal olmak” olduğunu söyleseler de, aslında bunun zor olduğunu herkes bilir. Bir kongre sunumunda doğal davranabilmenin tek bir yolu vardır; o da sunumunuza yeterince hakim olabilmenizdir.
  • Metodoloji önemlidir. Araştırma metodolojisi denilince akla hep istatistiksel hipotez testleri gelir. Araştırmanızı dinleyenler, istatistiksel analiz metodlarınızdan çok; hangi hastaları neye göre seçtiğinizi, araştırmanızın dizaynını, primer sonlanımınızı (esas olarak neyi sorduğunuzu), ikincil sonlanımlarınızı (başka neler sorduğunuzu) merak ediyorlar.
  • Çoklu konuşmacı oturumları: Üç konuşmacı sepsis oturumundasınız. Birinin konusu sepsiste biyobelirteçler, diğerinin antibiyoterapi, sizin konunuz ise odak kontrolü. Uzaydan sunum yapmaya gelmiş gibi, diğer iki konuşmacı hiç sunum yapmamış veya yapmayacakmış gibi davranmayın. Taciz etmeden saldırın, atıfta bulunun, önceki sunumda katıldığınız ya da katılmadığınız yerleri işaret edin. Dinleyiciler lineer bir anlatım tarzından ziyade etkileşimi severler, etkileşim olmadan öğrenme olmaz.

 

Tüm bu maddelerden sonra bir “Eve Notlar” paragrafı yazılması gerekiyorsa, yapmanız gerekenleri şu üç maddede özetleyebiliriz:

1. Konuşmanız, giyiminiz, slayt tekniğiniz, anlatım şeklinizle bu sunumun sizin için önemli olduğunu dinleyenlere hissettirin.

2. Sunumunuza hakim olun ve sık prova yapın

3. Yaptığınız sunumun sonunda, sunum yapılan heterojen kitlenin her bir üyesi kendisi için bazı mesajlar çıkarmış olsun.

Bu Yazının Podcasti

Acilcinin Sesi

5 Responses

  1. PowerPoint ve Keynote sunumlarimi mutlaka pdf olarak saklar ve dediğin gibi flash, Mail ve bulutta taşırım. Gördüm ki çoğu kongrede pdf olmasa yamulmuş bir slayt seti ile sunum yapmak zorunda kalacaktım. Herkese mutlaka pdf olarak da sunumlarını saklamalarını tavsiye ederim

blank
Ara