fbpx
5 dk
blank

-Mutsuz olduğunu bilmek için bir zamanlar çok mutlu olman gerekir. Varlığı olacak ki sonra yokluğunu hissedebilesin.

+Peki ya hiç mutlu olmamışsan?

-O zaman mutsuz olduğunu düşünmezsin, sıradan bir gün geçirirsin. (Gassal Dizisi)

“Anlamıyorlar, nazlanıyorum sanıyorlar. Oysa hiçbir şey istemiyor içim.”(Oğuz Atay-Bir Bilim Adamının Romanı )

Daha önceki yazılarımda ruh sağlığımızı yakından ilgilendiren yazılar yazmıştım. Bu sefer yine ruh sağlığımızı ilgilendiren hatta belki biraz da içimize işleyecek bir yazıyla karşınızdayım. Şimdiden ruhen ve bedenen tam iyilik haliyle okumanız dileğiyle…

–Nasılsın?… — İyiyim… — Hayır, gerçekten nasılsın?

Son yıllarda, “nasılsın?” şeklindeki o çok bilinen soruyu cevaplamakta zorlanıyorum. Yani, pandemi yorgunluğu, 6 Şubat depremleri ve en iyi ihtimalle ahlaki sorunlarla, en kötü ihtimalle ölüm kalım sorunlarıyla dolu her olay karşısında bitkin olduğumu mu söyleyeceğim? Yoksa onlara sağlıklı olduğum, ailemin güvende olduğu, iyi bir işim olduğu, çocuklarımın nispeten mutlu olduğu ve mutluluktan gözyaşları dökebileceğim rahat bir evim olduğu için minnettar olduğumu mu söyleyeceğim? Ya da dürüstçe cevap verip çoğu gün yalnızlık-sinir bozukluğu-korku-tükenmişlik karışımı bir duygu hissettiğimi, bununla birlikte hayatımla ne yaptığım konusunda kafamda bir ton soruyla yaşadığımı mı söyleyeceğim?( sonuncusu bir dostumun cevabıdır )

blank

Gerçekten 6 Şubat depremlerinden sonraki ruh halimiz nasıldı? Bu yazıyı yazmaya başladığımda, hepimizin sahip olduğu ortak belirtilerin farkında değildim. Daha önce zevkle izlediğimiz filmlerin, dizilerin, spor müsabakalarının veya programlarının artık aynı hissiyatı vermediğini fark ettim. Bu bir tükenmişlik, depresyon değil; çünkü umutsuz değiliz. Sadece neşemizden biraz kaybettik veya gaye-i hayalimizden biraz uzaklaştık gibi hissediyoruz. İşte beliren bu duygunun veya halimizin adıdır Languishing. Bu duygulanım, genellikle “duygusal yorgunluk” olarak ifade edilen bir ruh hali durumu şeklinde bilinir. İlk kez 2002 yılında psikolog ve sosyolog Corey Keyes tarafından kullanılan bu kavram, ruh sağlığı ile ilişkilendirilerek psikoloji alanında incelenir. Kişinin ne tam anlamıyla depresif ne de tam anlamıyla sağlıklı hissettiği durgunluk halidir. Languishing, modern yaşamın yoğun stresi, belirsizliği ve özellikle pandeminin etkisiyle daha fazla ön plana çıkan bir kavram olmuştur. ​1​

Hissettiğin Huzursuzluğun Bir Adı Var: Languishing (Tatsızlık)

“İçimde bir his var, tanımlayamıyorum.”, “Canım bir şey yapmak istemiyor.” gibi cümleleri çok sık kullanmaya başladık. Depresyon değil yaşadığımız. Tükenmişlik de değil. Umut ve enerji vardır üzerinizde dikkat ederseniz. Amaçsız da hissediyor olabilirsiniz. Tam bir arada kalmışlık duygusu diyebilirsiniz. Hali kalmamış, baygın, gevşemiş, kuvvetsiz, yavaş, mahzun.  Siz hangisini kendinize yakın hissederseniz öyle isimlendirebilirsiniz.

Languishing yani tatsızlık, depresyon ve ruhsal olgunluk arasındaki boşluk, iyilik halinin yokluğudur. Psikolojik bir rahatsızlığın belirtileri görülmez ama tam bir ruhsal sağlıklılık hali de yoktur. Tam kapasite ile performasyon göstermiyorsunuzdur. Tatsızlık, motivasyonunuzu köreltir, odaklanma becerinizi bozar ve az çalışma olasılığınızı daha da artırır. Bu tatsızlık hissi, majör depresyondan daha yaygın gibi görünüyor ve ruhsal rahatsızlıklar için bazı açılardan daha büyük bir risk faktörü olabilir.

Kendimizi Çöküntü Diyarında Bulursak Ne Yapmalıyız?

Peki hayatımızda bir çöküntü hissediyor – tükeniyorsak – ne yapacağız? Languishingi ve dolayısıyla oluşan çöküntüyü ele almaya yardımcı olacak bir dizi öneri var, bunlardan en önerilen üçü; isimlendirme ve sahiplenme, akış durumunu bulma ve destek arama.

İsimlendirme ve Sahiplenme

Duygularınızı bastırmak yerine, nasıl hissettiğinizi dile getirerek başlayın. Dürüst duygularınızı kendiniz de dahil olmak üzere tanıdığınız ve güvendiğiniz kişilerle paylaşmak, iyileştirilmiş duygu duruma doğru atılan bir adımdır. Bu, iç gözlem için özel zaman ayırmak anlamına gelebilir; günlük tutmak veya nasıl hissettiğinizi düşünmek. Ya da belki de bu, yakın bir arkadaşınız nasıl olduğunuzu sorduğunda “iyi” diye cevap vermek yerine, “Biraz bitkin durumdayım” diye cevap vermeniz ve ardından nasıl hissettiğinizi içtenlikle paylaşmak için zaman ayırmanız anlamına gelir. Genellikle sadece nasıl hissettiğinizi etiketleyebilmek, pozitif duygu durumunuz üzerinde güçlü bir olumlu etkiye sahiptir.

blank

Akış Durumunu Bulmak

“Akış durumu nedir?” diye soruyor olabilirsiniz. Akış, yaptığınız şeye-her ne ise- hayran kalıp bir o kadar meşgul olduğunuzda hissettiğiniz duygudur ki dünya arka planda kaybolmuş gibi görünür. Bazı insanlar için bu egzersiz olabilir (örneğin koşmak, yüzmek, yoga…vb. ). Diğerleri için hobi olabilir (örneğin sürükleyici bir kitap okumak, örgü örmek, bulmaca çözmek…vb.). Akış durumu, kesintiye uğramadığınız veya dikkatiniz dağılmadığı sürece iş ile ilgili görevlerinize derinlemesine daldığınızda da ortaya çıkabilir.

Destek Aramak

Araştırmalar pozitif duygu durumun en iyi öngörü değerlerinden birinin sosyal destek- arkadaş ortamı olduğunu göstermiştir. Güçlü bir destek sisteminin varlığı sosyal, duygusal ve hatta fiziksel sağlığımız için koruyucudur. Birkaç dakikanızı ayırın ve sahip olduğunuz destek sistemlerini-dostlarınızı düşünün. Nasıl hissettiğiniz konusunda açık ve dürüst olabileceğiniz biri var mı?

Eşi benzeri görülmemiş zamanlardan geçiyoruz, bu yüzden her şeyden önce kendinize karşı nazik olmayı ve kendinize şefkat göstermeyi unutmayın.

Not: Bu yazıda Adam Grant’in New York Times’daki ünlü – Think Again: The Power of Knowing What You Don’t Know– makalesi ilham ve kaynak alındı.


Kaynak

  1. 1.
    Keyes C. The mental health continuum: from languishing to flourishing in life. J Health Soc Behav. 2002;43(2):207-222. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/12096700

Bir yanıt yazın

YAZAR HAKKINDA

blank
Mehmet TÜRK
Yazar
Güller Diyarı Ergani’den Sezai KARAKOÇ’ a komşu. Tıp camiasına Diyarbakır’dan katılmış, yine Diyarbakır’dan “Dicle Acil Ruhu” ile acilci olmuş biri. Ahsen Meva & Feyza’nın babası.

BU YAZIYI DİNLE

SESLENDİREN

blank
Gizem Coşkun Yüksel
Acilcinin Sesleri
Ankara’nın ayazında geçirdiği çocukluk ve gençlik yıllarına rağmen yüreğindeki sıcaklığı hiç kaybetmemiştir. Ankara Üniversitesi’nin ihtişamlı taş binasında geçen muhteşem öğrencilik yıllarının ardından, Karadeniz Ereğli’de denize nazır mecburi hizmete gitmiştir. İçindeki enerjiyi yansıtabileceği bir uzmanlık dalı olan acil tıpa aşkla bağlanarak Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nden acil tıp uzmanı olarak ayrılmış ve önce Bozüyük ardından Gaziantep’e uzanan sürprizlerle dolu yeni bir serüvene başlamıştır. Şimdilerde kariyerinin bu ilk merdivenlerinde onun elinden tutan afacan oğlu Mert Ayaz ve kucağına almayı heyecanla beklediği kızı için güzel gelecek planları içerisindedir.

ETİKETLER