No account yet? Register
Yazıda kullanılan dil konusunda desteklerini esirgemeyen Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim üyesi Dr. Ece Vitrinel’e teşekkür ederim.
Cinsiyet, toplumun çoğu kesiminde iki tipte ve anatomik cinsel karakterlerle tanımlanıyor olsa da durum aslında daha karmaşık. Cinsiyet için maskulenlik, feminenlik ve bunların kombinasyonlarının etkisinde olan içsel bir tecrübe demek daha doğru olabilir. Cinsiyet kimliği vücut dili, giyim, ses veya başka sosyal ve kültürel dışavurumlarla gösterilebilir. Transseksüel ve toplumsal cinsiyet ile uyumsuz (gender non-conformity) bireyler (TSTCU) cinsiyet kimliklerini doğumda varsayılan cinsiyetlerinden farklı algılayan ve yaşayan insanlar.
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de TSTCU insanlar marjinalize ediliyor ve diğer insanlara kıyasla evsizlik, yoksulluk, iş bulamama gibi durumlarla daha sık karşı karşıya geliyorlar. Birleşik Devletler’de kurulmuş bir görev gücünün raporuna göre TSTCU bireyler işsizlik nedeniyle yeraltı ekonomisine (uyuşturucu ticareti, seks işçiliği gibi) yönelmek zorunda kalabiliyor. Bu durum HIV görülme oranını artırıyor. Karşılaştıkları ayrımcı tavırlarla daha kolay başa çıkmak için madde veya alkol kullanımına yönelebiliyorlar. ABD verilerine göre TSTCU bireyler arasında intihar oranı %41’e kadar çıkabiliyorken tüm popülasyonda bu oran %2’nin altında. 2011’de ABD’de yapılan ulusal bir çalışmanın verilerine göre TSTCU yaşam tecrübesi olan kişilerin %61’i fiziksel, %64’ü cinsel şiddete maruz kalmış.
Toplumun yaşam koşulları bu kadar zorlaştırılan bireylerinin ayrımcılık veya kötü muameleye maruz kalmamak için sağlık hizmeti almaktan kaçınıyor olduğu da gerçekler arasında. Günün her saati neredeyse her çeşit sağlık sorununa cevap verebilen acil servisler Türkiye’de sağlık sisteminin güvenlik ağı konumunda. Bu nedenle marjinalize edilmiş tüm popülasyonlar acil servisler üzerinden sağlık hizmetine ulaşabiliyor.
Sağlık profesyonelleri gebeler, ileri yaştaki hastalar, mental kapasitesi düşük hastalar, çocuk hastalar gibi spesifik hasta gruplarına yaklaşımın incelikleri ile ilgili bazı eğitimler alsa da TSTCU kişilerin sağlık sorunlarına yaklaşım konusunda böyle bir eğitim mevcut değil. Toplumun bu kesiminin sahip olabileceği hassasiyetlere karşı bir farkındalık eğitimi de sağlık eğitimi müfredatında yok. Bu yazıda TSTCU bireylerin acil serviste yaşadıkları sorunlar hakkında farkındalık yaratmak ve sağlık profesyonellerinin perspektifinde hasta ile iletişimde dikkat edilmesi gereken bazı noktalara değinmek istedim.
Sağlık hizmetindeki bariyerler
TSTCU öyküsü olan hastaların acil ve birinci basamak sağlık hizmetine ulaşması sırasında yaşadıkları sorunlara değinen araştırmaya1 göre, hastaların %83’ü aile hekimine gözükse de, cinsiyet kimliği veya cinsel yönelimi ile ilgili doktoru ile konuşmak konusunda rahat değil. Bu durumun sebebinin hastalara göre doktorların trans-dostu, yargılamayan veya TSTCU sağlık sorunları konusunda bilgili olmaması olduğu belirtilmiş.
Fiziksel ve sosyal bariyerler
TSTCU hastaların sağlık sisteminde bazı büyük hastaneler dışında cinsiyete göre tarafsız bir tuvalet veya soyunma kabini bulamaması fiziksel bariyerler arasında. Bunun yanında araştırmaya katılanlar özellikle acil servislerin mahremiyetlerine yeterince saygı gösterilmediğini düşünüyor. Aslında bunun TSTCU hastalara yönelik olmadığının, acil servisin kalabalıklığı ve hızlı işleyişi ile ilgili bir sorun olduğunun farkındalar ancak bunun yanında kendi kimliklerine diğer insanlardan daha çok saldırıldığının altı çiziliyor. Bu ve bunun gibi toplumsal önyargı ve kötü muameleler de sosyal bariyerleri oluşturuyor.
Kişisel Bariyerler
Aynı araştırmada1 kişisel bariyerlere de değinilmiş. Bu konu ile ilgili yaşanan sorunlar iki kategoriye ayrılmış. İlki sağlık çalışanlarının bilgisi, ikincisi ise duyarlılıkları ve davranışlarının uygunluğu.
Sağlık Çalışanlarının eğitiminin rolü
Transseksüel, travesti, gey gibi kavramların anlamlarının sağlık çalışanları tarafından tam olarak bilinmemesi bu gruptan hastalarla iletişime geçmeyi imkansızlaştırıyor. 1 Bazen böyle durumlarda TSTCU hastalar sağlık çalışanlarını kendi durumları ile ilgili eğitmek zorunda kalıyor veya eğitmesi gerektiğini hissediyor. Hatta bu araştırmaya katılan bir kişi doktorların cinsiyet kimliği hakkında çok az şey bilmesi nedeniyle, bedeninin bir “test objesi” olarak görüldüğünü hissettiğini ifade etmiş.
TSTCU öyküsü olan 240 katılımcının acil servisteki tecrübeleri ile ilgili başka bir çalışmaya göre2, sağlık çalışanlarının TSTCU hastaların sağlık sorunları hakkındaki tecrübelerinin az olması nedeniyle aşırı çaba göstermesinin veya bu sağlık sorunları konusunda tek otorite olduklarının hastaya yansıtılmasının katılımcıları rahatsız ettiği gözlenmiş.
Bu yazıda dikkati çeken başka bir detay katılımcıların acil servis personelinin kendileri hakkında dedikodu, alay veya şakalaşma gibi davranışlarına şahit olmaları. Bu profesyonellikten uzak davranışlardan kaçınılması gerektiği zaten aşikar, ancak bu yazıda böyle bir sorunun yaşandığı somut olarak karşımıza çıkıyor.
TSTCU sağlık sorunlarına karşı eğitimsiz olma başka şekillerde de hastaları olumsuz etkileyebiliyor. Sıklıkla sağlık personeli tarafından yapılan yanlış kimliklendirme (Yazıda İngilizce’deki cinsiyet zamirleri “he” ve “she” kastedilse de Türkçe’deki “bey”, “hanım” gibi hitaplar için geçerli olabilir.) hastaların sağlık çalışanlarına güvenini zedeliyor.
Bunun yanında gereğinden fazla “duyarlı” veya gereksiz fizik muayene de eğitim eksikliğinin göstergesi.
Başka bir önemli konu hastanın asıl şikayeti ile ilgisiz olan soruların sorulması ve muayenelerin yapılması ve hatta diğer meslektaşların hastayı görmesi için çağrılması olarak bildirilmiş. Bu tarz davranışlar hastaları çalışmadaki bir katılımcının deyişiyle “hayvanat bahçesindeki bir hayvan” gibi hissettirebiliyor.3
Tüm bu verilere göre sağlık profesyonelleri TSTCU öyküsü olan hastaların daha sık yaşadığı sağlık sorunları hakkında bilgi sahibi olmalı, profesyonel davranışların dışına çıkmamalı ve iletişim yeteneklerini hastaları dışlanmış veya “diğer hastalardan daha özel” hissettirmeme yönünde geliştirmeli.
Ayrıca bu yazıda TSTCU hastaların sağlık hizmetlerini geliştirme yönündeki önerilerinin de altı çizilmiş. Bu önerilere göre hastaneler TSTCU öyküsü olan hastalara uygun protokoller hazırlamalı ve çalışanlarına gerekli saygı, anlayış ve gizlilik çerçevesinde uygun tedaviyi vermeli. Aynı zamanda kullanılacak dil ve iletişim becerilerinin cinsiyet kimliklerini zedelemeyecek şekilde seçilmesi için eğitim verilmesi önerilmiş.
399 acil servis personeli üzerinde yapılan elektronik ankette4 katılımcıların %88’inin TSTCU hastaları daha önce tedavi ettiği görülmüş. Bu durum TSTCU öyküsü olan hastaların acil servise başvuru oranlarının daha yüksek olmasından kaynaklanıyor olabilir. Buna rağmen katılımcıların %82.5’i bu konuda herhangi bir eğitim almadıklarını belirtmiş. TSTCU hastaların sağlık sorunlarına ilişkin sorularda ise doğru cevaplar %25 civarında kalmış. Yani sağlık çalışanlarında gereken tedaviyi en iyi şekilde vermek için yeterli bilgi yok gibi gözüküyor.
İletişim sorunları
İletişim ile ilgili de sorunlar yaşanıyor. Yukarıda değinilen çalışmaya2 dahil edilmiş bir katılımcı araç dışı trafik kazası sonrası doktorun, transseksüel olduğu için “tıbbi meraktan” kalçalarını ellediğini söylüyor. Aslında bu travma protokolünde ikincil bakıda rutin olarak baktığımız pelvik instabilite muayenesinden başka bir şey değil. Ancak hastalara gerekli iletişimi kurmadan yapılan her müdahalenin onların perspektifinden ne kadar farklı gözüktüğünü gösteren bir veri.
Cinsiyet kimliği ile ilgili olan iletişim sorunlarını aşmanın en kolay yolu aslında hastalara kendilerine nasıl hitap edilmesini istediklerini saygılı ve ön yargısız bir şekilde sormak veya yazılı bir form doldurtmak olabilir. JAMA’da yayımlanan bir yazıda 5 acil serviste cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğinin sorgulanması ile ilgili 53 hasta ve 26 sağlık çalışanı ile yapılan görüşmelerden ve 1516 potansiyel hasta (204 lezbiyen, 289 gey, 179 biseksüel ve 804 heteroseksüel) ile 429 acil servis personelinin doldurduğu çevrimiçi anketten elde edilen veriler paylaşılmış. Yazıda klinisyenler ve hastaların görüş ayrılığı olduğunun altı çiziliyor. Klinisyenler hastalara direkt olarak cinsel yönelimlerini veya cinsiyet kimliklerini sormaları halinde yanlış veya eksik cevap alacaklarını varsayıyorlar ancak hasta perspektifinde, cinsel yönelimini paylaşmak LGB bireylerin toplumun normal parçası oldukları hissini daha kuvvetli algılamalarına olanak veriyor. Benzer durumun cinsiyet kimliği ile ilgili de geçerli olabileceği savunulabilir. Yazıda hastaların yazılı formlarda cinsel yönelimlerini belirtmeyi daha kolay bulduğuna da değinilmiş. Ancak ülkemiz acillerinde yazılı form kullanılması hastaların karşılaştıkları ayrımcılığa katkıda bulunabilir.
Hastalara cinsel yönelimleri ve cinsiyet kimlikleri sorulmalı mı?
Tüm hastalara cinsel yönelimlerini ve cinsiyet kimliklerini sormak zor veya anlamsız gibi gözükse de özellikle çeşitli hastalıklarda cinsel özgeçmiş sorgulanırken hastaların sağlık çalışanlarına daha rahat ve doğru bilgi vermesi için çok önemli olduğu da bir gerçek. Bu sorgulamalar yapılırken utanma, gülme, alay gibi profesyonellikten uzak tavırların kabul edilemeyeceğini söylemeye gerek yok tabi. Ama hastanın kendisini daha iyi hissetmesi için diğer sorular gibi bu soruların da normal bir tavırda sorulması gerekli. Cinsel özgeçmiş sırasında birden sesi alçaltmak, göz teması kurmamak, normalden hızlı ve aceleci bir tavırla soru sormak da yapılmaması gerekenlerden. Gizlilik ilkesine de her zaman saygı gösterilmeli.
Başka önemli bir nokta hastaların acil servise başvurdukları ana yakınma ile ilgisi olmayan detay sorulardan kaçınmak. Mesela tırnak batması ile gelen bir hastanın cinsiyet kimliği ile ilgili sorular anlamsız olacaktır, ama sol alt kadran ağrısı mevcut olan bir trans erkek hastada herhangi bir cinsiyet geçiş operasyonu geçirip geçirmediği tabi ki sorulmalı.
Bu gibi soruları sorarken hastaya neden bu bilginin önemli olduğunu hatırlatmak hasta doktor ilişkisini güçlendirecektir.
TSTCU bireylerin önceden maruz kalmış olabilecekleri fiziksel veya ruhsal travmalara karşı, genital muayene yapılması gereken durumlarda mutlaka hastanın yanında ona destek olacak birini isteyip istemediği sorulmalı. Tabi ki hasta muayeneyi istediği zaman kesebileceği konusunda bilgilendirilmeli.
Son söz
Tüm marjinalize edilen grupların ve TSTCU hastaların özellikle acil servis tecrübelerinde yaşayabilecekleri sorunlar hakkında farkındalığı arttırmaya devam etmeliyiz.
Toplumun tüm katmanlarında ve özellikle sağlık hizmetlerinde bütünleştirici yaklaşımlar benimsenmeli.
Acil servis personeli ve tüm sağlık çalışanları TSTCU bireylerin sağlık sorunları ile ilgili bilgilenmeli, yargılamadan uzak ve kişileri rencide etmeyecek iletişim becerilerini geliştirmeli, bu konulardaki eğitimler müfredata kazandırılmalı.
Bir Yanıt
Büyük bir eksikliği dile getirmişsiniz hocam kaleminize sağlık sağlık.