Uzun yıllardır, bir çoğumuzun da içinde bulunduğu, Tıp Fakültesi öğrenci eğitiminde yer alan ve önemli bir yer tutan bazı eğitim modellerini uyguluyoruz. Sanırım bir çoğunuz Probleme Dayalı Öğrenim (Problem Based Learning), PDÖ, sürecinin içinde ya öğrenci, ya da yönlendirici olarak görev aldı. Çoğunuz şahir olmuşdur ki, PDÖ eğitimleri 6-10 lu gruplar halinde, bir yönlendirici öğretim üyesi eşliğinde yapılan ve özellikle öğretim üye sayısı yetersiz olan ve çok sayıda öğrencisi bulunan kurumlar için oldukça sancılı bir süreçtir.
Fakat PDÖ’ nün kaynakları tüketen açlığı çoğu tıp eğitim uzmanını yeni arayışlara itti. Başlangıcı 1970’lere uzanan bir eğitim modeli “Team Based Learning” (Takıma Dayalı Öğrenim), TDÖ, tıp fakültesi öğrenci eğitiminde giderek artan bir ilgi görmeye başladı. Bunun temel nedenlerinden biri yetersiz öğretim üyesi bulunan, ki çoğu tıp fakültesi için durum bu, kurumlar için kaynakların en ideal kullanılabileceği model olmasıydı. Düşünün ki, 200 kişilik bir sınıfınız var, 10′ lu guruplar halinde 20 adet PDÖ grubu için 15 öğretim üyesine ihtiyacınız varken, yedek listeye eklenenleri saymıyorum, TDÖ için bu öğretim üyesi sayısının 10 da biri ile daha pozitif kazanımlar sağlayan eğitim oturumları gerçekleştirebiliyorsunuz. Kim istemez değil mi?
Açıkçası ben ilk başta istemesem de (çünkü zaten bir ay süresince aktif olarak eğitime katılan öğrenci ve asistan sayım az olduğu için, 28 asistan, 10-15 öğrenci) üniversitenin genel uygulaması nedeniyle bu akademik yıl başından beri uyguluyorum, ve inanın zaten çok okuyan, konuşmaya, fikrini söylemeye, problem çözmeye hevesli bu genç doktorlar için neden daha önce yapmadık, aklımız nerdeydi demekten kendimi alamıyorum.
Şimdi bu yazı neyi amaçlıyor. Hızla, özet şeklinde bu eğitim modelinin temel prensiplerini ve nasıl uygulanacağını sizinle paylaşmak asıl amaç. Konu daha çok eğitimcilerimizi ilgilendirse de, özellikle baş asistanlarımız ve diğer asistanlarımızında fikri olması açısından okunmaya değer sanırım. Yada en kötüsü ne olabilir, bizim sitedeki istatistik yazılarına benzer, sadece çok sınırlı sayıda dinleyiciye hitap ettiği için sadece onlar tarafından okunur. Ne yapalım, sağlık olsun.
TDÖ’nün 4 Temel Prensibi
1. Takımların her biri uygun şekilde oluşturulmalı: Bu şu anlama geliyor. Takımları 5-7 ideal sayı olacak şekilde düşünürseniz. 28 kişilik bir grup için 4 takım oluyor, ve bu takımın üyeleri bilgi, beceri, iletişim vs özellikleri açısından eşit olarak dağıtılmalı. Yani bir gruba çok çalışkanlar, bir gruba az çalışkanlar vs olmamalı ki gruplar eş düzeyde tartışmaya katılabilsinler.
2. Takım üyelerinin herbiri takım içindeki sorumluluklarının farkında olmalı. Yani herkes aktif olarak katılımcı olacağını baştan bilmeli, algılamalı ve ona göre davranmalı.
3. Takım çalışması süreci hem öğrenmeyi artırmalı hemde takım gelişimini sağlamalı. Bunun olabilmesi içinde bir ve iki numaralı madde önemli. Yani takımın yüzleşeceği sorular, sorunlar, olgular vs herneyse takım bunlarla mücadele ederken, üyelerin katkısıyla birlikte süreçte takım içindeki dinamikler ve öğrenimin, kazanımın kalitesi artmalı.
4. Hızlı ve yerinde geri bildirimlerle öğrenim, deneyim, kazanımlar desteklenmeli, artırılmalı.
Heterojen olarak iyi dağıtılmış 4 grubumuz olduğunu varsayarsak. Nasıl TDÖ uygulayacağız? Diyelim ki konumuz da “Karın Ağrısı” olsun.
Bunun için TDÖ basamaklarnına göz atalım.
1. Hazırlık evresi: Öğrencilere önceden konuyla ilgili ve konuda ulaşılması istenen hedeflere yönelik okuyacakları, izleyecekleri materyaller, online linkler, pdf’ler, video’lar sağlanıyor. Amaç öğrencilerin bunları önceden okuması. Bu aşamada öğrenme %40-45 civarında gerçekleşiyor. Bu kişisel bir hazırlık evresi.
2. Sınıf evresi: Öğrenciler belirlenmiş eğitim günü sınıfa geldikleri anda i-RAT denilen individual-Readiness Assurance Test’ e tabi tutuluyor. Bu test genel olarak 10 dk tutacak şekilde öneriliyor. Yani buna kabaca 10 soru diyebilirsiniz. Burada kişisel olarak artık ne kadar hazırlandılarsa, soruları yanıtlıyorlar. Hemen ardından t-RAT denilen team-Readiness Assurance Test’e grup olarak tabi tutuluyorlar. Sorular aynı sorular, bu kez takım üyeleri soruları tartışarak sonuca, doğru şıkka varmaya çalışıyor. Burada da %65-70 öğrenme gerçekleşiyor. Tabiki hem kişisel, hem takım puanları son kişisel puanlarını, notlarını belirliyor. Ben %50, %50 uyguluyorum mesela. Temel bilimlerdeki arkadaşlarım %60 takım, %40 kişisel uyguluyor. Size kalmış.
3. Sonraki aşama konuyu zaten okumuş, önemli olan noktaları içeren soruları birlikte yanıtlamış ve fikir alışverişinde bulunmuş, birbirlerini eğitmiş üyeler, derse hazır hale geliyor. Bu aşama da ders dediğimiz şeyinde formal, standard bir ders olmadığının altını çizmekte yarar var. Sorularda yanıtlanamayan, fazla tartışma olan ama sonuca bağlanamayan, özellikle öğrenim hedefleri açısından eksik kalıdığı düşünülen noktalarda eğitmen kısa bir bilgilendirme, aktarım gerçekleştiriyor. Buna kısa bir ders süsü vermek te mümkün tabi…
4. Son aşama: Uygulamaya Dayalı Öğrenim aktivitesi. Öğrencilere gerçek hayatla bağdaşan senaryoları içeren sorular, problemler, olgular veriliyor. Grupların bu soruları, sorunları birlikte, öğrendiklerini uygulayacak şekilde, sağlıklı bir tartışma ortamında çözmesi isteniyor.
Sonuç olarak, hazırlanmış gelmiş olan öğrenciler, asistanlar, birlikte öğreniyor, bilgilerini tartıp gözden geçiriyor, eksikliklerini, yetersizliklerini farkediyor, yada liderlik özelliklerini kullanıp, grup dinamiklerini ve süreçleri yönetiyor gibi… bir çok avantajı birlikte sağlayan bir süreç yaşanıyor.
Tavsiyem hem Tıp Fakültesi öğrenci eğitiminde hem de asistan eğitiminde rol alan hocalarımızın, bir hafta bu uygulamayı bir kez denemeleri… sonrasında zaten vazgeçemeyecekler. Tabi unutmadan, öğrenim hedeflerinin belirlenmesi, soruların hazırlanması, potansiyel eksik kalabilecek noktaların belirlenmesi ve ona göre bir sunum, geri bildirim hazırlanması biraz zamanınızı alacak, ama değer.
Aşağıda daha fazla bilgi sahibi olabileceğinizi düşündüğüm iki linki ekliyorum.
2 Responses
Güzel bir yazı ve güzel bir metot.
Merak ettiğim ülkemizde resmi olarak eğitim müfredatında TDÖ’ye yer veren bir kurum ya da anabilim dalımız var mı?
Örnek bir uygulama metninin başlangıç ve öngörülen hedeflere ulaşmakta yarar sağlayacağı kanaati ile varsa tarafıma gönderilmesini talep etsem bu mümkün müdür?
Teşekkürler
TDÖ’ye şu anda ülkemizde tıp eğitiminde hangi kurumların yer verdiğini bilmiyorum. Ama bu dünyada giderek artan bir yaklaşım. Genel olarak bu yeni pedagojileri takip eden bir ülke olarak er ya da geç TDÖ’nin kurumlarımızda yaygın olarak kullanılacağına inanıyorum. Şu an bulunduğum kurumda planlı bir şekilde her yıl artan sayıda TDÖ oturumları artırılıyor.
İnternette Team Based Learning olarak taratıldığında geniş yelpazede bir çok tam metin makaleye ulaşmak mümkün.