Acil Tıp anadalının sancılı ergenlik dönemi
90’lı yılların sonundan itibaren hekim ihtiyacının karşılanması amacıyla yeterince planlama yapılmadan ve altyapı sağlanmadan kadavrası, hocası, tüm branşları, hastanesi ve hastası olmayan birçok tıp fakültesi açılmış, bu fakülteler başarı kriteri olarak TUS sınavı başarısını tek kıstas olarak görmeye başlamıştır. Bu sebeplerden ötürü de tıp eğitiminde pratik beceri gelişimi sağlayan ve tıp fakültesi mezununu bir hekime dönüştüren en önemli yıl olan intörnlük yılı gereği gibi tamamlanmadan giderek artan sayıda tıp fakültesi mezunu yetiştirilmiştir. 1990’da öğrenci kabul eden tıp fakültesi sayısı 25 iken bu sayı 2000’de 47’ye, 2010’da 74’e yükseltilmiştir. Henüz öğrenci kabul etmeyenlerle beraber bu sayı 2014’de 85’in üzerine çıkmıştır. WHO’ya göre 2010-2014 arasında Dünya’da yılda ortalama 150 tıp fakültesi açılırken bunların %9’ü Türkiye’dedir. Almanya’da ise tıp fakültesi sayısı 2014 itibariyle 41, Fransa’da 52, İtalya’da 42’dir. Duvivier’in bir araştırmasına göre bir ülkenin tıp fakültesi sayısı ile ilişkili faktörler şunlardır: coğrafi olarak ülkenin büyüklüğü ya da dağınıklığı (ABD, Çin, Hindistan, Japonya, Brezilya, Rusya, Endonezya) ve ekonomik olarak gelişmiş olmasına rağmen akademik olarak az gelişmiş olması. 2013 yılına göre aktif tıp fakültesi sayısı en yüksek 20 ülke aşağıda sıralanmıştır . Buna göre 2013 yılında Türkiye Dünya’da en çok tıp fakültesi olan 8. ülkedir. 2015 yılı itibariyle Pakistan’ı geçerek 5. sıraya yükselecektir. İlk 10 içerisinde coğrafi sebeplerden ötürü tıp fakültesi açmaya ihtiyacı olmayan sadece 2 ülke bulunmaktadır: Meksika ve Türkiye. Türkiye, ayırca, 800.000 kişiye 1 tıp fakültesi ile gelişmiş Dünya’nın en yüksek oranlarından birine de sahiptir.
1 | Hindistan | 304 | 11.7% |
2 | Brezilya | 182 | 7.0% |
3 | ABD | 173 | 6.7% |
4 | Çin | 147 | 5.7% |
5 | Pakistan | 86 | 3.3% |
6 | Meksika | 84 | 3.2% |
7 | Japonya | 80 | 3.1% |
8 | Türkiye | 72 | 2.8% |
9 | Rusya | 62 | 2.4% |
10 | Bangladeş | 61 | 2.3% |
11 | Kolombiya | 57 | 2.2% |
12 | İran | 54 | 2.1% |
13 | Endonezya | 51 | 2.0% |
14 | İtalya | 41 | 1.6% |
15 | Güney Kore | 41 | 1.6% |
16 | Fransa | 40 | 1.5% |
17 | Filipinler | 38 | 1.5% |
18 | Almanya | 36 | 1.4% |
19 | Arjantin | 32 | 1.2% |
20 | Nijerya | 32 | 1.2% |
Hekim sayısını arttırırken kalitesini azaltan bu uygulama tek handikap değildir. Sağlık yatırımlarının küçük ama yeterli ivedi bakım merkezleri ve sağlık ocağı gibi önleyici, koruyucu ve acil hizmetler yerine, sofistike tanı ve tedavi araçları ile dev hastanelere yönlendirilmesi acil servisleri eski teknoloji ile donatılmış, donanımı eksik, yeterli hekim olmayan birimler haline getirmiştir. Önleyici yerine tedavi edici sağlık hizmeti politikalarının tercih edilmesi neticesinde pratisyen hekimliğin hakettiği değer ve algısı azaltılmış, farklı branşlarda tıp fakültesi mezun sayısına yakın sayıda ihtisas kadroları açılarak uzman sayısı gereğinden fazla arttırılmıştır. Hekimlerin özlük haklarındaki kayıplar, çok pahalı olan bir eğitimin sonunda bu eğitimin maddi kayıplarını bile karşılayamayan düzeyde düşük hakedişler, giderek uzayan ve ağırlaşan çalışma saatleri, zorunlu hizmet sonrası atama ve naklin neredeyse imkansızlaşması gibi etmenler hekimlerin özel sağlık kurumlarına kaymasını hızlandırmıştır. Tıp fakültesi mezunlarının genellikle ilk görevlendirme yerleri olan 2. basamak hastane acil servisleri ve ambulans sistemi yukarıdaki sebeplerden ötürü ciddi bir şekilde zayıflamıştır. Gerekli önleyici-koruyucu hekimlik hizmetlerin giderek azalması tedavi talebini aşırı arttırmış, polikliniklerin karşılayamadığı bu talep acil servislere acil olmayan başvurular şeklinde yansımaya başlamıştır. Önleyici-koruyucu hekimliği güçlendirmek adına acil servislerde çalışan pratisyen hekimler plansız şekilde ve bir anda Aile Hekimliği sistemine alınmış, bu sebeple de 2. basamak hastanelerin acil servislerinde bir anda yetişmiş ve tecrübeli hekim ihtiyacı bir anda onlarca kat artmıştır. Aile hekimliği sistemi halk tarafından kabul görmediği ve yönetilemediği için beklenen şekilde acil servis hizmet talebini azaltmamış, tam tersine pratisyen hekimlerin çekilmesi sonucunda 2. basamak hastanelerin acil servislerinde de daha önce yapılan hasta bakımı hizmetlerinin verilememesi ile sonuçlanarak acil olan ve olmayan tüm mesai dışı tıbbi bakım talebinin 3. basamak hastaneler ve üniversitelere yönelmesine yol açmıştır. Poliklinik ve Aile hekimliği sistemleri ücretlendirilirken acil servis hizmetlerinin acil olmayan hastalar için de ücretsiz hale getirilmesi acil olmayan hastaların acil servis talebini haklı olarak arttırmış ve bozulan sevk zincirini düzeltilemeyecek biçimde uygulamadan çıkarmıştır. Sonunda acil servis başvuruları korkunç bir hızla artarak tüm ülkede bakılan hastaların %35’ine ulaşmıştır.
1993 yılında kuruluşundan itibaren sadece üniversite hastanelerinde eğitimi yapılan Acil Tıp, 13 yılda toplam 27 anabilim dalına ulaşmıştı. Yukarıdaki konjonktürde birden 3. basamak hastanelere yönelen acil hizmet talebini karşılamak amacıyla yanlışlar silsilesine bir halka daha eklenerek 2006 yılı Nisan ayında 18 Eğitim ve Araştırma Hastanesine Acil Tıp adı altında klinik şeflikleri dahi kurulmadan 200 asistan kadrosu açılarak kağıt üzerinde Acil Tıp eğitimine başlanmıştır. Hiçbir eğitimcisi, şefi, kliniği olmadan, eğitim koşulları tanımlanmadan, en az 10 yıldır eğitim veren hiçbir ana bilim dalının veya derneğin görüşü alınmadan ilan edilen bu kadrolar ve aynı yıl Eylül ayındaki asistan alımlarıyla beraber 2006 yılında açılan Acil Tıp ihtisas kadro sayısı yıllık 450’ye ulaşmıştır . Özveriyle bu kliniklerde çalışan ve eğitim sorumluluğu olmamasına rağmen bunu en öncelikli görevi sayan Acil Tıp uzmanları, bu kliniklere destek veren üniversitelerdeki öğretim üyeleri ve acil tıp hevesini almış, öğrenme isteğiyle dolu cefakar asistanlarımızın canla başla çalışması sayesinde 2011 yılında bu klinikler ilk uzmanlarını vermişlerdir.
2 Responses
Ankara Etlik İhtisas Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesine dönüşmemiştir. Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Tıp Kliniği ayrı bir klinik olarak sağlık bakanlığı ilk asistanları aldığı zaman zaten mevcuttu. O zamandan beri Ankaranın en büyük, en çok ambulans kabul eden acil tıp kliniğidir. Etlik İhtisas ayrı bir hastane idi ve daha sonra kapatıldığında asistan ve uzmanları çeşitli hastanelere dağıtıldı. Bu bilgiyi düzeltmenizi istiyorum…
Seda Hocam, geri bildiriminiz için çok teşekkür ederiz. Hemen düzeltmeyi yaptık. Gözünüze çarpan eksiklikleri bildirmeye devam etmeniz dileğiyle…