Bilindiği gibi ARDS(Acute Respiratory Distress Syndrome Akut Solunum Sıkıntısı Sendromu) akut inflamatuar difüz akciğer zedelenmesi sonucu pulmoner kapiller geçirgenliğin artması ve pulmoner bölgeye sıvı geçişi nedeniyle oluşan pulmoner ödem tablosudur. Burada alveolokapiler membrana zarar veren nedenler pnömoni, aspirasyon gibi direkt hava yolu ile ilişkili olabileceği gibi sepsis, üremi, yağ embolisi gibi indirekt hematojen yollarla akciğere ulaşan nedenlerle de olabilir.
Mortalitesi oldukça yüksek olan ve erken mekanik ventilasyonun önemli olduğu ARDS’de ortak, net ve hızlı tanı koyabilmek için 1994 yılında Amerikan Toraks Derneği ve Avrupa Yoğun Bakım Dernekleri Ortak Toplantısında (American-European Consensus Conference-AECC) tanı kriterleri geliştirilmişti. Bu kriterlere göre akut başlangıçlı bir hipokseminin olması ve PEEP düzeyine bakılmaksızın PaO2/FiO2 oranının 200mmHg’dan az olması, akciğer grafisinde bilateral diffüz infiltratların görülmesi ve bu tablonun sol kalp yetmezliğine bağlı olmadığına yani pulmoner arter wedge basıncının(PAWP) 18mmHg’dan yüksek olmaması gerekmektedir. PaO2/FiO2 değerinin 200mmHg’dan yüksek ama 300mmHg’dan düşük olduğu durumlar ise akut akciğer zedelenmesi(Acute Lung İnjury-ALI) olarak tanımlanmaktadır.
Son 20 yıldır tüm dünyada kullanılan bu kriterlerin bir süredir eksiklikleri tartışılmaktaydı. Bunları şöyle özetlemek mümkün;
- AECC kriterlerindeki akut kavramının süresinin muğlak olması
- ALI/ARDS ayrımının kafa karışıklığına neden olduğu düşünülmekte-nitekim yeni tanımlamada ARDS klinik şiddete göre üç kategoriye ayrılmakta ve eskiden ALI olarak tanımlanan grup artık hafif ARDS grubu olarak kabul edilmekte
- AECC kriterlerinde oksijenizasyon bozukluğu PEEP veya CPAP değerinden bağımsız olarak sadece PaO2/FiO2 değerinin 300mmHg ‘dan düşük olması şeklinde tanımlanmaktaydı. Berlin tanımlamasında ise bu değerlerin oksijenizasyon değerlendirmesi için kullanılması gerektiği belirtilmekte.
- AECC kriterlerinde akciğer grafisindeki bilateral infiltrasyon kavramının net olmadığı yorumlamanın kişiden kişiye değişebileceği
- AECC kriterlerinde PAWP≤18 mmHg şeklindeki kriterin yeterli olmadığı bazı durumlarda hem yüksek PAWP değerlerinin hem de ARDS’nin birlikte bulunabileceği. Berlin kriterlerinde PAWP ölçümü artık önerilmiyor. Onun yerine artmış hidrostatik basıncın şu andaki solunum sıkıntısının primer kaynağı olup olmadığının belirlenmesi gerektiği belirtilmekte. Yine hidrostatik basınç artışının EKO gibi yöntemlerle dışlanması gerektiği belirtilmekte.
Yeni Berlin Tanımlamasına göre ARDS kriterleri yukarıdaki tabloda verilmiştir. Yeni klinik şiddet sınıflamasına göre gruplar arası hastaların mortalite, ventilatörde kalış süreleri ve akciğer ağırlıkları arasında da anlamlı fark saptanmış. Orijinal çalışmadan aldığımız bu tabloda aşağıdadır.
Kaynaklar;
1.Bernard GR, Artigas A, Brigham KL, et al. The American-European Consensus Conference on ARDS:definitions, mechanisms, relevant outcomes, and clinical trial coordination. AmJ Respir Crit Care Med. 1994; 149(3 pt 1):818-824.
2.Ranieri VM, Rubenfeld GD, Thompson BT, Ferguson ND, Caldwell E, Fan E, Camporota L, Slutsky AS. Acute respiratory distress syndrome: the Berlin Definition. JAMA. 2012 Jun 20;307(23):2526-33. doi: 10.1001/jama.2012.5669.
3.Perina DG. Noncardiogenic pulmonary edema. Emerg Med Clin N Am 21 (2003) 385–393.
Bir Yanıt
Eline sağlık Kerem.. : ARDS tanımlamasında değişiklik: Berlin Kriterleri – http://t.co/n1pX2my96z –