fbpx

Enfektif Endokardit Şüphesinde Görüntüleme

Favorilere Ekle (0)
Please login to bookmarkClose
Please login

No account yet? Register

  • Çoğu klinik senaryoda, bir transtorasik veya transözofageal tekniğinin kullanıldığı ultrason ekokardiyografi enfektif endokardit şüphesi olan hastaların ilk değerlendirme ve sürveyansı için en uygun stratejidir.
  • Akciğer grafisi, enfektif endokarditin hemodinamik sonuçlarının şiddetini belirlemek ve hastaların tedaviye yanıtını değerlendirmek için en uygun köşetaşlarından birisi olmayı sürdürmektedir.
  • Kardiyak MR enfektif endokardit değerlendirilmesinde başta komplikasyon şüphesi ortamında ve kapak regürjitasyonların hacminin ölçülmesi için uygun olabilir.
  • Kardiyak BT, özellikle komplikasyon şüphesi ortamında, infektif endokarditin,  protez kalp kapaklarının değerlendirilmesi ve ameliyat öncesi planlama ve koroner arter hastalığının dışlanması için muhtemelen uygun bir araçtır.
  • Enfekte vejetasyon ve paravalvüler abse belirlenmesi yerinin tespiti için nadir durumlarda radyoizotop taraması yapılabilir, ama klinik pratikte büyük ölçüde kesitsel görüntüleme yöntemleri yerini almıştır.
  • Nadir durumlarda, kalp floroskopisi endokardit ile tutulmuş protez kalp kapakçıklarının değerlendirilmesi için kullanılabilir, ama büyük ölçüde kesitsel görüntüleme yöntemleri, özellikle kardiyak BT ile klinik pratikte kalp floroskopisinin yerini almıştır.

 

Enfektif endokardit, normal, abnormal ya da prostetik kapağı tutabilir. Son yıllarda yasak maddelerin intravenöz enjeksiyonu, kalıcı IV kateterler ve implante edilebilir kardiyoverter defibrilatörlerin sonucu olarak normal sağ kalp kapaklarının enfektif endokarditi sık görülmeye başlanmıştır. Her ne kadar sol kalp kapaklarının akut endokarditi neredeyse değişmeden kalp yetmezliğine neden olsa da, subakut enfektif endokarditte de kalp yetmezliği görülebilir. Fizik muayenede tipik olarak yeni bir üfürüm duyulur. Enfektif endokardit şüphesi olan hastaların incelemeleri seri kan kültürleri ve ekokardiyografiyi içerir.

Enfektif endokardit temelde pozitif kan kültürü bulunmasına dayanan karakteristik semptom ve fizik muayene bulgularıyla ilişkili klinik bir tanıdır. Antibiyotik kullanımında kan kültürü negatif olabilir. Görüntüleme çalışmaları kalp kapaklarında vejetasyonları ve komplike olgularda sağlam ve prostetik kapaklarda paravalvüler abseleri göstererek tanıyı destekler. Ayrıca görüntüleme valvüler hasarı, komplikasyonları tanımlamak ve kalp yetmezliğinin varlığını ve şiddetini incelemek için kullanılır.

Akciğer Grafisi

Endokardit değerlendirilmesi için gerekli olan, kalp boşluklarının boyutunu ve pulmoner venöz hipertansiyon ve ödemin varlığı ve şiddetini belirlemek için kullanılır. Ayrıca enfektif endokardit nedeniyle oluşan kapak yetersizliklerinin hemodinamik sonuçlarının şiddetini izlemek ve tedaviye yanıtı değerlendirmek için kullanılır. Sağ taraf endokarditinde ise, göğüs grafisi septik emboli sekeli olan pulmoner infarkt ve apseleri göstermede etkilidir.

Transtorasik ve Transözefageal Ekokardiyografi

Transtorasik ekokardiyografi (TTE) enfektif endokardit değerlendirilmesinde önemli bir rol oynar ve şu anda enfektif endokardit tanısı için kullanılan modifiye Duke kriterlerine dahil tek görüntüleme işlemidir. Kalp kapakçıkları üzerindeki vejetasyonları, kapak regürjitasyonunu ve paravalvüler abseleri gösterebilir. Enfektif endokardit tanısını doğrulamak için en sık kullanılan görüntüleme yöntemidir. Ekokardiyografi ile vejetasyonların gösterilmesi kesin endokardit tanısı için gerekli iki major modifiye Duke kriterlerinden biridir.

Transözefageal ekokardiyografi (TEE) vejetasyon belirlenmesi için TTE’ye göre önemli ölçüde daha yüksek hassasiyete sahip olduğu gösterilmişse de, özgüllüğü benzerdir. Tanı için TTE’nin pozitif prediktif değeri% 97 iken, negatif prediktif değerin % 94 olduğu  görülmüştür.

Çeşitli çalışmalarda, çocuk ve erişkin hastalarda klinik değerlendirmeye dayalı enfektif endokardit öntest olasılığı ilişkisinde TTE ve  TEE tanısal değerini değerlendirildi. Bu çalışmalarda ekokardiyografinin düşük olasılıklı endokardit hastalarında daha düşük randıman verdiği sonucuna varıldı. TEE orta veya yüksek olasılıklı endokardit hastalarında tercih edilen yöntemdir. Sağ taraf endokarditinde, TTE ve TEE  nispeten benzer vejetasyon sayıları ve triküspit regürjitasyon sıklığı gösteren sonuçlar ortaya çıkardı.

TEE, enfektif endokardit şüphesinde vejetasyonlar, paravalvüler abse ve kapak yetersizliklerinin gösterilmesinde endikedir ve giderek daha yüksek oranda kullanılmaktadır. Varlığı enfektif endokardit için kesin tanı özelliğinde olan vejetasyonlar için en duyarlı görüntüleme tekniğidir. Ekokardiyografik özelliklere dayalı enfektif endokardit tanısı için kriterler kullanmak tek başına klinik kriterleri kullanmaya göre daha iyi tanısal doğruluk sağlar. TEE, vejetasyon tespit etmek için TTE’ye göre daha iyi duyarlılığa sahip. Bir derlemede, yazarlara göre deneyimli ellerde TEE, enfektif endokardit ile ilişkili intrakardiyak lezyon tespitinde >% 90 duyarlılık ve özgüllük gösteriyor. Bu ve başka bir derlemede, negatif TEE sonucunun hemen hemen her zaman enfektif endokardit için çok düşük olasılık anlamına geldiği sonucuna varılmış.

TEE enfektif endokardit şüphesinde vejetasyonları, paravalvüler abseleri ve kapak regürjitasyonunu göstermede endikedir ve giderek daha yaygın kullanılmaktadır.

Radyoizotop Taraması

Klinik uygulamada büyük ölçüde  kesitsel görüntüleme tekniklerine yerini bırakmış olsa da, radyoizotop taraması enfektif endokardit  şüphesi değerlendirilmesinde bazı durumlarda kullanılabilmektedir.

Manyetik Resonans

Görüntülemede MR kullanımı öncelikle paravalvüler ve miyokard abse ve enfeksiyon gibi komplikasyonlara psödoanevrizmaların değerlendirilmesi içindir. Kapak vejetasyon belirlenmesi için TTE ve TEE ile kıyaslandığında daha az uygundur. Valvüler regürjitasyonların kantitatif değerlendirmesinde kullanılabilir. Kontrast madde gerekli değildir ama kullanıldığında apselerin görüntülenmesine yardımcı olur.

Bilgisayarlı tomografi

Şüpheli endokardit hastalarını değerlendirmek için bilgisayarlı tomografinin (BT) rutin kullanımına yönelik literatürde sınırlı kanıt mevcuttur. BT kapak vejetasyonlarını tanımlamak için TTE ve TEE’ye göre az uygundur. Sonuç olarak, BT’nin birincil rolü, MR gibi, enfektif endokardit komplikasyonlarını değerlendirmektir.

Rutin kontrastlı non-EKG tetiklemeli göğüs BT ile kariyak hareket artefaktı nedeniyle paravalvüler apseler gibi vasküler komplikasyonları tanımak zor olabilir. Konstastsız BT, vasküler yapıları belirlemede daha az yardımcıdır. Bununla birlikte, rutin toraks BT görüntülemeleri sağ taraf endokarditlerinde pulmoner enfarkt ve apseleri belirlemede yardımcı olmaktadır. Retrospektif EKG tetiklemeli çok dedektörlü-sıralı BT (kontrastlı BT ile kalp fonksiyonlarının ve morfoloji) gelişmesiyle birlikte paravalvüler ve miyokard abse ve enfektif psödoanevrizmaların tanımlanması mümkün olabilmektedir. Aort kapak psödoanevrizmalarını betimleyen bir çalışmada duyarlılık, özgüllük, pozitif prediktif değer ve negatif prediktif değeri sırasıyla % 100, % 87.5, 91.7%  ve % 100 gösterildi. BT’nin birincil zayıflığı 1 cm’den küçük aort kapak vejetasyonlarının  tespitidir ki bunların negatif prediktif  değeri  % 55.5’di. Ancak, duyarlılık, özgüllük, pozitif prediktif değer ve negatif prediktif değerlerinin hepsi 1 cm’den büyük vejetasyonlarda % 100 idi. Buna ek olarak, BT protez kapak yapraklarının değerlendirilmesinde,  kapak yaprağında pannus, trombüs veya diğer protez başarısızlığın nedenlerini incelemede yardımcı olabilir.

Kateterizasyon ve Ventriküler Anjiografi

Primer endikasyonu operasyon öncesi koronerleri değerlendirmek içindir. Bu testler cerrahi girişim düşünülmeyen, doğal kapaklarda komplike olmayan endokarditi olan hastalarda endike değildir. Kateterizasyon ve ventrikülografi, protez kapakların endokarditinde  ekokardiyografik sonuçların belirsiz olduğunda ya da  mikotik anevrizma şüphesinin değerlendirilmesinde endike olabilir.

Ekran Resmi 2015-12-02 14.53.12

 

Rölatif Radyasyon Düzeyi Tanımlaması

Öngörülen İstisnalar:

Nefrojenik sistemik fibrozis (NSF) skleroderma benzeri bulgular gösteren, sınırlı klinik sekellerden fatal durumlara kadar değişen bir dizi bozukluğuğu içerir. Ağır renal fonksiyon bozukluğu ve godolinyum içeren kontrast madde alımıyla ilşkili görünmektedir. Diyaliz hastalarında ve nadiren GFR’si çok sınırlı (örn.<30 mL/dk/1.73 m2) hastalarda görülürken bunun dışındaki hastalarda hiç görülmez. NSF ile ilgili birikmekte olan literatürde aksini savunan görüşler olsa da, diyaliz hastalarında olası yararları risklere açıkça üstün olmadıkça kullanılmaması, GFR’si 30 mL/dk/1.73m2 den düşük hastalarda kullanımının sınırlanması konusunda görüş birliği mevcuttur.

blank
Ara