Skip to content
Reklam

Bir nöbet sabahından günaydın herkese. Bu sabah uyandığımda her zamanki gibi ilk işim elime telefonumu almak oldu. Alarmımı kapadım. Gece saat 02:00 gibi uyarılarını kapatmıştım ve saat 07:00 idi. 5 saatte (!) dünyada, çevremde neler olup bitmiş hemen bakmalıydım. Aslında buna mecbur değilim ama hemen yapmam gerek gibi hissediyorum. Neyse…

Hemen Whatsapp’ta üye olduğum tüm gruplardan gelen mesajlara, resimlere, videolara hızlıca baktım.

-Yine ben uyurken liseden arkadaşlarım uzun uzun muhabbet etmişler. Üniversite tayfasından bahsetmiyorum bile. Keşke ben de erkenden (!) uyumak zorunda olmasaydım.

Hazırlanırken ve kahvaltımı yaparken Instagram’ı ve Twitter’ı hızlıca kolaçan ettim. Hikayelere bir göz attım, paylaşımlara bakmayı unutmadım ve tabi ki birkaç gönderiyi beğendim.

-Gerçekten bensiz oraya gittiklerine inanamıyorum. Çok keyifli zaman geçirdiklerine eminim. Eğlenmeyi iyi bilirler. Bu sabah nöbetçi olmasaydım ben de mutlaka onlara eşlik ederdim. Aslında gidebilirdim de ama eve gelmeyi ben tercih ettim. Nedense…

-Gerçekten bu adama şaşırıyorum. Onca işi arasında böyle bir tatile gitmeyi nasıl başarıyor? Ben evden çıkmaya kuvvet bulamıyorum.Helal olsun !

Evdekiler bu durumdan şikayetçiler… Cep telefonum ile oldukça çok zaman geçirdiğimi düşünüyorlar. Artık herkes bu şekilde değil mi ? Kesinlikle evdekilere katılmıyorum…

Yukarıdaki metinin bir köşesi, bir satırı bir paragrafı ya da bir düşüncesi sizi bir yerden yakalıyor ise bu yazı tam size göre.

Sizde de sanki sezon finalini yaşıyoruz hissi mevcut mu ? COVID ile bilinmezliğe olan yolculuğumuzun (S:1,W:2/Netflix) doğal olarak yarattığı anksiyete, bizi akıllı telefonlarımıza daha da mı yakınlaştırıyor? Evde kaldığımız günler sosyal medya kullanımımızı daha da mı arttırıyor? 25 GB internet bir ayda nasıl akıllı telefonlarımız tarafından kullanılıyor? En önemlisi bu bizi nasıl etkiliyor? Sizleri yeni bir COVID yazısı değil, bir ”wellness” yazısı aşağıdaki satırlarda bekliyor…

Reklam

İyi okumalar…

NOT:

Dünyada Ekim 2019 istatistiklerine göre yaklaşık 3.73 milyar aktif sosyal medya kullanıcısı bulunmaktadır. Bu rakam dünya popülasyonunun yaklaşık %48’idir.En çok tercih edilen sosyal medya platformları Facebook, Youtube, Whatsapp, WeChat ve Instagram olarak karşımıza çıkmaktadır. İlk beşte olmasa da Snapchat’in yaklaşık 314 milyon aktif kullanıcısı olduğunu vurgulamakta fayda var sanırım.

Reklam

FOMO Nedir?

İlk defa bir pazarlama (!) strateji uzmanı Dan Herman tarafından 1996 yılında tanımlanan bir terim olarak karşımıza çıkan bu kısaltma, 2013 yılında İngilizce sözcüklerde yerini almıştır.

FOMO: Fear of Missing Out”

Kendi dilimizde ifade etmemiz gerekirse, ‘’bir şeyleri kaçırma korkusu’’ olarak tanımlanabilir.

Kişinin kendisinin olmadığı ortamlarda başkalarının eğlenebileceği inancından kaynaklanan bir sosyal anksiyete ürünüdür. Başka kişilerin yaptıklarıyla sürekli bağlantıda kalma arzusu olarak da tanımlanabilir. Diğer insanların hayatlarına online olarak bağlı kalabilmek için bir kompülsiyon olarak değerlendirilebilir. Başka bir değişle ”mükemmel bir yaz akşamında, arkadaşlarınız mangal partisi yaparken, siz çalışmak zorunda olduğunuz için katılamadığınızda hissettiğiniz duygulardır” (Adanalı).

Pazarlamada bu anksiyete, nasıl işe yarar der iseniz hemen size birkaç örnek vereyim:

  • Geride kalmamanız için almanız gereken uzun ömürlü piller,
  • Enerjinizi kaybetmemenizi sağlayan, günü yakalatan, her sorunu çözen, zihin açan, uyku kaçıran enerji içecekleri,
  • Ya da güne uyanmanızı sağlayan, onlar olmadan uyanamayacağınız özenle harmanlanmış kahve çekirdekleri…

FOMO, DSM-V içerisinde yer alan bir hastalık olarak karşımıza çıkmamaktadır. Yine de yanlış sosyal medya (sosyal medya bağımlılığı) ve akıllı telefon kullanımı ile doğrudan ilişkiye sahiptir.

Literatür:

  • 2020 yılında yapılan ve FOMO ve sosyal medyanın günlük hayat ve üretkenlik üzerine etkilerinin değerlendirildiği bir çalışmada, artmış FOMO düzeyi ile sosyal medyanın, günlük hayat ve iş üretkenlik üzerine etkilerinin daha fazla olduğu ortaya konulmuştur.​1​
  • Sosyal ağların kullanım bozuklukları, depresyon şiddeti​2​,psikolojik stres​3​,sosyal anksiyete​4​, daha kötü olarak sübjektif iyi olma hali, akademik koşullarda daha fazla dikkat dağınıklığı​5​, insomnia​2​ ile ilişkilendirilmiştir.
  • Daha yüksek FOMO seviyesi cep telefonu uyarılarına daha yatkın olma ve cep telefonu uyarıları ile daha fazla bölünmeye neden olmaktadır. Bu da yüzeysel çalışma ve konsantrasyon kaybı ile sonuçlanmaktadır.
  • COVID ise hepimiz için anksiyete oluşturabilmekte, anksiyete de artmış akıllı telefon kullanımına neden olabilmektedir.​6​
  • Sosyal medya kullanımının etkilerinin değerlendirildiği bir çalışmada, sosyal medya kullanımının günde 30 dakika ile sınırlandırılması, yalnızlık hissi ve depresyonu özellikle azaltmakta ve kişinin iyi olma haline olumlu yönde etki etmektedir.​7​

Ne Yapmalı?

  • Sosyal medya paylaşımlarının kayda değer bir çoğunluğunun kullanıcıların iyi anlarından oluşan, filtrelenmiş sanal bir pencereden size sunulduğunu unutmayın.
  • Bu paylaşımların bir insanın hayatına, ilişkilerine ya da işine dair kesin bir sonuç sağlayamayacağını aklınızdan çıkarmayın.
  • Kırmızı uyarı baloncuklarının cazibesinin dopamin salınımlarından kurtulun.
  • Bunun bir problem olabileceğini kabullenin. Yukarı doğru kaydırma ve çift tıklama pandemisi içinde olmamaya çalışın.
  • Her zaman en iyi yerlerde ve ortamlarda bulunamayacağınızın farkına varın. Bu konuda duyduğunuz anksiyeteyi kendinize itiraf etmeniz omuzlarınızdaki yükü hafifletecektir.
  • Telefonunuzu kapatın. Instagrama yapışık gözlerle kahvaltı yapmak yerine muhabbet etmeyi deneyin. Sosyal medya uygulamalarınızı kapatın ya da kullanımını sınırlandırın. Akıllı telefonlarımız bu uygulamalarda geçirdiğimiz zamanı bize yansıtabilmekte, raporlayabilmekte. Bir göz atın inanamayacaksınız!
  • Anı yaşayın, bulunduğunuz an içinde kalın. Duyularınız içinde bulunduğunuz ana hizmet eder ise, eliniz paylaşım için telefonunuza gitmeyecek, gitmediği için de hazır uygulamaya girmişken başka paylaşımlara göz atma hissiyatında olmayacaksınız.
  • Son olarak; O’ nu dinleyin, haklı olabilir…

KAYNAKLAR

  1. 1.
    Rozgonjuk D, Sindermann C, Elhai JD, Montag C. Fear of missing out (FoMO) and social media’s impact on daily-life and productivity at work: do WhatsApp, Facebook, Instagram and Snapchat use disorders mediate that association? Addictive Behaviors. Published online May 2020:106487. doi:10.1016/j.addbeh.2020.106487
  2. 2.
    Brailovskaia J, Rohmann E, Bierhoff H-W, Margraf J, Köllner V. Relationships between addictive Facebook use, depressiveness, insomnia, and positive mental health in an inpatient sample: A German longitudinal study. Journal of Behavioral Addictions. Published online December 1, 2019:703-713. doi:10.1556/2006.8.2019.63
  3. 3.
    Marino C, Gini G, Vieno A, Spada MM. The associations between problematic Facebook use, psychological distress and well-being among adolescents and young adults: A systematic review and meta-analysis. Journal of Affective Disorders. Published online January 2018:274-281. doi:10.1016/j.jad.2017.10.007
  4. 4.
    Lee-Won RJ, Herzog L, Park SG. Hooked on Facebook: The Role of Social Anxiety and Need for Social Assurance in Problematic Use of Facebook. Cyberpsychology, Behavior, and Social Networking. Published online October 2015:567-574. doi:10.1089/cyber.2015.0002
  5. 5.
    Feng S, Wong YK, Wong LY, Hossain L. The Internet and Facebook Usage on Academic Distraction of College Students. Computers & Education. Published online June 2019:41-49. doi:10.1016/j.compedu.2019.02.005
  6. 6.
    Elhai JD, Yang H, McKay D, Asmundson GJG. COVID-19 anxiety symptoms associated with problematic smartphone use severity in Chinese adults. Journal of Affective Disorders. Published online September 2020:576-582. doi:10.1016/j.jad.2020.05.080
  7. 7.
    Hunt MG, Marx R, Lipson C, Young J. No More FOMO: Limiting Social Media Decreases Loneliness and Depression. Journal of Social and Clinical Psychology. Published online December 2018:751-768. doi:10.1521/jscp.2018.37.10.751

1 Yorum


blank
Ara
Yükleniyor..