Skip to content

Yetişkinlerde Temel ve İleri Yaşam Desteği-AHA 2020 Kılavuz Özeti

Reklam

Yetişkin Kardiyak Yaşam Desteği ile İlgili Akılda Kalması Gereken 10 MESAJ

  1. Bir kardiyak arrest durumu ile karşılaşıldığında, sağlık personeli olmayan kişiler derhal ve eşzamanlı olarak acil yanıt sistemini (112) aktive etmeli ve kardiyopulmoner resüsitasyonu (KPR) başlatmalıdır.
  2. Yüksek kaliteli KPR’de performansı basıların derinlik ve hızı ve ayrıca basılar arasındaki duraklamaların en az olması belirler.
  3. Ani kardiyak arrest ventriküler fibrilasyon (VF) veya nabızsız ventriküler taşikardi (VT)’den kaynaklanmışsa hayatta kalım için, yüksek kaliteli KPR ile birlikte erken defibrilasyon kritik öneme sahiptir.
  4. Özellikle şoklanamaz ritimlerde, yüksek kaliteli KPR ile birlikte adrenalin uygulanması surveyi iyileştirir.
  5. Optimum hasta sonlanımı için her arrest durumunun aynı olmadığı ve çoğu durumda (elektrolit imbalansı, gebelik vs.) özel yönetim gerektiği bilinmelidir.
  6. Opioid salgını, opioid kullanımına bağlı hastane-dışı-kardiyak-arrestlerde artışa neden olmuştur ve müdahale bu durumda da aynı şekilde acil yanıt sisteminin aktivasyonu ve yüksek kaliteli KPR uygulamasıdır.
  7. Kardiyak arrest sonrası bakım, Hayatta Kalma Zincirinin kritik bir bileşenidir ve optimum hasta sonuçları için tutarlı uygulama gerektiren kapsamlı, yapılandırılmış, çok disiplinli bir sistem gerektirir.
  8. Optimal fonksiyonel ve nörolojik sonlanımı sağlamak için spontan dolaşımın dönüşünden sonra komutlara uymayan tüm hastalar için hedeflenmiş sıcaklık yönetiminin hızlı bir şekilde başlatılması gereklidir.
  9. Kardiyak arrest sonrası beyin hasarı gelişmiş hastalarda nörolojik prognozun doğru tahmini, iyileşme potansiyeline sahip hastaların bakımın kesilmesi nedeniyle kötü sonuçlara mahkûm edilmesini önlemek açısından, kritik önem taşır.
  10. Kardiyak arrest sonrası hayatta kalan hastaların taburculukları sırasında, hastane dışı tedavi, bakım ve rehabilitasyon olanakları sağlanmalıdır.

Amerika istatistiklerine göre OHCA (hastane dışı kardiyak arrest) vakalarının sadece %10.4 taburcu olabiliyor ve bunların da sadece %8.2’si iyi bir nörolojik sağ kalıma sahip. Başarılı resüsitasyonun temelinde kaliteli bir KPR ve erken AED (otomatik eksternal defibrilatör) kullanımı olmasına rağmen, yine de veriler arrest vakaların sadece %39.2’sinde arreste tanıkların KPR’ye başladığını ve OHCA’ların sadece %11.9’unda alanda AED kullanıldığını gösteriyor.

Hastane içi kardiyak arrestte (IHCA) ise survey oranı %25.8 ve hayatta kalanların %82’sinde nörolojik sonlanım iyi. Bu da bize arrestin tanınması ve müdahaleye erken başlanmanın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Bu yazıda AHA’nın 2020 yetişkinlerde temel ve ileri yaşam desteği kılavuzunu özetledik​1​

Arrestin tanınması

Tanıklı arrestlerde survey oranlarının 2 ila 3 kat daha fazla olduğu gösterilmiş. Peki, tanık arrest durumunu nasıl anlayacak, kılavuz önerileri şu şekilde:

  • Eğer kurban bilinçsiz/yanıtsız ise ve soluk almıyor ya da anormal soluk (iç çekme gibi) alıyorsa kurtarıcı kurbanı arrest kabul etmelidir (1)
  • Eğer kurtarıcı sağlıkçı ise kurbanın bilinçsiz/yanıtsız ve soluk almıyor ya da anormal soluk (iç çekme gibi) alıyor olması durumunda 10 saniyeden uzun olmamak şartıyla nabzı değerlendirip, nabız alamazsa kurbanı arrest kabul etmelidir (1)

Kardiyak arrest olan bir hastaya KPR yapılmasının faydası, bilinci kapalı ancak kardiyak arrest olmayan bir hastaya yapılacak göğüs basıların olası zararından üstündür.

Resüsitasyona başlanması

Arrestin tanınmasından sonra Yaşam Zinciri acil yanıt sisteminin aktivasyonu ile devam eder. Resüsitasyona erken başlanması survey oranları ve nörolojik sağ kalımın iyileşmesi açısından çok önemlidir. Akıllı telefonların yaygın kullanımı yardım çağırma ve resüsitasyona başlama basamaklarının eş zamanlı yürütülmesine olanak sağlar. Kılavuzda “acil yanıt sistemini arayın, hoparlörü açın resüsitasyona başlayın bir yandan da telefondaki sağlık görevlisinin direktiflerini dinleyin” şeklinde eşzamanlı bir yönetim önermiştir.

Reklam
  • Tüm kurtarıcılar, kardiyak arrest kurbanlarına en azından göğüs basısı uygulayın (1)
  • Arrest tanındıktan sonra, kurtarıcı yalnızsa önce acil yanıt sistemini aktive etmeli ve hemen KPR’ye başlamalıdır (1)
  • Arrest durumundan emin değilse bile, oluşabilecek zararlar (kot kırığı, göğüste ağrı, rabdomyoliz) ciddi olmadığından kurtarıcının KPR’ye başlaması önerilir (1)
  • Kurtarıcının deneyimli olduğu durumlarda, kurbana kompresyonla birlikte ventilasyon (kurtarıcı soluk) sağlaması da önerilmektedir (2a)

Kurtarıcılar soluk vermekten çekindiklerinden sadece kompresyon ile KPR’ye başlanması survey ve nörolojik sağ kalım oranlarında, kurtarıcıların daha yüksek oranda KPR’ye başlamasından kaynaklı bir artışa neden olduğundan, eski adıyla “HANDS ONLY CPR” bu kılavuzda da öneriliyor.

2010 itibariyle KPR deki ABC (havayolu, solunum, dolaşım) sıralaması CAB olarak değişmişti. Yeni literatürde KPR’ye kompresyon ile başlanmasının KPR’nin ilk döngüsünün erken tamamlanabilmesi ile ilişkili olduğunu göstermiştir. Ancak uzun süre ventilasyonsuz KPR uygulaması arteriyel oksijen içeriğini düşüreceğinden konvansiyonel KPR (kompresyon + ventilasyon)’ den daha az etkindir. Bu sebeple asfiksiye bağlı arrest gibi durumlarda eğer kurtarıcı sağlık çalışanı ise ve bu durumu değerlendirebiliyor ise KPR’de sıralamalar duruma göre değişebilir.

Reklam

Havayolu açıklığının sağlanması

Havayolu açıklığının sağlanması ile ilgili öneriler şu şekildedir:

  • Sağlıkçı kurtarıcılar, servikal vertebra yaralanması şüphesi yoksa havayolu açıklığını baş geri-çene yukarı manevrası ile sağlarlar (1)
  • Kompresyon ve ventilasyonu birlikte yapabileceğini düşünen deneyimli bir kurtarıcı, servikal vertebra yaralanması şüphesi yoksa havayolu açıklığını baş geri-çene yukarı manevrası ile sağlar (1).
  • Havayolu yardımcı araçlarının (orofaringeal veya nazofaringeal airway gibi) kullanımı bilinci kapalı ve gag refleksi olmayan hastalarda ambu maske ile ventilasyonu kolaylaştırmak adına anlamlı olabilir (2b)
    • Ancak yanlış takılırsa dilin geri itilerek hava yolunun tıkanmasına neden olabilirler!
  • Kafa tabanı kırığı şüphesi veya ciddi koagulopati varlığında nazal yerine oral airway tercih edilmelidir (2a)
  • Erişkin kardiyak arrestte krikoid bası rutin önerilmez (3: yararı yok)

Baş boyun travması varlığında hava yolu açıklığının sağlanması ile ilişkili öneriler ise şöyledir:

  • Servikal vertebra yaralanması şüphesi durumunda, sağlıkçı kurtarıcılar havayolu açıklığını çene itme (jaw thrust) manevrası ile sağlamalılar (1)
  • Ancak baş-boyun travması varlığında havayolu açıklığı çene itme ve yardımcı havayolu araçları ile sağlanamıyorsa baş geri-çene yukarı (head tilt-chin lift) manevrası uygulanabilir (1).
  • Baş boyun travması varlığında sağlıkçı olmayan kurtarıcıların, deneyimsiz kişilerce kullanımları zararlı olabileceğinden, immobilizasyon araçlarını kullanması önerilmez (3: zararlı).

Kaliteli KPR ölçütleri

KPR’de kurtarıcı pozisyonu ve lokasyonu ile ilgili öneriler:

  • Göğüs basısı sırasında kurtarıcı bir elinin ayasını kurbanın göğsünün ortasına (sternumun alt yarısına) koymalı diğer elinin ayasını da ilk elinin üzerine koyarak ellerini birbirine kenetlemelidir (1)
    • Sternuma temas eden elin (alttaki veya ilk konan el) dominant el olup olmaması KPR kalitesini etkilememektedir.
  • Eğer KPR etkili ve güvenli bir şekilde yapılabilecekse, kurbanın bulunduğu yer neresiyse KPR orada uygulanmalıdır (1)
  • Mümkünse KPR sert bir zemin üzerinde ve kurban supin pozisyonda iken uygulanmalıdır (2a)
  • Hasta supin pozisyona çevrilemiyor ise, KPR pron pozisyonda (özellikle hastanede olan ve ileri hava yolu sağlanmış hastalarda) uygulanabilir (2b)

KPR’de bası fraksiyonu ve duraksamalar ile ilgili öneriler:

  • Yetişkin kardiyak arrestte şok öncesi ve sonrasında göğüs basılarındaki duraksamalar mümkün olduğunca kısa olmalıdır (1).
  • Sağlıkçı kurtarıcı ritim değerlendirme ve nabız değerlendirme süresini en aza indirmeli (nabız için 10 snyi geçmemeli) ve nabzı net olarak duyamazsa göğüs basısına devam etmelidir (1).
  • 2 ve üzeri kurtarıcı varlığında, basıların kalitesindeki düşmeyi engellemek adına göğüs basısı yapan kurtarıcının 2 dkda (veya kompresyon ventilasyonu oranı 30:2 olacak şekilde her 5 siklus sonunda) bir değiştirilmesi gerekir (2a).
  • Yetişkin arrestte şok sonrası ara vermeksizin göğüs basısına devam edilmesi önerilmektedir (2a).
  • İleri hava yolu olmayan KPR uygulanan yetişkinlerde, göğüs basısını durdurup her biri 1 sn olacak şekilde 2 soluk verilmesi uygun olacaktır (2a).
  • Yetişkinlerde kardiyak arrest durumunda, en az% 60’lık bir göğüs kompresyon fraksiyonu ile KPR yapmak uygun olacaktır (2b)

KPR’de bası derinliği ve hızı ile ilgili öneriler:

  • Manuel KPR sırasında kurtarıcı en az 5cm derinlikte bası uygulamalı ancak bası derinliği 6 cm’de geçmemelidir (1).
  • Yetişkin kardiyak arrestte bası hızı 100 – 120 bası/dk olmalıdır (2a)
  • Kurtarıcının basılar arasında hastanın göğsünün üzerine eğilmemesi, göğüs duvarında tam bir gevşeme (recoil) sağlanması açısından faydalıdır (2a)
    • Göğüs kafesinin tam gevşememesi durumunda toraks içi basınç artar, bu da koroner perfüzyonun azalmasına neden olur.
  • Göğüs basılarının bası ve gevşeme süreleri eşit olacak şekilde sağlanması uygun olacaktır (2b).

KPR’de geri bildirim ve monitörizasyon ile ilgili öneriler:

  • KPR performansını gerçek zamanlı optimizasyonunda sesli geri bildirim araçlarının kullanımı uygun olabilir (2b)
  • Mümkünse arteriyel kan basıncı ve end-tidal CO2 gibi fizyolojik parametrelerin kullanımı KPR kalitesinin monitörizasyonu ve optimizasyonu için önerilmektedir (2b).
    • Sistemik derlemelerde end tidal CO2’nin, spontan dolaşımın geri dönüşü (ROSC)’da prognostik bir belirteç olduğu gösterilmiştir; 10 mmHg’nın altında kötü sonlanım ile ilişkiliyken, 20 mmHg’nin üzerinde ROSC için daha iyi bir prediktördür. Dolayısıyla KPR sırasında end-tidal CO2’nin en az 10 mmHg ancak ideali >20 mmHg olması önerilir.

Ventilasyon ve Kompresyon / Ventilasyon oranı

Arrest sırasında ventilasyonun esaslarıyla ilişkili öneriler:

  • Ventilasyon uygulanan yetişkin kardiyak arrestlerde tidal volüm 500-600 ml, veya göğüs kafesinde gözle görülen bir yükselme sağlayacak kadar olmalıdır (2a).
  • İleri hava yolu olmayan hastalarda ventilasyonun ağızdan veya ambu maske ile sağlanması önerilir (2a).
  • Kurtarıcı soluk verirken 1 soluğu 1 sn’de verip, normal nefes alıp (derin nefes değil!) ikinci soluğu da yine 1 sn’de vermek önerilir (2b).
    • Burada kurtarıcının derin nefes almamasının önerilmesinin nedeni kurtarıcıda derin solukla oluşabilecek baş dönmesini engellemek ve kurbanın akciğerlerinin aşırı geriminden kaçınmaktır. 1 sn süre verilmesindeki amaç ise basılara verilen aranın minimalize edilmesini sağlamaktır.
  • KPR sırasında kurtarıcılar aşırı ventilasyondan (aşırı soluk veya aşırı hacim solutma) kaçınmalıdır (3: zararlı)
    • Aşırı ventilasyon, gastrik distansiyon ve aspirasyon riskine neden olduğundan ve torak içi basıncı arttırarak, kalbe venöz dönüşü ve dolayısıyla kardiyak outputu azalttığından zararlıdır.
  • Ağızdan ağıza solutma mümkün değilse, ağızdan buruna solutma yapılabilir (2a).
  • Hasta solunum arresti ise ve nabız güçlü ve kolayca alınabiliyorsa, sağlıkçı kurtarıcı her 6 sn’de 1 veya 10/dk kurtarıcı soluk vermelidir (2b).

Kompresyon / ventilasyon oranı ile ilgili öneriler:

  • İleri hava yolu sağlanmadan önce KPR’nin 30 bası : 2 soluk tan oluşan sikuslar şeklinde uygulanması önerilir (2a).
  • Acil servis kurtarıcılarının ileri hava yolu sağlanmadan önce, göğüs basısı aralıksız devam ederken 10 soluk/dk hızla senkron olmayan bir şekilde hastayı ventile etmesi önerilir (2b)
  • İleri hava yolu sağlandıktan sonrada her 6 sn’de 1 soluk olacak şekilde, göğüs bası aralıksız devam ederken ventilasyon sağlanmalıdır (2b)
  • Tanıklı şoklanabilir hastane dışı kardiyak arrestlerde başta göğüs kompresyonlarına minimal ara vermek yani ventilasyonu geciktirmek önerilebilir (2b).

Defibrilasyon

Defibrilasyon endikasyonları, tipi ve enerji ile ilgili öneriler:

  • Bifazik veya monofazik dalga formlarıyla defibrilasyon şoklanabilir taşiaritmilerde önerilmektedir (1).
  • Taşiaritmilerin tedavisinde aritmiyi sonlandırmada daha başarılı olduklarından bifazik dalga formu kullanan defibrilatörler seçilmelidir (2a)
    • Aritmiyi sonlandırmada daha başarılı olmakla birlikte, klinik sonlanım açısından bifazik defibrilatörlerin monofazik olanlara üstünlüğü yoktur).
  • Monitorize olmayan kardiyak arrestlerde peş peşe şoklar yerine tek şok stratejisi benimsenmelidir (2a).
  • Şoka dirençli aritmilerde sonraki çoklar sabit veya artan enerji seviyelerinde, üretici firmanın önerileri de dikkate alınarak verilebilir. Öneri bilinmiyorsa defibrilasyon en yüksek dozda yapılmalıdır (2a).
  • Enerji artımı yapılabilecek defibrilatörlerde, ilk şoka rağmen devam eden aritmilerde ikinci ve sonraki şoklar için enerji düzeyleri arttırılarak Defibrilasyon uygulanmalıdır (2b).
  • Defibrilatör kaşık veya pedlerinin göğüse anterolateral ve anteroposterior pozisyonlarda yerleştirilmesi ve yetişkinlerde boyutlarının >8 cm olması önerilir (2a)
  • Kullanıcı deneyimli ise defibrilatörlerin manuel modda kullanılması önerilir.
    • AED ler ritim analizi için KPR’ye ara verilmesini gerektirdiğinden, kullanıcı deneyimli ise KPR’ye ara verilen süre daha kısa olacaktır.
  • Defibrilatör veya AED ulaşana kadar KPR’ye devam edilmelisdir (1)
  • VF/pVT tanık olunan durumlarda mümkün olan en kısa sürede Defibrilasyon uygulanmalıdır (2a)
  • Manuel defibrilatörlerde göğüs basısı sırasında, defibrilatörün şarj edilmesi zaman kazandıracağı için önerilmektedir (2b).
  • Kardiyak arrestte şok sonrası ritim analizi yerine, hemen KPR’ye devam edilmesi önerilmektedir (2b).

Yardımcı defibrilatör teknolojileri ile ilgili öneriler şu şekilde verilmiştir:

  • KPR devam ederken EKG değerlendirilmesine olanak sağlayan artefakt-filtreleyen algoritmaların değeri henüz belirlenememiştir (2b)
  • Benzer şekilde arrest sırasında KPR devam ederken VF dalga analizinin yapılması ve tedavinin buna göre düzenlemesinin bir yararı henüz gösterilememiştir (2b). Ancak bu alanda yeni çalışmalara ihtiyaç vardır.

Çift sekans defibrilatör kullanımıyla ilgili olaraksa kılavuz refraktör şoklanabilir ritimlerde işe yarayıp yaramadığı henüz değerlendirilememiştir (2b) şeklinde belirtmiştir. Dolayısıyla hali hazırda çift sekans defibrilatörlerin rutin kullanımını veya standart defibrilatörlere hasta sonlanımı ve survey açısından üstünlüğünü gösteren bir kanıt yoktur.

Kardiyak arrestte diğer elektriksel ve psödo-elektriksel tedaviler

  • Elektriksel uyarı (electric pacing) kardiyak arrest rutin yönetiminde önerilmez (3: faydası yoktur)
    • Ancak kardiyak cerrahi sonrası gibi bazı özel tanıklı arrest durumlarında ilk saniyelerde uygulanabilirse işe yarayabileceği ile ilgili yayınlar vardır.
  • Prekordiyal yumruk (precordial thumb) da yine kardiyak arrest rutin yönetiminde önerilmez (3: faydası yoktur)
    • Ancak kurtarıcı tanıklı, hastanın monitorize olduğu ve unstabil ventriküler taşiaritmi gözlenen durumlarda defibrilatör hazır olana kadar, KPR ve şok vermeyi geciktirmemek şartıyla uygulanabilir (2b).
  • Fist (yumruk) / perküsyon pacing ve öksürtme gibi uyarılar tanıklı arrest durumlaronda hasta bilincini kaybetmeden önce ve asıl tedaviyi aksatmamak şartıyla denenebilir deniyor (2b) ancak işe yaradıklarını gösteren kesin kanıtlar yoktur.

Kardiyak arrestte damar yolu açılması

Arrest durumunda ilaç uygulamaları için periferik damar yolu açılması önerilmektedir. Ancak acil şartlarda bu her zaman mümkün olmayabilir. IV yolun alternatifleri IO (intraosseos), santral venöz, intrakardiyak ve endotrakeal yollardır. İntrakardiyak yol 2000 AHA kılavuzundan itibaren potansiyel morbidite, özel yetenek gerekliliği ve diğer yolların uygulanabilirliği dolayısıyla artık önerilmemektedir. Endotrakeal yolda ise ilaçların kan düzeyleri düşük olacağından ve farmakolojik etki öngörülemeyeceğinden, bu yolda önerilmez. Santral yol genelde hastane içi arrestlerde kullanılır ve açmak özel yetenek gerektirir. IO yüksek başarı oranı ve görece düşük prosedürel riskler nedeniyle popülarite kazanmıştır. Dolayısıyla IV yolun en iyi alternatifi IO yoldur.

Reklam

Kardiyak arrest yönetiminde damar yolu açılması ile ilgili öneriler şöyledir:

  • Kurtarıcıların kardiyak arrest sırasında ilaç uygulaması için öncelikle IV yol açmayı denemesi önerilir (2a).
  • IV yol sağlanamazsa IO yol sağlanmalıdır (2b)
  • IV ve IO yolun sağlanamadığı durumlarda deneyimli kurtarıcılar santral venöz yol açmayı deneyebilir (2b)
  • Eğer hiçbir yöntem başarılı olmadıysa endotrakeal ilaç uygulaması denenebilir (2b).

Kardiyak arrestte vasopresör ilaçlar

  • Kardiyak arrest hastalarına adrenalin uygulanması ÖNERİLİR (1).
    • Yapılan çalışmalar adrenalin uygulanan grupta survey ve ROSC’un daha yüksek olduğunu göstermiş, ancak olumlu nörolojik sonlanım üzerine etkisi net değil.
  • Klinik çalışmalar kılavuzluğunda kardiyak arrestte adrenalinin 3-5 dk da bir 1 mg şeklinde uygulanması önerilir (2a)
  • Adrenalin zamanlaması ile ilgili, şoklanabilir bir ritmin olmadığı kardiyak arrest durumunda, adrenalinin mümkün olan en kısa sürede uygulanması önerilir (2a)
  • Adrenalin zamanlaması ile ilgili, şoklanabilir bir ritim varlığında adrenalinin başarısız ilk defibrilasyon denemesinden sonra uygulanması önerilir (2b)
  • Vazopresin tek başına veya adrenalin ile birlikte kardiyak arrestte kullanılabilir ancak, tek başına adrenalin uygulamasına üstünlüğü gösterilmemiştir (2b)
  • Kardiyak arrestte rutin yüksek-doz adrenalin uygulanması önerilmez (3: yararı yok)

Kardiyak arrestte vasopresör olmayan ilaçlar

  • Defibrilasyona yanıtsız VF/pVT durumlarında amiodaron veya lidokain önerilir (2b).
  • Hastane dışı kardiyak arrest hastalarında KPR sırasında steroid kullanımının faydası belirsizdir (2b).
  • Kardiyak arrest sırasında kalsiyumun rutin uygulanması önerilmez (3: yararı yok)
    • Hiperkalemi ve kalsiyum kanal blokerleri ile zehirlenmelerde önerilir.
  • Kardiyak arrest sırasında sodyum bikarbonatın rutin uygulanması önerilmez (3: yararı yok)
    • Hiperkalemi ve sodyum kanal blokerleri ve trisiklik antidepresan zehirlenmesi gibi durumlarda önerilir.
  • Kardiyak arrest sırasında magnezyumun rutin uygulanması önerilmez (3: yararı yok)
    • Torsades de pointes de kullanılır.

KPR’de tamamlayıcılar

  • Eğer deneyimli bir sonograf var ve ultrasound kullanımı standart tedavi protokolünü aksatmayacak ise, USG standart hasta değerlendirmesine ek olarak kullanılabilir ancak faydası henüz net olarak değerlendirilememiştir (2b)
    • Kardiyak USG kardiyak tamponad, veya diğer potansiyel geri döndürülebilir kardiyak arrest nedenlerinin tanınması ve nabızsız elektirksel aktivite sırasında kalp hareketlerinin değerlendirilmesini sağlar.
  • Eğer oksijen desteği sağlanabiliyorsa, KPR sırasında maksimum uygun O2 konsantrasyonun sağlanması önerilir (2b).
  • Bası sırasında veya ritim analizinde organize bir ritmin izlenmesi sırasında end-tidal CO2 de ani yükselme ROSC’yi belirlemede kullanılabilir (2b).
  • KPR sırasında kan gazlarının rutin analizin değeri bilinmemektedir (2b).
  • Bası sırasında veya ritim analizinde organize bir ritmin izlenmesi sırasında arteriyel line ile arteriyel basınç izlemi ROSC’yi belirlemede kullanılabilir (2b).

Resüsitasyonun sonlandırılması

  • Eğer resüsitasyonun sonlandırılması düşünülüyorsa, ALS (ileri yaşam desteği) uygulanamayacağı durumlarda kurtarıcılar BLS (temel yaşam desteği) KPR sonlandırma kuralını uygulamalıdırlar (1).
    • BLS’de ambulans ile transport öncesi KPR’yi sonlandırmak için şu kriterlerin tamamı sağlanmalıdır; 1. Arrest tanıklı olmamalıdır, 2. ROSC sağlanamamalıdır, 3. Şok uygulanmış olmamalıdır.
  • Hastane öncesi kardiyak arrestlerde ALS uygulayıcıları sahada KPR’yi sonlandırmak için ALS KPR sonlandırma kuralını uygulamalıdırlar (2a).
    • ALS’de ambulans ile transport öncesi KPR’yi sonlandırmak için şu kriterlerin tamamı sağlanmalıdır; 1. Arrest tanıklı olmamalıdır, 2. Sağlıkçı kurtarıcı öncesi tanıklar tarafından KPR yapılmamış olmalıdır, 3. ALS’nin tam uygulanması sonrası ROSC sağlanamamalıdır, 4. AED ile şok verilmemiş olmalıdır.
  • Entübe hastalarda 20 dakikalık ALS ye rağmen end-tidal CO2 10 mmHg’nın üzerine çıkmıyorsa resüsitatif eylemlerin sonlandırılması düşünülebilir (2b)
  • KPR sırasında kardiyak USG ile prognoz tahmini önerilmemektedir (3: yararı yok)
  • Entübe olmayan hastalarda KPR sırasında herhangi bir anda ölçülen end tidal CO2’de bir eşik değer, resüsitatif eylemleri sonlandırmak için belirleyici olamaz (3: zararlı)

Resüsitasyonda ileri teknik ve araçlar

İleri hava yolu sağlanması

  • KPR sırasında kurtarıcının becerisi ve duruma bağlı olarak hem ambu maske ile hemde ileri hava yolu açıklığı sağlanarak ventilasyon gerçekleştirilebilir (2b).
    • Yapılan bir çalışmada ambu ve endotrakeal entübasyonun (ETI) 28 günlük survey veya uygun nörolojik sağkalım açısından birbirlerine üstünlüğü gösterilmemiştir.
  • Eğer ileri hava yolu sağlanacaksa, hastane dışı yetişkin arrestlerde entübasyon başarısı düşük veya deneyim az ise supraglottik hava yolları seçilmelidir (2a).
  • Ancak entübasyon başarısı ve deneyim yüksek ise supraglottik havayolu veya endotrakeal entübasyon seçilebilir (2a)

İleri hava yolu sağlanacak ise kurtarıcıların öncesinde sık pratik yapması gerekir. İleri hava yolu açma girişimi göğüs kompresyonları ve defibrilasyonda gecikmeye neden olmamalıdır. Endotrakeal tüpün yerinin doğruluğunun teyidinde kapnograf kullanılması önerilir.

Reklam

Alternatif KPR teknik ve araçları

Konvansiyonel KPR’ye bir çok alternatif ve tamamlayıcı yöntem mevcuttur.  Bunlar mekanik KPR, impedance treshold device (ITD), aktif kompresyon-dekompresyon (ACD) KPR ve abdominal kompresyon KPR’dir.

Mekanik KPR cihazları iki tiptir; ilki bir kompresyon bandıyla tüm toraksa bası uygular, diğeri ise pnomotik piston yardımıyla göğüse anteroposterior doğrultuda bası uygular. ACD KPR’de sternum ortasına konan cihaz emici güç uygulayarak dekompresyon sırasında aktif olarak göğsü kaldırır. Böylece toraks içinde negatif basınç oluşturarak kalbe geri dönüşün artmasını sağlar. ITD ise ileri hava yoluna bağlanan basınca duyarlı bir valfdir. KPR’nin dekompresyon fazında toraks içine hava girişini engelleyerek toraks içi basıncı azaltır ve kalbe dönüşü arttırır.

Kılavuzun bu cihazlarla ilgili önerileri şu şekildedir:

  • Mekanik KPR cihazları; yüksek kaliteli KPR’nin yapılamıyor veya kurtarıcının güvenliği açısından sakıncalı olduğu özel durumlarda uygulanabilir ancak cihazın bağlanması ve ayrılması sırasında KPR’ye mümkün olduğunca az ara vermeye özen gösterilmelidir (2b)
  • Ancak mekanik KPR cihazlarının rutin kullanımı önerilmez (3: yararı yok)
  • ACD KPR nin etkinliği belirsizdir. Sadece deneyimli kişilerce yapılması kabul edilebilir (2b).
  • ACD KPR ve ITD cihazlarının birlikte kullanımı uygun ekipman ve deneyimli personel varlığında önerilebilir (2b)
  • ITD’nin rutinde konvansiyonel KPR’ye eklenmesi önerilmez (3: yararı yok)

Ekstrakorporeal KPR (EKPR)

EKPR kardiyak arrest hastasında resüsitasyona sırasında kardiopulmoner bypassa başlanması anlamına gelir. Büyük bir ven ve arterin kanulizasyonu gerekir ve venoarteriyel ekstrakorporeal membran oksijenizasyonu (ECMO) başlar. Amaç potansiyel geri döndürülebilir nedenler düzelene kadar end organ perfüzyonunu korumaktır. Ancak oldukça kompleks bir işlemdir ve endikasyonları henüz net değildir. Bu yüzden EKPR’nin rutin kullanımı önerilmez (2b).

blank

Kaynaklar

  1. 1.
    Panchal AR, Bartos JA, Cabañas JG, et al. Part 3: Adult Basic and Advanced Life Support: 2020 American Heart Association Guidelines for Cardiopulmonary Resuscitation and Emergency Cardiovascular Care. Circulation. Published online October 20, 2020. doi:10.1161/cir.0000000000000916

Henüz yorum yapılmamış, sesinizi aşağıya ekleyin!


blank
Yükleniyor..