fbpx

Akım Hızı: Resüsitasyonda Boyutlar Önemli

Favorilere Ekle (0)
Please login to bookmarkClose
Please login

No account yet? Register

Kritik durumdaki hastaların sıvı resüstasyonarı için farklı konularda tartışmalar ve bu tartışmalara ışık tutan kanıtlar mevcut. Gerçekten sıvı ihtiyacı olan hastalara yeteri mikarda sıvıyı hızlı bir şekilde vermek söz konusu olunca, heralde hepimiz geniş ve kısa bir damar yolu ile bunun etkili bir şekilde sağlanabileceği görüşündeyizdir.

Geçtiğimiz hafta içerisinde tıp fakültesi öğrencilerine/internlere/1. yıl asistanlarına fikir vereceği düşünülen bir infografik iem-student.org sitesinde yayınlandı. Çeşitli platformlarda da paylaşılan bu infografik reddit’te %98 lik bir upvoting ile /emergencymedicine’da üst sıralardaki yerini hala koruyor.

Konu basit olsa da, kritik hasta bakımı ile ilgilenen bir çok hekim ve hemşire grubunun gözardı ettiği ufak detayları barındırıyor. Bu konuya çeşitli platformlarda gelen bazı yorumları burada acilci.net okurlarımızla da paylaşmayı ve bazı ek bilgilerle konuyu bir üst seviyeye taşımayı uygun gördüm.

Aşağıda görülen infografikte özetle 14G’dan 26G’a kadar 7 farklı boydaki intravenöz kataterin dakikada ne kadar sıvı verebilecekleri ve 1 lıtrelik sıvının yaklaşık kaç dakikada biteceği yazıyor.

blank
http://iem-student.org/infographic

Bu hızlar neye göre belirleniyor? Genellikle serum fizyolojik torbasının damar yolundan 1 metre yukarıya yerleştirildiğinde boşta duran kateterden gerçekleşen akım hızları bunlar.

Hepimiz kritik hasta getiren 112 deki meslektaşlarımıza yada paramediklerimize zaman zaman küçük serzenişlerde bulunmuşuzdur.

Yine MAVİ yada SARI ile açmışlar

Düşünün dehidrate, hipotansif ve taşikardik olan bir hastanın ihtiyacı olan sıvı miktarı bir yanda dursun, bu hastaya sıvı vermek için açılan MAVİ branül ile dakikada 13 mL sıvı verebiliyoruz. Yani 10 cc lik bir enjektörü, tıka basa serum fizyolojik yada ringer laktat ile doldurmuş olalalım ve bunu bir dakika da hastaya yavaşça enjekte edelim. MAVİ branül işte bize bunu sağlıyor. 1 litrelik bir sıvının hastanın damarlarına geçmesi neredeyse 30 dakikayı buluyor. Ne kadarı damar içinde kalacak o da ayrı bir konu tabiki.

Şimdi bu infografiğin genç hekimlere vermek istediği mesaj şuydu

İHTİYACI OLANA GENİŞ AÇIN!

Fakat farklı platformlardaki geri bildirimlerde ve tartışmalarda basit ama çok önemli bazı noktalar vardı. Şimdi bunlardan bazılarına değinelim.

Hastanın Kolunu Kıvırması

Genellikle kritik durumdaki hastalara nereden damar yolu açılsın sorusunun otomatik cevabı şudur

Antekubital bölge ve üstünden

Evet, antekubital bölge en sık kullanılan, tercih edilen yer olsa da, bu hastaların önemli bir kısmı bilnçli değil, ya da bilinç durumları baskılanmış ve el, kol, bacaklarını sizin istediğiniz yerde ve pozisyonda tutamayacak kadar hastalar. Bu nedenle, eğer bu bölge tercih ediliyorsa, dirsek ekleminin fleksiyona gelmeyeceği bir düzenek mutlaka akılda tutulmalı. Yoksa GRİ 16G açtığınız ve dakikada 180 mL veriyorum, 5.5 dakikada 1 litre bitmiş olacak diye düşündüğünüz infüzyon hızı saniyede SIFIR’a düşebilir.

Bazı hekim ve hemşireler yorumlarına hastaya infüzyon pompası bağlanmasının çıkan uyarıcı ses ile hastalara kollarını açık tutmalarını hatırlatacağını belirtseler de, burada konu kritik hastalar olduğu için hastalar bu sesleri dikkate alamayabilirler. O nedenle siz siz olun, antekubital bölgede açtığınız, açtırdığınız damar yollarının düzgün çalışması için dirsek eklemini sağlama alın.

Infüzyon pompası demişken, genellikle maksimum sıvı verme hızlarının 999 mL/saat olduğununda altını çizmekte yarar var. Ne demek şimdi bu, yani siz TURUNCU 14G olarak açtığınız damar yolundan 240 mL/dk ile yaklaşık 4 dk da 1 litre sıvı vermeyi umarken, hesaplar bir infüzyon pompası ile altüst olabilir.

Kritik, acil sıvı ihtiyacı olan hastalarda infüzyon pompası uygun değil.

Daha Geniş Seçenekler

Bir çok amaçla kullanılsa da, bizim aşina olduğumuz intravenöz pacemaker yerleştirilmesinde yada PCI’da kullanılan Cordis kateterler bunlara bir örnek mesela. Cordis (8.5 F) ile 126 mL/dk, hatta basınçlı torbalar ile 333 mL/dk sıvı verilebilir. Yani 1 litre sıvı tercihinize göre 8 dk’da yada 3 dk’da biter.

Peki bu Cordis kaç G (Gauge) ya da F (French). Şimdi buna biraz değinelim.

Kateterlerin axial kesitlerinin dış çapları French birimi ile adlandırılıyor. 0.33 mm = 1 French. Diyelimki erişkin bir hastaya hemodiyaliz kateteri takacaksınız ve 11 French olsun dediniz. Şimdi biliyorsunuz ki 11 x 0.33 = 3.3 mm dış çapa sahip bir kateter takıyorsunuz.

Cordis kateterleri 4 – 11 French arasında üretiliyor, travma resüsitasyonu için 8 French yeterli diye düşünülüyor. 8 x 0.33 = 2.64 mm dış çapı olan bir kateter bu. Uzun yıllar önce bulunduğum bir travma merkezinde 8.5 French (2.8 mm) olanlar Femoral vene yerleştirilip, resüsite ediliyordu hastalar. 8.5 French = 11.8 Gauge. Farklı genişlikler için French – Gauge dönüşüm hesaplamasını bu linki kullanarak yapabilirsiniz.

Sonuçta 8.5 French bir katater yerleştirdiğinizde basınçlı torba da kullanıyorsanız dk’da 333 mL sıvı verip 1 litreyi 3 dk’da infüze debilirsiniz.

Hep sıvı diye konuşuyoruz tabi ama gereğinde bu kan ve kan ürünleri de olabilir.

Bazen damar yolu o anda açılamaz ve intraosseöz açılması gerekebilir. Intratibial yerleştirilen 15 Gauge luk bir yol ile dakikada 70 mL sıvı verilebiliyor, yani 1 litre sıvı 15 dakikada infüze edilebiliyor.

Diğer Önemli Ayrıntılar

Akım hızı farklı firmalar tarafından üretilen aynı genişlikteki kateterlerde farklılık gösterebiliyor. Kateterlerin uzunlukları mesela, akım hızını etkileyen önemli faktörlerden biri. 2,5 cm lik uzunluğu olan 16 Gauge kateter ile 5 cm uzunluktaki 16 Gauge’un akım hızları bir değil.

Bunu daha kompleks bir dille açıklamak gerekirse Poiseuille kanununu detayı ile inceleyip, açıklamak mümkün. Bu kanun özetle şunun altını çiziyor. Bir tüpten sıvının akış hızını belirleyen faktörler 1) sıvının yoğunluğu 2) bir uçtan diyerine akımı sağlayan basınç farkı 3) tüpün uzunluğu ve 4) tüpün çapı.

Sıvının yoğunluğuna değinecek olursak mesela, serum fizyolojik ile kan ürününün 16 Gauge’luk bir damar yolundan farklı hızlarda infüze oluyor. Tabiki serum fizyolojik daha hızlı çünkü vizkozitesi daha az. Ringer laktatın vizkozitesi 1.0 cP iken %5 Albuminin 40 cP. Hangisi daha hızlı infüze olur? Cevabı biliyorsunuz. Basınç farkına değinecek olursak, hipertansif bir hastaya bir sıvının infüzyonu, aynı genişlikte bir kateterin kullanıldığı hüpotansif hastaya göre daha yavaş olacak. Ama konumuz zaten sıvı ihtiyacı olan kritik hastalarla ilgili olunca ve bunlarında zaten hemen hepsinin hipotansif olduğu göz önüne alınırsa, bu basınç farkı endişeşi bizim için biraz yersiz. Ama basınçlı torbalar hızı artırmakta kesin etkili. Tüpün çapının 2 katına çıkarılması, infüzyon hızını 16 kat artırıyor.

En kısa ve en kalın kateter kullanılıp, en düşük vizkoziteye sahip sıvı basınçla verilmeli

Akım hızını arada kullnılan bazı ek malzemeler de etkiliyor. İnfüzyon pompalarından bahsetmiştik, ama onlardan daha çok 3 yollu ara bağlantılar en sık kullanılan ek malzemeler bu infüzyonlarda. Eğer hızlı bir infüzyon ihtiyacınız varsa arada herhangi bir ek olmamalı. Ama bunun için özel üretilen hızlı akım sağlayan 3 yollu ara bağlantılarda mevcut.

 

 

 

 

Bu Yazının Podcasti

Acilcinin Sesi

3 Responses

  1. Herkese merhaba. Resüsitasyonda yada hipovolemi ile mücadelede infüzyon hızının önemi hakkında çok önemli bir hatırlatma olmuş. Ama yazının içerisindeki 112 ye yapılan atıfı yanlış buluyorum. Hareket halinde bir aracın içinde son hız giderken tansiyonu yerlerde sürünen bir hastada damarı bulmak ne kadar zor bilmeden yazılmış bu kısım. Bunun yerine neden halen intraosseoz girişim için ekipman yok ambulanslarımızda bunu tartışmalıyız. Yapıcı bir tartışma olması nedeniyle…

    1. Geri bildirim için çok teşekkürler. Haklısınız. Ambulansın içinde ya da alanda sadece IV girişimlerin değil, diğer bir çok girişimin yapılabilmesi gerçekten zor. Buna sadece fiziki koşullar değil, etrafta toplananların yarattığı gürültü, psikolojik baskı vs ortamı dahi ek neden olarak verilebilir. Tüm acil servis hekimlerinin bunun bilincinde olduğuna inanıyorum. Buna rağmen süreç içerisinde acil serviste bu ve benzeri serzenişler hep olur. Sadece ambulans hizmetleri için değil, poliklinikten acil servise gönderilen bir hastada da aynı serzeniş yaşanabiliyor. Diğer bahsettiğiniz konu ise gerçekten önemli. Bırakın ambulanlarımızı, bir çok acil serviste henüz IO yollar mevcut değil, ve bunun için uygun adımların atılması gerekli. Uygun adım dediğim de mevcut rehberlere bakıp, gereğinin yapılması. Geri bildirim için tekrar teşekkürler.

      1. Cevap ve yazı için tekrar çok teşekkür ederim. Önemli ama genellikle ciddiye almadığımız bir konuyu tekrardan bilince taşımış oldu bence yazı. Ellerinize sağlık hocam

blank
Ara