Skip to content

Babalık Müessesesine Adım Kılavuzu (BMA 2019)

Reklam

Kulağıma gelen güzel bir tını, acı ama gerçek bu benim alarmım olsa gerek malum nöbet (i am only human after all). Yine yatağın aynı tarafından benzer ağrılarla ve aynı postürle kalkmanın bana vermiş olduğu yetkiye dayanarak bir nöbet sabahına daha uyandım.Kuşlar ötüyor, gün ışıyor, şaka şaka … Evsel hazırlıklar sonrası her zaman olduğu gibi arabamın kapısını açmamla aklıma gelen unuttuklarım. ”Birinin artık bu arabayı yıkatması gerek canım ! ” düşünce sistemi içerisinde iken yolda ilerlerken ”E be kardeşim o kavşağa nasıl girdin mübarek?” sorunsalı ile ilk zihinsel ATP’ lerim harcanıyor…En komiği ve en adrenalin yüklü an ise sabit hızla gidilmesi gerekli hız tuzağının olduğu tünelde ”aslında 100 ile gitsem bence bişey olmaz ” diye düşünürken hızımı 70′ e sabitlemem (ne büyüüük heyecan)…

Ev ve iş ortamının kümülatif, aditif, sinerjistik ve kommensal bu zamana kadar tanımlanamayan tüm ilişkilerinin istatiksel analizleri sonucu ortaya çıkan p değerinin güven aralığına göre duruşu ya da benim hayata karşı duruşuma göre dinlenen müzik türleri acaba disosiyatif kişilik bozukluk tanısı alacak mıyım endişesi doğuruyor.

”Günaydın herkese” (gülücükle dolu, samimi, uykulu ve yorgun bir yüz ile) Nöbet başlıyor…

O sırada artık kaynağını o an saptayamadığım ve sürekli zihnimde va kalbimde yer bulduğundan da emin olduğum bir duygu ile uyanıyorum (daha yeni uyandım evet)…

-”Geçmiş olsun… Nedir acil durumunuz ?” (what’s your emergency gillerden)

-Hmm anlıyorum…

-Anlayamazsın doktor bey…

-O zaman anlamıyorum…

-Nasıl anlamazsın sen doktor değil misin ?

system error code 404 reboot 

Hayat denen öğenin anlam karmaşası insanoğlunun zihninin çok farklı köşelerinde inanılmaz değişkenlik gösterebiliyor  (tanju abi gibi konuştum ). Bu değişkenlik içerisinde ise insanın duygusal ve bedensel evolüsyonunun adaptif değişiklikleri inanılmaz düzeyde (haldun hocam merhaba) yani:

– Hayat zor be (ben )…

Sevgili okurlarımız sizlerle bu yazımızda az önce benim kaleme almaya başladığım BMA 2019 kılavuzunu paylaşacağız. Gönül isterdi ki yazının tamamına buradan ulaşın diyip link verelim ama verilecek link zaten bu sayfanın ta kendisi…

Öncelikle okurlarımızdan biri ile olan konuşmamızı sizlerle paylaşmak isterim (böyle bir şey olmadı tabi ) (uzun beyaz saçlarım yok benim hatta saçım yok neyse ):

-Hocam merhabalar.

-30 yaşında bir erkeğim İstanbul’ da çalışıyorum sizce evlenmeli miyim ?

Sevgili okur , özele geçelim, DM lütfen… MSN ID, ICQ no, tüm sosyal medya kanalları ve cebim ……budur… Saygılarımla…

Erkeğin gelişimsel sürecinde kesinlikle çok önemli bir adım olan (adımlar silsilesi ya da ) evlilik ile ilgili konuşacak uzun uzadıya bir birikim sahibi ya da yeterli vaka sayısına ulaşan bir araştırmacı değilim. Hipotezimi paragrafın ilk satırında bulabilirsiniz. Yazımızda taze bir baba olan benim yeni baba olan arkadaşlarımla dertleşmemi ve yeni baba olacak olan arkadaşlara nacizane öğütlerimi bulacaksınız… Kıdemli babalar kılavuz kapsamı dışındadır…

Reklam

Ağustos ayının 22′ sinde beklenen doğum tarihinde (öncesinde bir iki girişimde bulunsa da beyimiz) bundan yaklaşık 28 ay 7 gün 13 saat 6 dk ve 5 salise önce (yarattığı etkiyi vurgulamak üzere abartılmıştır) oğlumuz Yağız Kemal dünyaya geldi.

Her heyecanlı ebeveyn gibi ben de bebek bakım kitapları, gelişimsel analizler, davranış şekillerinin nasıl olması gerektiği hakkında bazı kitaplar, makaleler, sosyal medya kanalları kurcalamaya, okumaya, dinlemeye başlamıştım. Artık her şeyi biliyordum ve gelecek olan vakayı yönetebilirim diye düşünüyordum.

Sonuç :”Yağız, oğlum az önce emdin, altın kuru neden ağlıyorsun ya?”

Problem : Unknown Reboot Alt+ Ctrl+ Delete

Kılavuz Madde 1,  kanıt düzeyi fena :

Kitaplar, size temel bazı bilgileri aktarabilir, ne kadar hazır olduğunuzu düşünseniz de, bu muhteşem olayın sizde yaratacağı temel değişimi ve olaylar karşısındaki reaksiyonunuzu ön göremez. Duruma hakim olmak ne yazık ki kitap okumakla mümkün olamaz. Bez değiştirmenin esaslarını bir erkek olarak öğrenseniz de fena olmaz hani .. . (bebek bezi seçerken dikkat edilmesi gerekenler yazımız belki daha sonra) Gaz çıkarmak ise oldukça eğlenceli olabilir tabi bazen  ve hemen sonuçlanırsa…

Öneri Düzeyi ”Amanda Aman”

Her yeni baba sizin geçtiğiniz yollardan geçti, geçecek, geçiyor ve etrafınız çocuk bakımı konusunda pediatri kliniklerinde master tamamlamış sayısız akraba ve arkadaş ile dolu. Hatta bazıları 12 çocuk büyütmüş kadar konuya hakimler  (p.s. çocuğu yok ). Onları dinleyin, algılayın, söylediklerine kulak verin ancak sizin çocuğunuzun geride kalan dünyadan farklı bir birey olduğunu aklınızın köşesinden çıkarmayın….

Reklam

Koş!! Kustu !! Kanıt düzeyi Eyvah Eyvah

Evet bebekler kusuyorlar ya da reflüleri var, siz de eşiniz de 10 çocuk büyütmediyse bu reaksiyon tamamen normal ama ev ahalisi tedirgin iken bir baba olarak sizin telaşlı olmanızın kimseye bir faydası yok.

Öneri Düzeyi Bugün Gaz Çıkardı mı Hiç ?

Aklınıza takıldığında sorular sorabileceğiniz bir arkadaş, bir kardeş (ki ben öyle yaptım, iyi ki varsın ) bir yoldaş bulmanızda fayda var. Bazen yeni doğduğunda kaldığınız hastanedeki melek hemşireler ya da zaten cennetlik olan annelerimiz bu konuda bizlere yardımcı olabilirler… Anne – kız kardeş konsültasyonu diye bir şey olmalı, puanlandırılmalı, döner sermaye yönetmeliğinde hak ettiği karşılığını bulmalı…

-Hanım oğlan ağlıyor saat kaç ?

– 18: 05:02

– Ha tamam o zaman gaz sancısıdır…

Komik  mi? Hayır değil!! Hala teori düzeyinde hakim olduğumuz,  infantil kolik diye bir şey var.Benim çaresini bulmak için kendimi okumaya verdiğim ama ülkemizin önde gelen üniversitelerinden bir pediatri hocamızın 146 slayttan oluşan sunumunun son satırını paylaşmam gerekise:

”İnfantil koliğin kesin tedavisi zamandır” ifadesi ile durumu algıladığım tıbbi durum (teşekkürler hocam ilk satırda deseydin keşke, neyse )…

İlk Hastalık

Akıl tutulması, beyin durması, tır çarpması, hekimlik kimliğinin elden bırakılması, kanat kırılması ne derseniz diyin en zor kısmı belki de bu yeni babalar için (en azından benim için öyle oldu alışıncaya kadar )…

Reklam

Ateş, Üsye, Asye, bronşiolit ( ”A, benim oğlan da geçirdi İstanbul Sendromu de mi?”) (biliyorum,biliyorum  ) gibi nedenlerle ilgili olarak çok önemli ve yeni babalarla bu yazıdan dışarı taşmamasını istediğim çok önemli iki sır paylaşıyorum:

  • Çocuklar hasta olur,
  • Bütün çocuklar hasta olur sadece sizinki değil,
  • ”Ama benimki çok sık hasta oluyor” (değil işte aslında öyle değil)…

Enteresan makineler, (çekim gücü nasıl sizinkinin ?) aparatlar (Nişantaşı’ ndan mı?), sterilizasyon yöntemleri ( ”bakim bu parfümsüz de mi?”), kimyasallar, bezler (” Kanallı mı o kanallı mı?), her derde deva kremler (az sürsen iyileşmez, çok sürsen cilt incelir mi?), bebek arabaları  (araba mı bebek arabası mı?), araç koltukları (yan korumalı mı?), bebek maması (onlarda şey varmış alma, bunlarda o yokmuş al ) , en kritik  hastada algoritmalar ile kusursuz yönetim ve bakım sağlayan her acil tıp uzmanının bir sonraki adımı asla öngöremediği ” Al sana vaka” dedirten durum…

Veeee asıl konu uyku:

Biliyo musun, Ayşe’ nin kızı, Fatma’ nın oğlu, Hakan’ ın torunu, Ahmet’ in oğlunun oğlu, gece kesintisiz yatıyomuş, hem de 3 aylık düşün…

Bu konu o kadar popüler ki, işin içine girdiğinizde bu konuda yazılan kitaplar, bulunan yöntemler,  6 aydan sonra gece bütün hiç kalkmayan bebeler yaratan koçlar (uyku koçları), sosyal medya hesapları, eğitimler, seminerler  (malzeme vermemek adına okuduğum kitap ve katıldığım seminelerlerden bahsetmeyeceğim, teşekkürler).

Çıkarım:

Çocuklarımız olmadan önce ne kadar da çok uyuyoruz (inanamazsınız!!)…

Çocuğunuz sizi gerekli olmadıkça uyandırmaz, uyandırıyor ki ihtiyacı var, onun yanında olduğunu hissettirmeniz,  bunu sizin de hissetmeniz, tüm hayatı boyunca onda kalacak olan bu eşi benzeri bulunmayacak olan duygu yoğunluğuna katkıda bulunmanız kadar güzel bir şey olamaz…

Reklam

Çocuğunuz sizin,  yani sizin çocuğunuz başkalarının değil,  ne kıyas kabul eder ne yarış, o sizin çocuğunuz bir  başkası değil… Sosyal medya depresyonunuzun bir elemanı hiç değil…

(evet insanoğlu 2 yaşına kadar bir şey hatırlamıyormu. ”Ohh ne ala” diyemeyeceğimizi sizler de biliyorsunuz).

İş Hayatına Dair:

İşler kesinlikle zorlaşacak, uykusuzluk, dikkatinizi dağıtacak ,sabır katsayınız anlamlı derecede azalacak, olaylara karşı tepkinize siz bile inanamayacaksınız, zihninizin nöronal kavşaklarında meydana gelen değişimlere ayak uydurmaya çalışacaksınız ama devam edeceksiniz, o kudreti kendinizde göreceksiniz, bazen hasta yaklaşımınızın bile her zaman olduğundan daha duygulu olduğunu fark edeceksiniz.

Sizin Hayatınıza Dair:

Evdeki küçük ama tatlı canavar (yazar burda erkek çocuğu tanımlamaktadır) sizi siz olmaktan alıkoyacak, hoşlandığınız şeyleri yapamayacaksınız, aylarca parasını ödediğiniz spor salonuna belki gidemeyeceksiniz, kaçırmadığınız filmler sizden koşar adım kaçmaya başlayacak ve siz onu box office ekranlarında ya da Netflix’ te bulmaya ümit edeceksiniz (İstanbul’lu Gelin ya da Black Mirror  fark etmez). Haftada bir buluştuğunuz arkadaşınızı haftalarca, uzaktaki dostunuzu aylarca göremeyeceksiniz.  Hep gittiğiniz o restaurantın yeri değişecek, haberiniz olmayacak, durum buysa eyvahlar olsun ….

Kanıt Düzeyi Efsane Öneri Düzeyi Olmazsa Olmaz

  • Çocuğunuzun iyi durumda bir anneye ve babaya ihtiyacı var.
  • Siz iyi olmazsanız bebeğiniz de olamaz…
  • Kendinize zaman ayırın, kendiniz olmak için yaptıklarınızı anımsayın !!!

Sizlerle aklıma gelen bazı satırları kısa kısa paylaştım ve bu yazıyı kaleme alırken sanıyorum 6-7 defa oğlanın üzeri açılmış mı diye baktım. Büyüklerimizin ”oğlum bir baktım üniversitedesin” dediği mentaliteyi iki küsür sene sonra ben bile  yavaş yavaş algılıyorum. Zamanın F1 pistlerini aratmayan hızı gerçekcen takdir edilesi. Bu zamanlarda geçirilen tatlı ve acı günlerin anı defterinde bıraktığı küçük ama bir o kadar manidar notlar sizin hayatınızın temeli vazgeçilmezleri…

Evlatlarınızla vakit geçirin, ailenizle vakit geçirin, zamanın acımasızlığınızın yarın sizi üzmesine izin vermeyecek derecede hem de. Geride kalan hayatın mevcut değer yargısının, evlat gözlüğüyle bakıldığında 3 boyutlu sinema edasından 2 boyuta düştüğünü fark edeceksiniz. O hayat hep orda olacak ama evde sizi 7D (abartmıyorum bu defa) bir film bekliyor olacak, hem de senaryosu konusunda belli bir yere kadar söz sahibi olabileceğiniz bir senaryo.

Bunları düşündükçe yazının başında bahsi geçen onca satır anlamsızlaşıyor değil mi? Hayat onlarla güzel, uykusuzluk dayanılabilir, geçen zaman aranabilir…

Yakın zamanda Deniz ve Atlas adında ikizleri olan uzmanlığımın unutulamaz asistanı Onur’u ve eşini bu kılavuzla da tebrik etmiş olayım…

Sabrınız için teşekkür ederim…

Herkese sağlık ve huzur dolu yıllar diliyorum….

Pastayı üfleyebilirsin BMA (dünkü doğumgünüm anısına )…

Henüz yorum yapılmamış, sesinizi aşağıya ekleyin!


blank
Yükleniyor..