11 dk

Yoğun bakım ve acil servislerde çalışan bir hekimin belki de en sık duyduğu seslerden biri, mekanik ventilatör cihazlarından gelen alarm sesleridir. Bu sesler zaman zaman rahatsız edici olabilir hatta bazen “bir an önce susturulması gereken” bir şey olarak görülebilir. Oysa her alarm hastanın akciğer fizyolojisine dair önemli bilgiler verir. Bu yazıda ventilatör alarmlarını anlamanın neden önemli olduğunu ve alarm tiplerine göre nasıl sistematik yaklaşım sergilenebileceğini ele alacağız. İyi okumalar…

Temel Kavramlar: Direnç ve Kompliyans

Ventilatör alarmlarını anlayabilmek için önce akciğer mekaniklerine dair iki temel kavramı hatırlamak gerekir: hava yolu direnci (resistans) ve akciğer kompliyansı. Bunu basit bir benzetme ile açıklayabiliriz: Hava yollarını ince bir pipete, alveolleri ise esnek bir balona benzetelim.​1​

  • Direnç (resistans): Havanın pipetten geçerek alveole ulaşması için gereken basıncı ifade eder. Hava yolu direnci arttığında, dar bir pipetten hava üflemek gibi, gaz akımı zorlaşır ve aynı volümü iletmek için daha yüksek basınç gerekir. Örneğin astım ya da KOAH gibi durumlarda bronşların daralması hava yolu direncini artırır.
  • Kompliyans: Alveollerin (balonun) belirli bir volümle şişebilmesi için gereken basıncı ifade eder. Kompliyans azaldığında alveollerin esnekliği azalır, yani balon sertleşmiş gibidir; aynı volümü şişirmek için daha yüksek basınç gerekir. Örneğin pulmoner fibroziste veya ARDS’de akciğer kompliyansı ciddi oranda düşer.
blank

Ventilatör alarm tiplerinin büyük kısmı, bu iki parametredeki değişikliklere dayanır.

Kritik Alarm Tipleri

1. Düşük Tidal Volüm Alarmı

Tidal volüm her solukta alınan ve verilen hava miktarını ifade eder. Düşük tidal volüm alarmı, ventilatör tarafından ayarlanan veya beklenen tidal volümün altında bir değer ölçüldüğünde tetiklenir. Bu alarm aşağıdaki durumların habercisi olabilir:

  • Hasta yeterli hava alamıyor (hipoventilasyon),
  • Havayolunda kaçaklar var,
  • Ventilatör devresinde kopma veya ayrılma olmuş,
  • Hasta ventilatöre uyumsuz (asenkroni)

Kritik hastalarda bu alarm hipoksi, hiperkapni ve yetersiz ventilasyonla sonuçlanabilir. Bu nedenle hızlı değerlendirme ve müdahale gerektirir.​2​

Değerlendirme Adımları:

  • Hastayı Değerlendir
    • Sp02, ETCO2, göğüs ekspansiyonu ve bilinç düzeyi
  • Devreyi Kontrol et
    • Tüm bağlantıları kontrol et
    • Bükülme (kink), filtre tıkanıklığı veya devrede su birikimi olabilir.
    • Endotrakeal tüpü kontrol et. Balonu kontrol et. Tüp derinliği uygun mu?
  • Ventilatör ayarlarını kontrol et
    • Mod ve hedef tidal volümü kontrol et

Klinik İpuçları:

  • Önce hasta, sonra cihazı değerlendir
  • Alarmı sadece susturma, nedenini araştır. (alarm fatigue!)​3​
  • Devreyi fiziksel olarak kontrol et
  • TV alarmı ile birlikte desatürasyon varsa, acil ambu!
  • PSV modunda destek seviyesi düşükse TV’de düşük olur.
  • Cuff kaçakları sinsi olabilir, sık kontrol edilmelidir.

2. Yüksek Pik Basınç Alarmı

Yüksek pik basınç alarmı, inspirasyon sırasında hava yolu basıncının belirlenen üst sınırı aşmasıyla tetiklenir. Birçok ventilatörde bu üst sınır varsayılan olarak ~35-40 cmH₂O civarında olsa da, klinik duruma göre ayarlanabilir. Pik inspiratuar basıncın (PIP) yükselmesi genellikle iki temel sorundan kaynaklanır: hava yolu direncinin artması (örn. tüp veya bronşlarda tıkanma) veya akciğer-toraks kompliyansının azalması. Yüksek basınç alarmı, yoğun bakım ve acil tıpta en sık karşılaşılan ventilatör alarmlarındandır ve ciddiye alınmalıdır.​4​

Bu alarm devreye girdiğinde ventilatör, ayarlanmış güvenlik protokolü gereği genellikle inspirasyonu sonlandırır; yani hastaya vermesi gereken tidal volümün tamamını veremez. Sonuç olarak yetersiz ventilasyon ve volüm travması riskine yol açabilir . Ayrıca PIP yüksek seyrediyorsa alveollerde aşırı gerilme ve intratorasik basınç artışı söz konusu olabilir; bu durum barotravmaya ve venöz dönüş azalmasına bağlı hipotansiyona kadar varan hemodinamik sorunlara yol açabilir . Kısacası, yüksek basınç alarmı hem altta yatan potansiyel bir tehlikeyi (örneğin tansiyon pnömotoraks) işaret edebilir, hem de kendi başına ventilasyonun kesilmesi nedeniyle acil müdahale gerektirir.​5​

Yüksek hava yolu basıncının nedenini analiz etmek için en kritik adımlardan biri plato basıncını (Pplat) ölçmektir. Plato basıncı, inspiratuar akım durduğunda (genellikle ventilatördeki “inspiratory hold” tuşuna basılarak 0.5-2 saniye akımın durdurulması ile) ölçülen alveoler basınçtır. Bu manevra ile ventilatör, anlık olarak akımı keser ve hava yolu basıncı ile alveolar basınç eşitlenir; ekranda görülen plato basıncı, alveolleri şişirmek için gereken basınçtır. Pik ve plato basıncı arasındaki ilişki, sorunun kaynağı hakkında önemli ipucu verir:

  • Plato basıncı normal veya sadece hafif yükselmiş, ancak PIP yüksekse: Bu tablo, hava yolu direnci arttığını gösterir, alveollere ulaşan hava miktarı kısıtlanmaktadır fakat alveoller hava ile dolduğunda onların esneme kapasitesi normaldir. Yani sorun “pipet”tedir, “balon”da değil. Mekanik olarak ifade edersek PIP ile Pplat arasındaki fark belirgin şekilde artmıştır. Bu durum genellikle “hava yolu obstrüksiyonu” veya direnç problemi olarak adlandırılır.
  • Plato basıncı da belirgin şekilde yüksek ve PIP yüksekse: Bu tablo, alveollerin de yeterince dolamadığını, akciğer kompliyansının azaldığını gösterir. Yani hem “pipet”te hem “balon”da problem vardır; veya esasen sorun “balonun kendisindedir” (akciğer sert, esneme kabiliyeti az). Mekanik olarak PIP ile Pplat arasındaki fark normal veya hafif artmış, fakat her ikisi de yüksektir. Bu durum “kompliyans problemi” olarak adlandırılır.
blank

Yüksek Pik Basınç + Normal Pplat

Bu durumda hava yollarında bir daralma veya tıkanıklık söz konusudur (“pipet problemi”). Alveoller aslında hava ulaşabildiğinde normal şekilde şişebilmektedir; plato basıncı yüksek olmadığından, akciğerlerin kompliyansı büyük oranda korunmuştur. Nedenleri arasında şunlar bulunur:

  • Bronkospazm: Özellikle astım ya da KOAH atağında görüldüğü gibi bronşların yaygın daralması, hava yolu direncini artırarak PIP değerini yükseltir.
  • Endotrakeal Tüp Problemleri: Tüpün kink yapması (bükülmesi veya hasta tarafından ısırılması) hava akımına mekanik engel oluşturur. Ayrıca ETT’nin herhangi bir nedenle tıkanması (birikmiş yoğun sekresyonlar, mukus tıkaç, kan pıhtısı) da ciddi direnç yaratır . Küçük çaplı bir tüp kullanılmış olması veya tüp ucunun trakea duvarına yapışması da basıncı yükseltebilir. Özellikle çocuk hastalarda tüp çapının uygun seçilmemesi direnç problemine sebep olabilir.
  • Ventilasyon Devresi ve Filtreler: Devrede bir tıkanıklık (örneğin nemlendirici filtresinin tıkanması) veya hortumlarda sıvı birikimi (kondensasyon) varsa hava akışı kısıtlanır. Bunlar da direnç kaynaklı basınç artışına yol açarak alarm üretebilir.

Müdahale

Öncelikle hastanın sedasyon ve analjezisinin yeterli olduğundan emin olun; çünkü ağrı veya uyanıklık sonucu hasta ventilatöre karşı “savaşır”sa basınçlar artabilir. Ardından hava yolu obstrüksiyonunun olası nedenlerini giderin:

  • Hastayı aspire edin: Tüp içerisindeki sekresyon tıkaçlarını gidermek için uygun boyutta bir kateterle endotrakeal aspirasyon yapın.
  • Tüpü ve devreyi kontrol edin: Tüpün kıvrılıp bükülmediğini veya trakeadan çıkmak üzere kaymamış olduğunu kontrol edin. Gerekirse tüp pozisyonunu düzeltin, hastaya ısırma bloğu yerleştirerek tüpü ısırmasını önleyin.
  • Bronkospazm yönetimi: Klinik bulgular astım/KOAH alevlenmesini düşündürüyorsa hızlı etkili bronkodilatör tedaviler uygulayın. Ekspirasyon fazını uzatmak, akım hızını artırarak hastanın talebini karşılamak da ventilatör ayarlarında yapılacak düzeltmelerdendir.

Yüksek Pik Basınç + Yüksek Pplat

Burada akciğerin ya da göğüs kafesinin esnekliğinde azalma söz konusudur (“balon problemi”). Hava yolları açık olsa bile alveolleri şişirmek zorlaşmıştır. PIP ile birlikte plato basıncı da yükselir, yani alveoler basınçlar yüksek, kompliyans düşüktür. Bu durumun sık görülen nedenleri şunlardır:

  • Akut akciğer hasarı / ARDS: Diffüz akciğer ödemi, inflamasyonu veya fibrozisi ile giden durumlar (ARDS, yaygın pnömoni, pulmoner fibrozis) alveollerin sertleşmesine yol açar. Sonuçta tidal volüm verirken hem PIP hem Pplat yükselir . ARDS’de plato basıncının 30 cmH₂O altında tutulması istenir, bu alarm bu eşiğin aşılmakta olduğunu gösterebilir.
  • Pnömotoraks veya masif plevral efüzyon: Plevral boşlukta hava (tansiyon pnömotoraks) veya büyük miktarda sıvı birikimi, akciğerin ekspansiyonunu kısıtlar (kompliyansı düşürür). Bu durumda da alveoler basınçlar yükselir. Özellikle tansiyon pnömotoraks, ventilatörde ani basınç yükselmesinin en acil ve hayatı tehdit eden nedenlerinden biridir; hipotansiyon ve oksijen desatürasyonu eşlik ediyorsa hemen düşünülmelidir.
  • Tek akciğer ventilasyonu (Endobronşial entübasyon): Eğer endotrakeal tüp yanlışlıkla sağ ana bronşa ilerlemişse veya bir bronş obstrüksiyonu nedeniyle hasta tek akciğerle ventile oluyorsa, efektif ventilasyon alanı yarıya düşeceği için verilen normal volümler bile bir akciğer için aşırı olacaktır. Bu durumda o akciğeri şişirmek için yüksek basınç gerekir; Pplat yükselir, alarm çalar.
  • Akciğer dışı nedenler: Göğüs duvarının kompliyansını bozan durumlar da (ör. obezite, abdominal distansiyon, şiddetli göğüs duvarı rijiditesi, kifoskolyoz) plato basıncını yükseltebilir. Ayrıca ciddi oto-PEEP durumlarında da alveoler basınçlar birikerek sonraki nefeslerde basıncı artırır.

Müdahale

Kompliyans problemi, altta yatan duruma yönelik hızlı tedavi gerektirir:

  • Tansiyon pnömotoraks şüphesi varsa (travma veya yüksek riskli bir hastada ani basınç artışı, hipoksi, hipotansiyon, trakeal deviasyon) hemen iğne veya tüp torakostomi ile dekompresyon
  • Tek taraflı ventilasyon durumunda entübasyon derinliğini kontrol edin; tüpü bir miktar geri çekerek uygun seviyede konumlandırın ve entübasyon yerini doğrulayın.
  • Pulmoner ödem veya aşırı sıvı yüklenmesi varsa diüretik tedavi, PEEP artırılması gibi önlemlerle destek sağlayın. ARDS’de ise düşük tidal volüm ve yüksek PEEP uygulanan koruyucu ventilasyon stratejisine geçmek gerekebilir.
  • Ventilatör ayarlarını gözden geçirin: Zorlu kompliyans durumlarında verilen tidal volümü azaltıp solunum sayısını artırarak dakika ventilasyonunu korumak gerekebilir. İnspirasyon akış hızını düşürüp daha yavaş nefes verilmesi, plato basıncını bir miktar düşürebilir. Ayrıca hava hapsini önlemek için ekspirasyon süresini uzatmak faydalı olacaktır.

Diğer Ventilatör Alarmları

Apne Alarmı

Hastanın solunum sayısı belirli bir alt limitin altına düştüğünde (genellikle 20 saniye gibi bir apne süresi sonunda) tetiklenir . Bu alarm, spontan soluyan hastalarda apneik kalındığını veya cihazın backup modda devreye girdiğini gösterir.

En sık nedeni devrenin ETT’den ayrılması ya da tüpün dışarı çıkmasıdır. Ayrıca derin sedasyon, nöromüsküler blok veya cihaz tetikleme ayarının uygunsuzluğu nedeniyle hasta nefes alamıyor olabilir. Müdahalede öncelikle hastayı manuel ventilasyona alarak oksijenlenmesini sağlayın ve devre bağlantısını kontrol edin.

Tüp yerinde mi, ventilatöre bağlı mı? Sorun yoksa, hastanın uyaranlara rağmen nefes alıp almadığı değerlendirilir. Gerekirse ventilatörün tetikleme eşiğini düşürün veya destek düzeyini artırın. Apne alarmı resetlendikten sonra mutlaka bir süre hastanın solunumu gözlemlemek gerekir.

Yüksek PEEP Alarmı

Pozitif end-ekspiratuar basıncın (PEEP) önceden belirlenen üst limitin üzerine çıkmasıyla çalar. Bu alarm, hastanın akciğerlerinde ekspirasyon sonunda hala yüksek basınç kaldığını, yani alveollerin tam boşalamadığını gösterir.

En sık sebebi oto-PEEP (hava hapsi) durumudur. Özellikle astım/KOAH alevlenmelerinde veya çok yüksek solunum frekanslarında tam ekspirasyon sağlanamadığında gelişir. Müdahale için ekspirasyon süresini uzatmak (solunum sayısını azaltıp I:E oranını genişletmek) ve biriken havayı azaltmak gerekir. Ventilatör ayarları gözden geçirilmeli, gerekiyorsa uygun PEEP düzeyi yeniden ayarlanmalıdır. Oto-PEEP’e katkıda bulunabilecek bronkospazm, sekresyon gibi faktörler de eşzamanlı tedavi edilmelidir.

Düşük PEEP Alarmı

PEEP seviyesinin ayarlanan alt limitin altına düşmesiyle tetiklenir. Bu alarm, hastaya verilmek istenen PEEP’in sağlanamadığını ve alveollerin tam açık tutulamadığını gösterir.

En sık nedeni ventilatör devresi veya ETT cuff’ındaki kaçaklardır. Aslında düşük PEEP alarmı, düşük basınç/volüm alarmının bir benzeri olarak düşünülebilir; kaçak varsa PEEP tutunamaz. Ayrıca hastanın kuvvetli spontan inspirasyonu da, ventilatör yetişemiyorsa, ekspirasyon sonu basıncını istenenin altına çekebilir.

Müdahalede devre ve cuff kontrol edilmeli, kaçak varsa giderilmelidir. Eğer hastanın inspiratuar akış talebi yüksekse, ventilatörün akış hızı veya trigger ayarları hastanın ihtiyacına göre düzenlenmelidir.

Yüksek Solunum Frekansı Alarmı

Hastanın toplam solunum sayısı, belirlenen üst sınırı aştığında çalar. Bu alarm, hastanın takipneik olup hiperventile olduğunu haber verir ve altta yatan nedeni değerlendirmemizi sağlar.

Oto-tetikleme (ventilatör hassasiyetinin yanlış ayarlanması nedeniyle cihazın gereksiz tetiklenmesi) veya hastanın solunum sıkıntısı içinde olması en sık nedenlerdir. Müdahalede öncelikle alarmın gerçek mi sahte mi olduğu anlaşılmalıdır: Hastanın anksiyetesi, ağrısı varsa giderilmeli (gerekirse sedasyon/analjezi); eğer cihaz aşırı hassasiyetten kendi kendine tetikleniyorsa tetikleme duyarlılığı ayarlanmalıdır. Sekresyonlar nedeniyle hasta sık soluyorsa aspirasyon yapmak, gerekirse basınç desteğini artırmak, hastanın ihtiyacına uygun inspiratuar akışı sağlamak da atılacak adımlardır.

Sonuç

Mekanik ventilatör alarmları, basit birer sesli uyarı olmanın ötesinde, hastanın solunum durumundaki değişiklikleri ve ventilatör sistemindeki potansiyel sorunları haber veren hayati tanı araçlarıdır. Acil tıp uzmanları ve yoğun bakım ekipleri için bu alarmları doğru yorumlamak ve hızla karşılık vermek, hipoksi, barotravma veya volüm travması gibi ciddi komplikasyonları önlemek adına kritik öneme sahiptir. Özellikle düşük tidal volüm ve yüksek pik basınç alarmlarında, altta yatan nedenin havayolu direnci mi yoksa akciğer kompliyansı sorunu mu olduğunu ayırt etmek, yapılacak müdahaleyi belirler.

Sonuç olarak, ventilatör alarmlarını asla göz ardı etmeyip, bize verdikleri mesajı anlamaya çalışmak, hastamızın sağkalımı için çok önemlidir.


Kaynaklar

  1. 1.
    Jain M, Sznajder JI. Crit Care. Published online 2007:206. doi:10.1186/cc5159
  2. 2.
    Donaldson C. Minimizing Ventilator-Induced Lung Injury: Out With the Old, In With the New. Annals of Emergency Medicine. Published online February 2017:267-268. doi:10.1016/j.annemergmed.2016.09.044
  3. 3.
    Scott JB, De Vaux L, Dills C, Strickland SL. Mechanical Ventilation Alarms and Alarm Fatigue. Respiratory Care. Published online October 1, 2019:1308-1313. doi:10.4187/respcare.06878
  4. 4.
    Weingart SD. Managing Initial Mechanical Ventilation in the Emergency Department. Annals of Emergency Medicine. Published online November 2016:614-617. doi:10.1016/j.annemergmed.2016.04.059
  5. 5.
    Walsh BK, Waugh JB. Alarm Strategies and Surveillance for Mechanical Ventilation. Respiratory Care. Published online June 1, 2020:820-831. doi:10.4187/respcare.07546

Bir yanıt yazın

YAZAR HAKKINDA

blank
Aykut Özkan
Editör
Gülhanelidir. Askeriyeden ayrılmış olsa da askerlik ondan ayrılmamıştır. Marmara Üniversitesi’nde acil tıp uzmanı olduktan sonra halen Koç Üniversitesi Hastanesi’nde çalışmaya devam etmektedir.

BU YAZIYI DİNLE

SESLENDİREN

blank
Nazmiye Özcan
Acilcinin Sesleri
Mersin üniversitesi tıp fakültesi mezunudur. Şişli Hamidiye Etfal’de acil tıp ihtisasını tamamladıktan sonra yuvasına uzman olarak dönmüştür. Halen Etfal’de acil tıp uzmanı olarak çalışmaktadır. Yazmayı değil okumayı sever. Üniversite yıllarında yaptığı radyo programını podcast yaparak pekiştirmektedir.

ETİKETLER