Hatırlayacağınız gibi, bir önceki yazımda kullanıcı gücü gerektiren mekanik yapılı KPR cihazını tanımıştık. Bugün ise mekanik olduğu kadar, elektronik de olan bir cihazı; “Autopulse” KPR cihazını inceleyeceğiz.
Amerika menşeili ürün bataryalarıyla beraber 11.6 kg civarında ağırlığa sahip. En önemli özelliği yukarıda da belirttiğim gibi elektronik olması sebebiyle kurtarıcı gücüne ihtiyaç duymaması. Travma tahtası benzeri bir görünüme sahip yapı, sistemin beyni. Üretici firmanın “Lifeband®” adını verdiği adeta “cırt cırtlı” bir kemeri andıran yapı ise, cihazın ikinci parçasını oluşturmakta. Kompresyon komutu verdiğiniz anda çalışmaya başlayan cihaz, işlevini ritmik olarak gerçekleştiriyor. Bu esnada size kalan iş ise,ventilasyonun idamesini sağlamak.
Kullanırken gördüğüm en önemli hazırlık aşaması sorununun, cihazın tahtasının yerleştirilme aşaması olduğunu söyleyebilirim. Bu sorunu aşmanın en iyi yolu ise; prearrest safhada, tahtayı hastanın altına yerleştirmiş olmak. Tabii, bir süre sonra deneyiminizde arttığında, başlamış olduğunuz geleneksel KPR’nin o kısacık “kontrol” fazında tahtayı hızlıca yerleştirebilirsiniz de.
“İyi ama, travmalı hastada nasıl kullanalım bu cihazı? Sırt tahtasını koymak kolay mı? sayın Acilci.net yazarı” diyebilirsiniz.
Hemen cevaplayayım; Bu cihaz, travmalı hastada kullanılmadığı gibi, pediatrik hastalar için de uygun değil!
Cihaz kaç parçadan oluşuyor? Paketten ne çıkıyor?
Cihaz aktif kullanımda 2 parçadan oluşmakta. Birincisi, üzerinde buton ve gösterge panelinin bulunduğu batarya yuvalı platform (yukarıda tasvir ettiğim travma tahtası benzeri yapı). İkincisi ise bu platforma takılıp çıkartılabilen LifeBand® (kompresyon için göğüs duvarını saran band). Bu iki parça haricinde, batarya/yedek batarya ve şarj cihazı da paketten çıkan diğer ana materyaller.
Nasıl Çalışıyor? Hangi aşamalardan geçmeliyiz?
Küçük bir şömine odunu büyüklüğündeki bataryayı autopulse platformunun baş tarafındaki yuvaya yerleştirmekle cihazın çalışabilir konuma getirmiş oluruz. Platformun alt 1/3 bölümünde yer alan bağlantı noktaları ile, LifeBand®’ı sabitlediğimiz anda cihaz kullanımımıza hazır olmuş olur. Bundan sonra yapmamız gereken tek şey, sırt üstü yatmakta olan hastanın sırt kısmına temas edecek şekilde platformu yerleştirirken, platform üzerinde başı işaret eden alana hastanın başının hizalanmasını sağlamak. Böylece, hastanın göğüs ön duvarını saracak olan kompresyon bandının da doğru alana yerleştirilmesini kolaylaştırmış oluruz. Burada dikkat etmemiz gereken durum, bandın gevşek halde (bandın kemer kısmının büzüşük olmaması) bekletilmesi. (Buna dikkat etmediğimiz takdirde, maket üzerindeki ilk denemelerimde olduğu gibi; cihazın neden çalışmadığını arar durursunuz) Kullanım vakti geldiğinde, önce, bandın geniş ve defibrilasyon pad’ine benzer olan cırt cırtlı kısmını hızlıca üst üste getirir; sonra, platformun sağ üst yanında bulunan LCD gösterge paneli etrafındaki butonlar yoluyla çalışmasını sağlarız. Bu aşamada ilk göreceğiniz şey, cihazın hastanın göğüsünü çevrelemek amacıyla bandı germesi olacak. Çok hızlı olan bu aşama bittiğinde LCD ekranda beliren “start” tuşuna (yeşil buton) bastığınızda KPR başlamış olur. Ancak burda bir karar vermeniz gerekiyor; fabrika ayarlarında bulunan 30:2 ritm ile devam edecekseniz, sorun yok. Ancak, benimde şu ana kadar hiç kullanmadığım bu düzeni istemiyorsanız ekranda beliren “switch to continuous” tuşuna basmanız yeterli. Nabız/monitor kontrolü yapmak istediğinizde de aynı gösterge panelindeki “stop” düğmesine basmanız yeterli. Tabii tercihininiz “Quit” de olabilir. Bu düğmeye bastığınıza, ne olacağını söylememe gerek yok sanırım.
Teknik özellikleri nedir?
18 yaş altındaki hastalar için uygun olmayan sistemin etkin çalışabildiği hasta ağırlığı ise 136 kg ve altı. Bunun yanında, etkinliği için gereken diğer vücut sınırlamaları; göğüs çevresinin 76-130 cm ve yüksekliğininde 25-38 cm olması. Vücut ölçüleri bu standartlara uygun hastalarda göğüs ön-arka derinliğinin %20 sine yakın kompresyon sağlanabilmekte. Sistem, kompresyon ritmi için, iki seçenek sunuyor; 30:2 ve kesintisiz kompresyon. 30:2 modunda her 30 kompresyonun ardından 1.5 saniyelik 2 ardışık ventilasyon için kompresyona ara veriyor. Cihazda kafamı kurcalamış ve üretici firma ile irtibata kadar götüren yegane özelliği ise kompresyon hızının 80/dk. olması.
Sistemdeki tek disposable malzeme, kompresyon için kullanılan sıkıştırma bandı (LifeBand®). Göğüs ön duvarını kaplayan bir pad şeklinde olan geniş kısım, göğüs yan duvarı boyunca kemer şeklinde inerek sisteme bağlanıyor.
Sisteme enerji sağlayan bataryalar için 2 gözlü şarj aleti mevcut ve yaklaşık 3,5 4 saatte bitmiş olan bataryayı şarj edebiliyor. Bu şekilde şarj edilmiş batarya ile yaklaşık 30- 35 dakikalık KPR müdahalesi yaptığımı söyleyebilirim. (belirtmekte fayda var; KPR’yi bitirdiğimde cihazın bataryası halen ikaz durumuna geçmemişti.)
Akla gelen sorular ?
-
Türkiye de yaygın olarak kullanılıyor mu?
Yaygınlığı konusunda distribütör firma ile görüştüm. Mevcut durumda elinde bu cihazdan bulunan hastane bulunmamakta. Ancak, ihale aşamasında/talep aşamasında olan birçok sağlık kurumu olduğunu ifade etmekteler.
-
Cihazı kullanırken ne kadar güç harcıyoruz?
Sistem elektronik olduğundan, çalışır durumda iken ventilasyon için harcadığınız çaba haricinde ek güce ihtiyaç kalmıyor.
-
Sonuçta elektronik devre şunu 100/dk ya ayarlayamazmıyız? Neden 80/dk?
Distribitör firma aracılığı ile üretici firma merkezinden gelen cevap şu şekilde; Cihazımızın yapısı gereği göğüs kafesi maksimum oranda verimli KPR’ ye maruz kalmakta, geleneksel yönteme göre o kadar iyiyiz ki, hızı daha fazla arttırmak göğüs kafesinin genişlemesine izin vermeyecetir. Yaptığımız çalışmalar AHA’nın son kılavuzunun önerilerini ve ortaya çıkan sonucu biz 80/dk da yapabiliyoruz.
-
Maliyeti Ne kadar?
Distribütor firma fiyat bilgisini vermiş olsa da, diğer KPR cihazlarını pazarlayan firmalar vermediği için bu yazıda açıklanması doğru olmaz sanırım.
-
LifeBand®, defibrilasyon uygulanmasına engel mi?
Göğüs ön duvarının önemli bir bölümünü kaplayan bant ile birlikte özel defibrilasyon padleri kullanılabilir. Her ikisi de birbirini etkilemekte. Ancak, maliyet sizin için bir sıkıntı ise, benim uyguladığım ve sorun çıkmadığını gördüğüm hareket tarzı, bandın açılıp kapatılması idi. Cırt cırtlı yapısı nedeniyle kolaylıkla açıp, müdahale sonrası da kapatabileceğinizi söyleyebilirim.
-
LifeBand® çoklu kullanıma uygun mu?
Kağıt üstünde “hayır”. İşin pratiği ise, biraz farklı olabilir. Zira kongrelerde göreceğiniz gibi, aynı bant defalarca (belki yüzlerce kez) kullanılabilmekte. Ama tabii, gerçek hayatta yaşanan telaş ve diğer faktörler düşünüldüğünde bu sayıya ulaşmak mümkün olmayabilir.
-
Sistemin hassas karnı var mı?
Elbette var. En hassas yeri, gösterge paneli. Sıvı ile teması, önerilmemekte. Buna karşın, her ekran, üzerine sıvı döküldü diye bozulacak değil. “Platformu sıvıya daldırmadıktan sonra kolay kolay bozulmaz” demekte, firma temsilcileri.
Bence bundan daha hassas yeri, (özellikle de çoklu kullanımı düşününler için) LifeBand®’ın platforma bağlanmasını sağlayan klips. Bana çok narin geldi, çoklu kullanımda ilk fire buradan verilebilir. (Bu arada tek taraflı kırıldıysa da sıkıntı yaratmaksızın kullanılabiliyor. Üstelik, verimliliğinde de azalma olmuyor) Ama iki tarafından kırıldıysa bandın değiştirilmesinde fayda var.
-
Göğüs ön duvarının büyük bir kısmı LifeBand ile kaplı iken, şoklanabilir ritimlere nasıl müdahale edeceğiz?
Cihaz, defibrilatör padlerinin kullanımına uygun. Bununla birlikte, bu olasılık için defalarca bandı açıp kapadım. Maksimum 2 sn içinde açıp, 3-4 saniye içinde kapatabildiğimi gördüm.
-
Sistem hareket halinde çalışabilir mi?
Teorik olarak evet. Ben, hareket halinde işlevini göreceğini düşünüyorum. Zaten firma temsilcileri de bu yönü ile alakalı pek çok bilgi/sunu göstereceklerdir. Ancak bizzat kullanmadım. Bununla birlikte, AMI düşündüğümüz ve KPR için bu sistemi kullandığımız bir vakamızda, yanıt alınır alınmaz girişime gönderirken bu cihazı da çıkartmamış olmanın güvenini hissettim. Resusitasyon odasından YBÜ, Radyoloji ya da girişim odalarına transfer sırasında endikasyon halinde derhal çalıştırıp; sadece solunuma destek vererek, güvenli ve müsait bir alana çekebilecek olma hissi, güzeldi.
-
Geleneksel KPR ile arasında verimlilik farkı var mı?
Literatüre dayanarak kaleme alacağım bu konuyu dizinin son bölümünde bulabileceksiniz.
Sırada ne var?
Yazı Dizisi: KPR sırasında kullanılan kompresyon/dekompresyon cihazları
Sırasıyla;
KPR sırasında kullanılan kompresyon/dekompresyon cihazları: Giriş
Türkiye’de satışa sunulan göğüs kompresyon cihazları: Animax®
Türkiye’de satışa sunulan göğüs kompresyon cihazları: Autopulse®
Türkiye’de satışa sunulan göğüs kompresyon cihazları: CardioPump®
Türkiye’de satışa sunulan göğüs kompresyon cihazları: LUCAS-2®
Literatür taraması: Göğüs kompresyon cihazları
Yazar
Bir Yanıt
Merhaba. Autopulse ve defriblatör arasındaki fark nedir?